AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

P O L İ T İ K A
TCK'da devrim gibi değişiklik

502 maddelik tasarı ile 77 yıllık TCK'da eskiyen yüzlerce madde ve ifade yenilendi. Soykırım suçuna 20 yıl hapis cezası gelirken, tasarıya yeni "suç" tanımları eklendi.

  • EVİN GÖKTAŞ
    Halen TBMM Adalet Komisyonu'nda bekleyen 502 maddelik son Türk Ceza Kanunu Tasarısı ile soykırım (jenosid) suçuna 20 yıla kadar ağır hapis cezası getirildi. TCK'da soykırım suçuna yer verilmesiyle 1948 tarihli BM Sözleşmesi'nden kaynaklanan yükümlülük yerine getirildi.

    Tasarı ile 77 yıllık TCK'da eskimiş bulunan yüzlerce madde ve ibare değiştirilerek, yerine yenileri konuldu. Başkanlığını Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer'in yaptığı Komisyon, iki yıla yakın çalışmaları sonucunda bu tasarıyı hazırladı. Tasarı ile cezalar, suçların ağırlık derecesine ve günün koşullarına göre yeniden düzenlendi. Ağır hapis ve hapis ayrımı kaldırılırken, ölüm cezası yerine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası getirildi.

    Önce dil sadeleştirildi

    Tasarı ile öncelikle TCK'nın dilinde sadeleştirmeye gidildi. TCK'da geçen bazı sözcükleri bir çok insan, anlamak ve telaffuz etmekte güçlük çekiyordu. Tasarıda yerleşmiş hukuk terimleri kullanılarak, hukuk dili açısından terim birliği sağlandı.

    İdam yerine müebbbet

    En büyük yenilik, ölüm cezasının kaldırılarak yerine sıkı güvenlik rejimine göre çektirilecek "ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis cezası"nın getirilmesi. Bu düzenleme 57 ve 60. maddelerde gerçekleştirildi. Böylece TCK, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 6. Protokol'e uygun hale getirildi.

    İfade suçu somutlaştırıldı

    Tasarıda, "düşünce suçu" konusunda yapılan düzenleme ile demokratikleşme yolunda önemli bir adım atıldı. TCK'nın 312. maddesinin yerine, "Cürmü övme, kanunlara uymamayı tahrik" kenar başlığını taşıyan 292. maddesiyle yeni bir düzenleme önerilen tasarıda, bu madde kapsamındaki suçların unsurları daha belirgin hale getirildi.

    'Ceza'da ayrım kalktı

    Cezalar ve miktarları, suçların ağırlık derecesine göre ve günün koşullarına göre yeniden düzenlendi. Ağır hapis ve hapis cezası ayrımı kaldırıldı. Ceza adaletinin sağlanması amacıyla, suça verilecek cezalar, eylemin ağırlık derecesine göre yeniden belirlendi.

    Mülkilik ilkesi geliyor

    Tasarıyla, ilk kez Türk hukuk sistemine "mülkilik" getirildi. Açık denizlerde ve bu denizlerin üzerindeki hava sahalarındaki Türk araçlarında veya bu araçlarla işlenen suçlar Türkiye'de işlenmiş sayıldı. (md. 6)

    Trafik kazaları gibi taksirli suçlarda suçlunun durumuna uygun cezalar verilmesi için hakime geniş takdir yetkisi tanındı; bilinçli taksir kavramı getirildi. (md. 21)

    Tasarı ile özel hukuk tüzel kişilerine cezai sorumluluk öngörüldü. (md. 25-26)

    Hukuka uygunluk nedenleri

    Kanun hükmünü ve amirin emrini yerine getirme ile hakkın kullanılması ve mağdurun rızası, hukuka uygunluk nedenleri arasında düzenlendi. Tasarıda, "Meşru savunmada uğranılan saldırı ile onu defetmek için kullanılan kuvvet arasında, zorunluluk halinde ise karşılaşılan tehlikenin ağırlığı ile kullanılan vasıta arasında orantı bulunması şarttır" denildi. (MD. 27-30)

    Kadınlara elektronik pranga

    Tasarının 64-66. maddelerinde, iki yıl veya daha az süreli hapis ve hafif hapis cezaları yerine, bazı Avrupa ülkeleri ile ABD'de uylanmakta olan cezalar getirildi. Buna göre, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar, suçlunun kişiliğine, davranışlarına ve suçun işlenmesindeki özelliklerine göre mahkemece, bir yılı geçmemek ve rızası bulunmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılabilecek.

    Hükümlülük süresi altı ayı geçmeyen kadınların cezalarının, üzerlerine elektronik bir alet bağlanmak suretiyle oturdukları yerde çektirilmesine; hükümlü veya cumhuriyet savcısının istemi üzerine, mahkemece karar verilebilecek.

    Ölüm orucuna ceza

    Ceza ve infaz kurumlarına yasak madde sokanlara verilen ceza miktarı da artırılırken, hükümlü ve tutukluların açlık grevi veya ölüm orucuna teşvik edilmesi veya bu yolda kendilerine talimat verilmesi de bağımsız bir suç haline getirildi. Ayrıca, cezaevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların beslenmesini, haberleşmesini, ziyaretçileri ile görüşmesini, iş yurdu çalışmaları ile diğer toplumsal ve kültürel etkinliklere katılmasını, kurum tabibince muayene edilmesini, mahkemelere veya cumhuriyet savcılığına gitmesini, kurum görevlileri ile görüşmesini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmasını engelleyenlerin cezalandırılacakları hükme bağlandı.

    Çocuklarda cezai yaş sınırı 12

    Çocuklara yönelik koruyucu, tedavi edici ve eğitici tedbirler de getirildi. Tasarının 100-127. maddelerinde çocuk ve küçüklere ilişkin hükümler ayrı bir kısımda yer alıyor. Tasarıda 12-15 yaş grubu "çocuk", 15-18 yaş grubu ise "küçük" olarak tanımlandı. Çocuklarda cezai sorumluluk yaşı 12'ye yükseltilirken, suçu işlediği tarihte 12 yaşını bitirmemiş olanlar hakkında ceza kovuşturması yapılmayacak. Tasarının 24. maddesiyle, çocuk mahkemelerinin görev alanı, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne uygun olarak 15 yaşından 18 yaşına çıkarıldı.

    Çocuklar ve küçükler yönünden hapis ve hafif hapis cezaları, özel bir infaz rejimine tabi tutuldu. Bu cezalar, çocuklar ve küçükler için özel infaz kurumlarında, eğitici amaç gözönünde tutularak çektirilecek.

    Radyasyon vermek suç

    Tasarıda ilk kez "radyasyona maruz bırakma" diye yeni bir suç türü ceza kanununa sokuldu. Patlayıcı, yıkıcı veya öldürücü, radyasyon yayıcı maddelerin konutlara, insanların toplu olarak bulundukları binalara, konaklama yerlerine, kamu binalarına veya kamunun kullanılmasına ayrılmış tesislere, sanayi işletmelerine konulması, patlatılması ve tutuşturulması suç sayıldı. Tasarı ile hileli boşanma da "suç" haline getirildi.

    'Telekulak'a ağır ceza

    Tasarının 190-193. maddelerinde, konuşmaların gizli dinlenmesi ve kaydedilmesi, resim çekici veya kaydedici bir aletle özel hayatın ihlali ve montaj yapılması cezalandırıldı. Tasarıda, bu şekilde elde edilen kayıtlardan yarar sağlanması, bunların başkalarına verilmesi, diğer kimselerin bilgi edinmelerinin sağlanması veya basın yayın yoluyla yayınlanması ağırlaştırıcı neden olarak kabul edildi.

    İşkenceyle ölüme müebbet

    Bir insanlık suçu olan işkence, bağımsız bir suç haline getirilerek, nitelikli ve ağır nitelikli olarak ayrı ayrı düzenlemelere tabi tutuldu. Tasarının 142-144. maddelerinde düzenlenen işkence suçuna, 6-12 yıl arası ceza öngörülürken, ölüm halinde sanığa 18 yıldan müebbet ağır hapse kadar ceza verilebilecek.

    Acıyı dindirip ölüme ceza

    140. maddede düzenlenen suçun, ötenazi olmadığı belirtildi. Ötanazi'nin doktorlar tarafından bir fiil ve failine ceza verilmemesi olduğu hatırlatılan tasarıda, "Oysa şimdiki düzenlemede, iyileşmesi mümkün olmayan ve ileri derecede acı veren, çekilmez derecede ağrılı bir hastalığa tutulmuş bulunan bir kimsenin ızdırap ve acılarına son vermek maksadıyla işlenen adam öldürme fiili için bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür" denildi.

    Etkin Pişmanlık getiriliyor

    Tasarının 31. maddesinde, yapılan düzenleme ile hafif ve ağır tahrik ayrımı kaldırılarak, bu konuda hakime takdir yetkisi tanındı. Bunun yanısıra "etkin pişmanlık" düzenlemesi getirildi. Buna göre, pişmanlığını ortaya koyan kişi, bu tutumu karşılıksız kalmayacak ve böylece toplumsal savunma güçlenmiş olacak. (md. 39)

    Fail ile mağdur uzlaşabilecek

    Tasarıda dikkat çeken en çarpıcı yeniliklerden birisi de, 39. madde ile "uzlaşma" yönteminin getirilmiş olması. Yani, fail ile mağdura karşılıklı uzlaşma hakkı tanınıyor. Böylece fail, uzlaşma ile işlediği suçun sorumluluğunu üstlenerek ve sonuçlarını gidererek toplumla yeniden bütünleşme imkanı sağlanacak.


  •  
    '2004 bizim yılımız'
    Başbakan Erdoğan, Avusturya'daki Türklere hitap ederken, AB yolunda gerçekleştirilen reformlarla 2004 yılının Türkiye'nin yılı olacağını belirterek, "İstanbul'dan Erzurum'a gider gibi Viyana'ya gideceksiniz" dedi.
    Yılmaz'ı yanlış ilişkiler bitirdi
    Bülent Akarcalı, bir dönem çok yakın olduğu Mesut Yılmaz'ı "yanlış ilişkiler içine girmekle" suçlarken, "Bizi bile kapının önünde bekletirken, Kamuran Çörtük, sormadan odasına girerdi" dedi.
    MHP'de kılıçlar çekildi
    İl kongrelerinde başarı sağlayamayan MHP lideri Bahçeli'yi teşkilatlar aday gösterecek. Diğer adaylar ise Ramiz Ongun, Koray Aydın, Namık Kemal Zeybek ve Ümit Bozdağ.
    'Herşey haftaya belli olur'
    Dışişleri Bakanı Gül, Irak'ta Türk askerlerinin kaçırılmasıyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü belirterek, "hafta başında her şey ortaya çıkacak" dedi.
    Piriştina'nın istifası Ecevit'i hayal kırıklığına uğrattı
    'Savaş ve Demokrasi' Abant'ta tartışıldı
    Süleymaniye'de yaşananlar ve Türk-ABD ilişkileri, Abant Platformu'nda tartışıldı. Gazeteci ve Yazarlar Vakfı tarafından bu yıl 6.'sı düzenlenen Abant Platformu'nun "Savaş ve Demokrasi" konulu toplantısında söz alan ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, ABD'nin eski düşmanlarının Rusya ve Çin şimdi ABD'nin yanında. Türkiye, AB ve ABD arasındaki yerini belirlemek zorunda. ABD ve AB ile ortak hareket etmenin zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, Türkiye'nin tezkereyi geçirmemesi ahlaki açıdan doğru, stratejik açıdan yanlıştır. Bunun bedeli ödenecek."
    Monti: Türkiye'de gelişmeler olumlu
    AB dönem başkanı İtalya'nın organize ettiği "Küresel pazarda rekabetçi Avrupa için politikalar" konulu toplantıya katılan rekabetten sorumlu Avrupa Komiseri Mario Monti, "Türkiye'deki gelişmeler olumlu, ama Türkiye'nin AB'ye adaylığı hassas bir konu" dedi. Monti, Roma'daki Sheraton otelinde yapılan konferanstan sonra verdiği demeçte, "Türk ekonomisinin modernleşmesi için AB içinde çok uzun zamandır yürütülen bir süreç bulunduğunu" söyledi. Önemli ve olumlu sonuçlar gelmeye başladığını kaydeden Monti, toplantıya Türkiye'nin de davet edilmesinin bunun göstergesi olduğunu kaydetti.
    Ağar: İstikrar bizimle gelecek
    DYP lideri Mehmet Ağar, Türkiye'nin yönetiminin kendi iktidarlarıyla birlikte istikrara kavuşacağını söyledi. Partisinin Eminönü İlçe Teşkilatı'nı ziyaret eden Ağar, burada partililere hitaben yaptığı konuşmada, Eminönü'nün ticaretin kalbi ve beyni olduğunu söyledi. İşsizler ve çaresizler kalabalığının en yoğun olduğu bu bölgeyi, iktidarlarında bu olumsuz durumdan kurtaracaklarını kaydeden Ağar, "Türkiye'nin yönetimi bizimle beraber istikrara kavuşacaktır. Türkiye bizimle beraber bugün örselenmeye yüz tutmuş iktidarını yeni baştan fazlasıyla yukarıya taşıyacaktır'' dedi. Ağar, daha sonra Cankurtaran Spor Kulübü'nün 50. kuruluş yılı sezon açılışına da katıldı.
    Bakan Aydın: AB için hızlıyız
    Devlet Bakanı Mehmet Aydın, "AB konusunda hükümet, AB'nin beklediğinden daha hızlı kararlar alıyor" dedi. Abant Platformu toplantılarını izlemek üzere Abant'ta bulunan Bakan Aydın, gazetecilerin, "MGK Genel Sekreteri'nin sivilleştirilmesi konusunda bir sorun var mı?" sorusuna şu karşılığı verdi: "AB konusunda hükümet, AB'nin beklediğinden daha hızlı kararlar alıyor. Bugünlerde asker-siyaset ilişkisi üzerine odaklanan paket tartışılıyor. TSK ile hükümet ve bu konularla ilgili kurumlar arasında yaşanan tartışmalarda bir sorun yok. Bu konuda son merhaleye gelindi. MGK genel sekreterinin kim olacağı, hazırlanan metinde belli olacak. Bu konuda büyük bir ihtilaf yok."
    'Başbakan'dan cevap bekliyoruz'
    ANAP lideri Ali Talip Özdemir, "Hükümet, esir alınan Türk askerlerinin cevabını vermek zorundadır" dedi. Özdemir, Giresun'da, partisinin Eynesil İlçe Teşkilatı'nın ardından Eynesil Belediye Başkanı Halil Görnaz'ı ziyaret ederek, ilçenin sorunlarıyla ilgili bilgi aldı. Çavuşlu Belde Belediye Başkanlığı'nı da ziyaret eden Özdemir, burada düzenlediği basın toplantısında, Irak'ta 11 Türk askerinin ABD askerlerince gözaltına alınması olayına değinerek, "Başbakan halen bize cevap verememiştir. Bu hükümet, esir alınan Türk askerlerinin cevabını vermek zorundadır" diye konuştu.
    13 Temmuz 2003
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    AboneFormu
    MesajFormu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
    Bilişim
    | Dizi | Karikatür | Çocuk

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED