|

90 dakika önce milletvekiline mail attı

Norveç katili Breivik'in saldırıdan sadece 90 dakika önce 'ünlü' manifestosunu 1000 kişiye internetten gönderdiği, alıcılar arasında Norveç'in Müslüman karşıtı sağ parti milletvekili Tanguy Veys'in de olduğu ortaya çıktı.

Dış Haberler
00:00 - 28/07/2011 Perşembe
Güncelleme: 01:13 - 28/07/2011 Perşembe
Yeni Şafak
90 dakika önce milletvekiline mail attı
90 dakika önce milletvekiline mail attı

Norveç'te 76 kişiyi öldürerek kanlı bir tarih sayfası açan Anders Behring Breivik'in, katliamdan 90 dakika önce aralarında Norveçli bir milletvekilinin de bulunduğu 1000'den fazla kişiye elektronik postayla manifestosunu gönderdiği ortaya çıktı. Norveçli saldırganın, Andrew Berwick ismiyle gönderdiği mailleri alanlar arasında Norveçli milletvekili Tanguy Veys de bulunuyor. Müslüman karşıtı parti Vlaams Belang üyesi olan Veys, elindeki manifestoyla Guardian'a yaptığı açıklamada, “Alıcılar arasında İtalya, Fransa ve Almanya'dan olanlar da vardı” ifadesini kullanırken, Breivik'le daha önce bir temasının olmadığını ve Norveçli saldırganın yaptıklarını kınadığını belirtti. Breivik'in mailini alanların 250'sinin İngiliz olduğu belirtilirken İngiliz hükümeti Breivik'in olası İngiliz bağlantılarının araştırılması için özel bir birim oluşturdu.

'TEHLİKELİ VE DENGESİZ' PANİĞİ

Norveç polisi saldırıdan bu yana alarm durumunu en üst seviyede tutmaya devam ederken dün başkent Oslo “tehlikeli ve dengesiz” birinin şehirde dolaştığı iddiasıyla büyük bir panik yaşadı. NTB haber ajansı, bir kişinin, tren garında 19 nolu hat yakınında havaalanına giden bir otobüse bir valiz bıraktıktan sonra gittiğinin sanıldığını duyurdu. Devlet televizyonu da polisin “tehlikeli ve dengesiz' olduğu belirtilen bir kişiyi aradığını bildirdi. Haberde, aranan adamın pazartesi günü cezaevinden salıverildiği kaydedildi. Tren garı tahliye edilirken bütün bağlantılı otobüslerin seferleri de durduruldu. Ancak saatler sonra polis tehlikeli bir durumun bulunmadığını, söz konusu 42 yaşındaki adamın sadece ruhsal sorunlarının olduğu ve saldırıyla ilgisinin bulunmadığını açıkladı. Türk kökenli Norveç'li politikacı Hatice Luk Elmacıoğlu da saldırı sonrası Norveç'in masumiyetini kaybettiğini belirterek, “Trende insanlara bakarken şüpheyle bakar olduk.” diye konuştu.

'HRİSTİYANLIĞI TEMSİL ETMİYOR'

Saldırıdan sonra dengelerin ne yönde değişieceğine dair tartışmalar sürerken Norveçli tarihçi ve yazar Dag Herbjornsrud, saldırgan Breivik'i 'Hıristiyan' kimliğini ön plana çıkararak tanımlamanın yanlış olduğunu belirterek, “El-Kaide'yi, İslamiyeti temsil eden bir terör örgütü gibi tanımlamak nasıl yanlış ise, Norveç'teki olayı gerçekleştiren teröristi de 'Hristiyan' şeklinde tanımlamak o derece yanlış.” diye konuştu. Aşırı sağ potansiyelinin en yükek olduğu Almanya'da artık uzmanlar günümüzün en büyük tehlikesi olarak bireysel eylemleri gösteriyor. Bu tür eylemlerin neden önceden fark edilmediği tartışılırken Alman Yeşiller Milletvekili Luise Amtsberg, “Oslo bizi uyarıyor” ifadesini kullandı.


Anne burada insanlar ölüyor!

Norveç'teki Utöya adasında düzenlenen saldırı sırasında, bir anne ve kızı arasındaki cep telefonu mesajları yayımlandı. İşte Anne Marianne ve saldırı sırasında adadaki kayalıklarda saklanan 16 yaşındaki Julie Bremnes'in ölüm ve yaşam arasında salınan o dakikalarda birbirlerine gönderdikleri mesajlar: Julie: “Burada insanlar ölüyor.” Anne: “Julie, merak ediyorum. Polis yolda. Beni arayabiliyor musun?”Julie: “Hayır. Polise burada bir delinin herkese ateş ettiğini söyle. Acele etsinler.” Anne: “Polisin haberi var. Çok sayıda telefon almışlar. Düzelecek. Polis bizi oradan arıyor. 5 dakikada bir hayatta olduğuna dair bir işaret ver lütfen.” Julie: “Tamam. Çok korkuyoruz.” Anne: “Biliyorum canım. Saklandığın yerde kal. Polis yolda. Ölü ya da yaralı görüyor musun?” Julie: “Kıyıdaki kayalıklarda saklanıyoruz. Çok korksam da panik yapmıyorum.” Anne: “Biliyorum canım. Seninle gurur duyuyoruz. Silah sesleri duyuyor musun?” Julie: “Hayır”... Julie: “Zaman zaman tartışsak bile sizi seviyorum.” Anne: “Biliyorum canım. Biz de seni seviyoruz. Hala silah sesi duyuyor musun?” Julie: “Polis burada.” Anne: “Ateş eden kişi polis üniformalı, dikkat et. Şimdi ne oluyor?” Julie: “Bilmiyoruz.” Anne: “Şimdi konuşabilir misin?” Julie: “Hayır. Hala ateş ediyor.” Anne: “Tüm dikkat Utöya'da. Dikkat et.” Julie: “Hala hayattayım” Mesajlaşma daha sonra şöyle sürüyor: Julie: “Hala silah sesleri duyuluyor, bu yüzden çıkmaya cesaret edemiyoruz” Anne: “Tamam. Televizyona göre oradakileri tahliye ediyorlar.” Diğer mesajlaşma: Anne: “Tatlım, orada mısın?” Julie: “Evet. Helikopterler üzerimizde uçuyor.” Anne: “Tamam, onu yakaladılar.”


KATLİAMA GİTMEDEN SOLARYUMA GİRMİŞ

Norveçli saldırgan Anders Behring Breivik'in ailesi ve arkadaşlarının görüşlerine başvuruldukça, sıradışı kişiliğine ilişkin detaylar da ortaya çıkıyor. “Birçok şeyden yoksun kalarak geçirilmiş bir gençlik, başa çıkılamayan bir aşağılık kompleksi, kronik kıskançlık.” Yakınları, Breivik'i işte bu sözlerle anlatıyor. Kanlı eylemini gerçekleştirmeden önce, olay sonrasında kullanılacağını düşünerek profesyonel fotoğraflar çektiren Breivik, mahkemede de bakımlı ve yakışıklı görünmenin “mesajını kitlelere ulaştırmada” olumlu etkisinin olacağını düşünüyor. Gençliğinde “kompleksli biri” olduğu söylenen Breivik, bir dizi estetik operasyondan geçerek yüzünü güzelleştirmiş. Alman tabloid gazetesi Bild Zeitung'da yayımlanan çocukluk fotoğraflarında burnunun uzun ve çenesinin sivri olduğu görülen saldırganın görüntüsü, şimdiki haline benzemiyor. Ailesini ahlaksızlıkla itham eden ve annesiyle kız kardeşini feminist olmak ve ahlak kurallarından uzak yaşamakla suçlayan Breivik, bundan utanç duyduğunu belirtiyor. Breivik'in ayrıca zengin arkadaşlarını kıskandığı ve aşırı para harcamakla suçladığı söyleniyor. Arkadaşlarının, hakkında “Hiç kız arkadaşı olmadığı için biz onu eşcinsel sanıyorduk” dediği saldırganın katliamdan önce solaryuma giderek bronzlaştığı ifade ediliyor.


13 yıl önce