|

Çıldırtan suskunluk

Aslan Mashadov ABD Temsilciler Meclisi üyelerine konuşan Nobel ödüllü Saharov'un eşi Bonner, "Yıllar önce insanlar Nazi kamplarına doldurulurken ve olup bitenler kulaktan kulağa aktarılırken kimse gıkını çıkarmamıştı. Şimdi aynı şey Çeçenler'e yapılıyor" dedi.

z
00:00 - 27/07/2001 Cuma
Güncelleme: 16:21 - 22/05/2014 Perşembe
Yeni Şafak
Çıldırtan suskunluk
Çıldırtan suskunluk

Nobel ödüllü ünlü Rus yazarı Andrey Saharov'un dul eşi Elena Bonner, Çeçenistan'daki savaş konusundaki suskunluğu, İkinci Dünya Savaşı'ndaki Yahudi soykırımı sırasındaki sessizliğe benzetti. Amerikan Temsilciler Meclisi üyelerine hitaben önceki gece bir konuşma yapan insan hakları savunucusu Bonner, Rusların Çeçenistan'da katliam yaptıklarını, ama bu yüzden cezalandırılmadıklarını söyledi.

İşkence örnekleri

"Rusların temizlik operasyonlarından birinde, askerler 30-35 derece sıcakta köylüleri tarlada topladılar ve çırılçıplak soydukları insanları kızgın saçlara çıkardılar. Orada birçok köylü işkenceyle can verdi" diyen Bonner, "Yıllar önce insanlar Naziler tarafından kamplara doldurulurken ve oralarda olup bitenler kulaktan kulağa aktarılırken kimse gıkını çıkarmamıştı, şimdi de Çeçenistan konusunda aynı şey yapılıyor..." diye konuştu. Uluslararası topluluğu Çeçenistan konusunda çifte standart uygulamakla suçlayan Bonner, Amerikan Kongresi'ne Çeçenistan için harekete geçme çağrısında bulundu.

'Ne kadar susacaksınız?'

Çeçenistan Cumhuriyeti İçkeriya Cumhurbaşkanı Arslan Mashadov da, İtalya'nın Cenova kentinde toplanan G-7 liderlerine yazdığı maktupta dünya liderlerini Çeçenistan'daki katliamlara karşı seslerini yükseltmeye çağırmıştı. Mektubuna, "Ben Aslan Mashadov, Çeçenistan Cumhuriyeti İçkeriya'nın demokratik yollarla seçilmiş Cumhurbaşkanı" diye başlarken, mektuba "her gün yok edilen, soykırım yaşanan, savaş kurbanı olan Çeçen halkının adına" yazdığını belirtti.

Mashadov, mektubunda şöyle dedi: "Umarım bu cinayetler dünyanın vicdanını uyandıracaklar. Siz ne kadar zengin, güçlü ve bağımsızsanız, biz o kadar mutsuz, kan ve acı içindeyiz. Moskova bana katil diyor, terörist diyor. Küçük ülkemin sınırları dışında sözlerim fazla bir şey ifade etmiyor. Sizin kulaklarınıza ulaşan öldürülen Çeçen halkın sesi sizin için bir şey ifade etmediği gibi. Bunun için sessizliğin bozulmasına kadar yazmaya devam edeceğim."

"Neden bize sırt çeviriyorsunuz?" diye soran Mashadov, mektubuna şu ifadelerle devam etti: Biz Kremlin'in kirli savaşın ateşinde ölüyoruz, ve daha az merhameti mi hak ediyoruz? Bizi sizler için görünmez kılan nedir? Korkuyorum ki, ben cevabı biliyorum ve gerçek siyasetin soğuk hesabı sizin hareketlerinizi belirliyor ve bizim akibetimizi de bir karara bağlanmış bırakıyor. Rusya ile ilişkilerinizi bozmamak için, halkımın yok edilmesini göz ardı edebilirsiniz. Gözlerinizde, büyük çıkarlar için harcanan ulus oluyoruz."

'Bu küçük ulusu harcadınız'

Bir zamanlar bir milyondan fazla olan Çeçen halkın yedide biri öldü" diyen Mashadov, şöyle devam etti: "250 bin vatandaşımız mülteci. Çeçenler açlıktan ve hastalıklardan ölüyorlar, en çok acıyı çekenler yaşlılar ve çocuklar. 20 binden fazla Çeçen sivil ve asker, yeni Gulag olan filtre kamplarında bulunuyor. Sigara söndürme, elektrik işkenceleri, boğma, hayvanca denemeler, bıçaklarla kesme ve tecavüzler... Bunlar Rusların filtre kamplarında kullandıkları işkence metotlarından sadece bazıları. Kadınlarımız kitlesel tecavüze uğruyor. Yok olan ulusum adına sizi bizi daha fazla yalnız bırakmamaya çağırıyorum. Stalin'in kamplarını, tellerini ve mezarlıklarını hatırlıyoruz. Kitlesel soykırımın acısını daha önce de yaşadık. Siz bu mektubu okuyana kadar kaç Çeçen daha ölecek? Sizin üst düzeydeki toplantınız bitene kadar kaç insanı daha gömeceğiz?"

23 yıl önce