Ankara- Birbiri ardına gelen depremler Türkiye gündemini sarsmaya devam ederken, depremlerin ortaya çıkış nedenleriyle ilgili tartışmalar sürüyor. Dünyanın çeşitli bölgelerinde gerçekleştirilen nükleer denemelerin, patlama merkezinden uzaktaki bir potansiyel depremi harekete geçirdiği iddia ediliyor. Uzmanlar, büyük nükleer denemelerin hemen ardından ortaya çıkan depremlerin kuşkuya yer bırakmayacak ölçüde nükleer patlamaların etkisiyle ortaya çıktığını belirtiyor.
1996 yılında Kaliforniya'da The Coastal Post gazetesinde, "Deprem-Nükleer Test Çalışmaları" makalesini yayınlayan Karen Nakamura, Mercury Projesi ve Vulcan Projesi olarak adlandırılan çalışmaların ortak tezini şöyle özetliyor: "Nükleer patlama, patlama merkezinden uzaktaki potansiyel bir depremi harekete geçirebilir. Ve oluşacak depremin tahribatı nükleer patlamanın kendi tahribatından daha fazla olabilir. Depremi harekete geçirecek olan bu dalgalar istenilen yöne yönlendirilebilir." Nakamura makalesinde, bu şekilde "depremlerin adeta sipariş edildiği"ne dikkat çekerek "Kimileri olaya bilim kurgu gibi baksa da bizim bulgularımız nükleer denemelerin depreme sebep olduğunu doğrulamakta" ifadelerine yer veriyor.
Nakamura'nın yazısında daha sonra bu konudaki çarpıcı örnekler anlatılıyor: "Geçtiğimiz yıllardaki depremler ve öncesinde yapılan nükleer denemelere baktığımızda çok çarpıcı gerçeklerle karşılaşmaktayız. Aralık 1988'de yaklaşık 50 bin kişinin öldüğü Ermenistan depreminden kısa bir süre önce Sovyet bilim adamları yakında bölgede büyük bir sarsıntı beklediklerini duyurmuşlardı. Depremden 3 gün önce 4 Aralık'ta Sovyetler Artik kıyılarında bulunan Novaya Zemyla Nükleer Test Merkezi'nde bir yer altı denemesi yaptıklarını duyurmuşlardı. 1970 de Peru' da 68,000 kişinin ölümüne sebep olan depremin 4-5 gün öncesinde nükleer testler yapılmıştı." Karen Nakumura, bu ürkütücü gelişmelerin dünyada yeterince tartışılamamasını ise "Maalesef Büyük medya kuruluşları, buna ABD, İngiltere ve Kanada da dahil, bu gerçeği hep halktan saklamaktalar" dedi.