Mısır cuntasının seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'yi devirerek binlerce kişiyi Rabia Meydanı'nda katletmesinin yıldönümü tüm dünyada Rabia Günü olarak anılıyor. Mısır'da seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi darbe ile devirerek insanları sistematik şekilde öldüren cunta yönetiminin Rabia Meydanı'ndaki katliamının üzerinden iki yıl geçti.
Abdulfettah es-Sisi liderliğindeki cunta yönetimi, demokrasi arayışıyla kamp kuran on binlerce kişinin üzerine rastgele ateş açarak, tüm dünyayı ayağa kaldıran bir katliama imza attı.
Meşru haklarını kullanarak sivil bir şekilde darbe karşıtı gösteriler yapan halka 27 Temmuz sabahı Rabiatül Adeviyye Camii ve civar caddelerde gerçek mermilerle ateş açılması sonucu en az 200 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Hız kesmeden süren saldırıların en kanlı günü 14 Ağustos'ta ise demokrasi yanlısı göstericilere ikinci kez gerçek mermi ile saldırılarak 2 bin kişi katledildi. Aradan geçen iki yılın ardından yine 14 Ağustos günü tüm dünyada çeşitli etkinliklerle Dünya Rabia Günü olarak anılıyor.
Bu konuda Türkiye'de de Uluslararası Rabia Platformu ile Divan Eğitim ve Araştırma Derneği iş birliğiyle, “Dünya Rabia Günü” programı, Cumartesi günü de (bugün) “İslam Dünyasında İyi Yönetişim Sempozyumu” etkinlikleri gerçekleştirilecek.
Mısır'da 3 Temmuz'da gerçekleşen askeri darbeye karşı direnişin merkezi haline gelen Rabiatü'l Adeviyye Meydanı'nda ortaya çıkan ve 4 parmakla yapılan Rabia işareti, dünyada son yılların en hızlı yayılan sembolü oldu. Rabia işareti için çizilen ve sarı-siyah renklerden oluşan logo da sosyal medya ve benzeri pek çok mecranın yanında gündelik hayatta da çok büyük görünürlüğe ulaştı. Malezya'dan Fas'a, İslam ülkelerinin tamamında hızla yayılan işaretin logosu milyonlarca internet kullanıcısının profil resmi oldu.
Mısır'da eski Cumhurbaşkanı Mursi'nin devrildiği darbeye karşı çıkanların Kahire'deki Rabia Meydanı'nda katledilmesinin ikinci yıldönümünde kurbanlar anılıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü de katliamla ilgili olarak uluslararası soruşturma yapılması çağrısında bulundu. Mısırlı yetkililerin şimdiye kadar katliamın sorumlusu olan herhangi bir emniyet mensubunu ya da hükümet yetkilisini tutuklamadığına dikkat çekerek, BM İnsan Hakları Konseyi'nin, Rabiatul Adeviyye Meydanı'nda ve Mısır'da 2013 yılı Haziran ve Ağustos aylarında işlenen diğer katliamları soruşturacak uluslararası bir komisyon oluşturması gerektiğini bildirdi. Örgütün Ortadoğu yöneticilerinden Joe Stork, Rabiatul Adeviyye Meydanı kurbanları için adalet sağlanmamasının ve diğer katliamların, Mısır tarihinin “açık yarası” olduğunu vurgulayarak, “Mısır'ın ilerleyebilmesi için bu suçun irdelenmesi gerektiğini” söyledi.
Rabia Katliamı'nın 2'nci yıldönümünde Türkiye'de pek çok etkinlik ve protesto gösteri düzenlendi. MAZLUMDER İstanbul Şubesi'nde basın toplantısında konuşan Mursi dönemi milletvekillerinden Dr. Sabir El Futuh, “Mısır'daki katliamlarda öldürülenler sadece Mısırlı Müslüman halk değil, insanlıktır. Meydanlardaki gençlerimiz özgürlük taleplerini silahla değil, dilleriyle savunuyor. Hakkımızı alana kadar haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz, direnişe devam edeceğiz, meydanlardan çekilmeyeceğiz” dedi. Mursi'nin 'Özgürlük davası için canımız feda' sözlerini hatırlatan Futuh, “Bu dava için bizim de canımız fedadır” açıklamasında bulundu.
Müslüman Kardeşler'in (İHVAN) terör örgütü listesine alınmasını değerlendiren Futuh, “Sisi yönetimindeki mahkemeler adaletten uzak. Müslüman Kardeşleri terör örgütü listesine almak için özel kanun çıkarıldı. Ancak tüm bunlar, uluslararası hukuk sistemine aykırı. İngiltere'nin baskısıyla alınan bu kararı kabul etmiyoruz” diye konuştu. Mısır ordusunun dış güçlerin emriyle hareket ettiğini vurgulayan Futuh, “Sina'daki sivil aşiretler hedef alındı. Silahlı güç alan bu aşiretler İsrail'e karşı Mısır topraklarını savunuyordu. Mısır halkını katleden Sisi, İsrail'e kol kanat geriyor” dedi.
