Miro, yaptığı açıklamada, "Esed rejimi, 2011 yılı Mart ayında krizin başlamasıyla Suriye Merkez Bankası döviz rezervlerinden 7 milyar dolar, 2012 yılında 9 milyar dolar, bu yıl da buna benzer bir rakam harcadı. Yani yaklaşık 25 milyar dolarlık bir zarara uğradı ama rejime destek veren ülkeler, rejimin kaybettiği miktarın yaklaşık iki katı yani 50 milyar dolar yardım etti. Tabii, bu rakamların hepsi tahmini yaklaşık değerler" dedi.
Bakan Miro, "Rejimin, savaşçılarına onbinlerce dolarlık desteğine devam etmesi mümkün. Savaşı devam ettirmesi için yıllık 2 milyar dolardan fazlasına gerek yok. Bu nedenle rejimin sadece iktisadi sebeplerle yıkılması mümkün değil. Rejime baskı yapmak için gerekli tedbirlerin alınması lazım" diye konuştu.
"Şu an Suriye'de bulunan fabrikaların üretimi yüzde 25'i geçmez. Fabrikaların çoğu, Şam kırsalı ve Halep'te. Bu bölgeler ise rejimin bombardımanı ve ablukası altında. Ayrıca buralarda rejimle muhalifler arasında çatışmalar devam ediyor. Ekonomik zarar sadece sanayi sektöründe değil. Tarım ve turizm sektöründe de büyük zararlar meydana geldi. Ülkenin milli geliri 2010'da yani kriz başlamadan önce 60 milyar dolardı ama şu an büyük ölçüde geriledi."
Suriye ekonomisinin tamamen çöktüğünü dile getiren Miro, devlet bütçesinin büyük zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu kaydetti.
Miro, "Rejim, nakit ihtiyacının çoğunu Suriye Merkez Bankası'ndan karşıladı ama ekonomisine desteği sadece buradan karşılamıyor. Müttefiklerinden özellikle İran'dan ekonomik destek alıyor. Rejim, bu gelirlerden geçen yıl ve bu yıl başında yararlandı" ifadesini kullandı.
"Rejim ekonomik nedenlerle çökmez"
Tüm bu ekonomik duruma rağmen Esed rejiminin iktisadi nedenlerle çökmeyeceğinin altını çizen Miro, "Esed rejimi, ekonomik yaptırımlar ile çökmeyecek. Rejimin düşmesi için muhaliflere askeri destek verilmeli" şeklinde konuştu.
Suriye'deki yıkımın ve yeniden imarının maliyetine ilişkin net bir bilgiye sahip olmadığını vurgulayan Miro, yıkımın hala devam ettiğini ve alt yapıda oluşan zararın her ay konuşulması gerektiğini savundu.
Miro, geçiş hükümetinin görevini yapabilmesi için 2.5 milyar dolar gerektiğini vurgulayarak, "yaklaşık 60 bin polis ve askerin bağlı olduğu Savunma Bakanlığı bütçesinin bu meblağın içinde olduğunu" kaydetti.
Miro, gümrük noktalarında kontrolün sağlanması durumunda "büyük gelirlerin" elde edileceğini söyledi.
Geçiş hükümetinin kendi ayakları üzerinde durabilmesi için, Suriye muhalefetinin dostlarının desteğine ihtiyacı olduğunu belirten Miro, Suriyelilerin sadece rejimle değil, rejimi destekleyen ülkelerle de karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.
"Muhalefet, geçiş hükümetini kurmada geç kaldı. Bu hükümet görevini yapabilir, gerekli hizmetleri yerine getirebilirse rejimi düşürür" diyen Miro, muhalefetin kontrolü altındaki bölgelerde maaş almadan gönüllü olarak hizmet sunan görevlilerden övgüyle söz etti.
"Bakanlık olmadan bakan olmak çok zor iş. Ama çeşitli bakanlıklarda çalışıp rejimden ayrılanlar ve eski hükümet görevlilerinin deneyimleriyle geçici hükümette bakanlıklar kurmak için mekanizmalar yürütülüyor. Bu kişiler yeni bakanlıklar kurmak için ikna edilmeye çalışılıyor. Bu bakanlıklar Şam'daki bakanlıklardan farklı olacak. Öncelikle, ülke dışında olacağı için şu an içinde bulunduğumuz duruma uygun küçük bir ekiple en fazla 500 kişilik bir bakanlık olması gerekiyor."
Miro, "Geçici hükümet, Suriye hükümetindeki bakanlıklarda çalışanlara Esed ailesine bağlı gözüyle bakmıyor çünkü bu kurumlar bu aileden önce de vardı, 60 yıldır Suriyelilere ait. Geçici hükümetin Suriye içinde çalışmalarına başlaması zor zira rejimin, rejim yanlılarının ya da devrimle alakası olmayan diğer grupların barbar saldırılarından korunması güç" dedi.
Hükümetin karşılaştığı en büyük sorunlardan birinin destek olduğunu vurgulayan Miro, "Rejimin dostlarının rejime desteğinin sınırı yok ama iş Suriye halkı dostlarına gelince yavaşlama oluyor" diye konuştu.
Güney Kore'de 12 Aralık'ta yapılacak konferansta da Suriye muhalefetine destek verme yollarının görüşüleceğini kaydeden Miro, daha önce Suriye'nin yeniden imarı için muhalefete destek veren ülkeler tarafından oluşturulan tek bir fon bulunduğunu ancak hükümetin, işletim giderleri için doğrudan verilecek desteğe ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekledi.
