İsrail ve Türkiye arasında Mavi Marmara saldırısından dolayı seviyesi düşürülen ilişkilerin, en çok Türkiye'ye petrol ihraç edenleri vuracağı belirtiliyor. Ancak yine de İsrailli işadamları, İsrail resmi ticari ilişkileri olmadan bir ülkeyle nasıl iş yapılacağını bildiği için, yaşanılan gerginlikten çok endişe duymuyor. İsrail'de yayınlanan Jerusalem Post'ta yer alan habere göre İsrail İhracat Enstitüsü, Türkiye'ye rafine petrol ürünleri ve kimyasalları ihraç edenlerin, Türkiye'nin ilişkilerde seviye düşürmesinden en çok zarar görecek sektör olacağını açıkladı. Açıklamaya göre 2010 yılında bu İsrail'den Türkiye'ye ihracatın yüzde 10'u bu iki sektörden yapıldı. Bu yılın ilk altı ayında ise geçen yıla oranla yüzde 14'lük bir artış yaşandı. İhracat Enstitüsü Başkanı Avi Hefetz, gelişmeleri izlediklerini ve Türkiye'nin adımlarının ihracatçılar üzerindeki etkisini takip ettiklerini belirtiyor. Hefetz, gazeteye açıklamasında “İthalatçılarla yaptığımız konuşmalarda Türk işadamlarının ticareti devam ettirmeye niyetli olduğunu ve ilişkilerin Türk ekonomisi için önemli olduğunu anladıklarını görüyoruz. Umarım bu yaşananlar İsrailli ihracatçıları zarara uğratmaz. Türkiye'nin İsrail ile iyi ticari ilişkilerinden çıkarları var” diye konuşuyor. İsrail Ticaret Odaları Federasyonu Başkanı Uriel Lynn de benzer ifadeler kullanıyor: “İsrail ve Türkiye'nin iş dünyaları arasındaki ilişkiler mükemmel ve sağlam temeller üzerine kurulu.” Her iki hükümete de bu “tehlikeli yükselişi” durdurma çağrısında bulunan Lynn, ilk adımı hangi tarafın attığının da önemli olmadığını vurguluyor. İsrail İmalatçılar Birliği Dış Ticaret Direktörü Dan Katarivas da ithalatçıların göreceği zararın, medyada yer aldığı kadar çok büyük olmayacağını düşünüyor. Katarivas, Türkiye'nin aldığı yasak kararının sadece askeri ürünleri ve hükümet düzeyindeki ticareti kapsadığının altını çiziyor. İki ülke arasında savunma alanındaki ticaret son yıllarda düşerken, diğer alanlardaki ticaretin ise arttığına dikkat çeken Katarivas, “Mavi Marmara saldırısı sonrasında küresel ekonomik kriz döneminde İsrail ve Türkiye arasındaki ticaretin büyümeye devam ettiğini görüyoruz. Bu yaşananlar, tamamlayıcı ekonomiler tanımının çok güzel bir örneği. Bu bizim onlardan ne alacağımızı onların da bizden ne alacaklarını bildiğini gösteriyor” diye belirtiyor. Katarivas, “Ticareti ve siyaseti nasıl birbirinden ayıracağımızı biliyoruz. Çok az sayıda ihracatçının bundan etkileneceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullanıyor. İmalatçılar Birliği Dış Ticaret Direktörü ayrıca pozitif bir siyasi atmosfer olduğunda iş yapmanın daha kolay olduğunu belirterek, “Ama bizim şansımıza İsrailli işadamları zayıf ilişkilerimiz olan veya her zaman iyi ilişkilerimizin olmadığı ülkelerle nasıl iş yapacaklarını biliyorlar” diye ekliyor. İhracat Enstitüsü'ne göre Türkiye, İsrail'in yedinci büyük ticaret ortağı durumunda. Diplomatik ilişkilerin zayıflamasına rağmen iki ülke arasındaki ticaret, 2011 başında giderek yükselmiş ve yılın ilk yarısında 2,4 milyar dolara ulaşmıştı. 2010 yılında ise karşılıklı ticaret, 2,5 milyar dolar olan bir önceki yıla göre yüzde 26 yükselerek 3,1 milyar dolara ulaşmıştı. İhracat geçen yıl yüzde 21 yükselmiş ve 1,30 milyar dolara ulaşmış, ithalat ise yüzde 30'luk büyüme ile 1,80 milyar dolara ulaşmıştı.
