|

Kim bu Steve Emerson?

Günlerdir Merve Kavakçı'nın terör örgütleriyle ilişki içinde olduğunu iddia eden Türk basını, arkasına takıldıkları Steve Emerson'ın kim olduğunu biliyor mu acaba? Kendi yazılarını FBI raporu olarak yutturan bu adam, MOSSAD adına çalışan bir tetikçi. Çevirisini sunduğumuz bu yazı, Florida'da yayınlanan Weekly Planet'in son sayısında yayınlandı. Yazı, bazılarının kendi halkına karşı kimleri referans gördüğünü gözler önüne seriyor.

.
00:00 - 7/05/1999 Cuma
Güncelleme: 18:21 - 21/11/2013 Perşembe
Yeni Şafak
Kim bu Steve Emerson?
Kim bu Steve Emerson?

ABD Başkanı Clinton, 7 Mayıs'ta Washington'da düzenlenen bir akşam yemeğinde, 800 kişilik Arap-Amerikan temsilcilerine hitap etti. Tampa pofesörü Sami el-Eryan, Clinton'a verilmek üzere elinde tuttuğu mektupla ön sıralarda oturuyordu. Konuşma sona erdi. Bir kaç saniye içinde, Profesör elini Clinton'ın omuzuna atarken, Gizli Servis ajanı makale ve mektupların bulunduğu paketi kibarca aldı. El Eryan'ın eşi Nahla, "Başkan, lütfen bize yardım edin. Kardeşim gizli bir kanıt nedeniyle bir yıldır hapiste" dedi. Sami El Aryan, "Clinton nereden olduğumuzu sordu. Tampa'dan diye cevap verdim. Paketi işaret ederek, size bu konuda bilgi vereceğim dedi" diye anlatıyor. İnanmazsınız ama Tampa Tribune gazetesinin terörizm haberleri korkutucu dakikalar yaşatır.

Gazetecilerin yüzkarası

Sami el Eryan, gazetenin Rasputinvari akıl hocası ve Washington'ın yüzkarası gazetecilerinden Steve Emerson tarafından, "dünyanın en öldürücü terörist grubunun lideri" olarak ilan edildi. 3 yıl boyunca gazete, Güney Florida Üniversitesi'nde gizlendiğini öne sürdüğü bu sinsi ve gizli terörist grubuna karşı öyle acımasızca bir savaş verdi ki, casusların El Aryan'ın her göz kırpışını ve her kıpırtısını gözetlediklerini düşünürdünüz. Eğer birisinin böylesine öldürücü olduğu kesin olsaydı, Clinton'ın yanına yaklaşmasına asla izin verilmezdi. Tabi eğer Emerson'a ve gazeteye inanacak olursanız. Aralarında ülke çapındaki gazetecilerin, entellektüellerin hatta Adalet Bakanlığı'nın da bulunduğu bir sürü insan ona inanmaz.

Tam bir tetikçi

Miami Herald gazetesi son zamanlarda, Tampa Tribune gazetesinin, masum açıklamaları, Tampa'da "sürekli fırsat kollayan karanlık güçlerin" varlığının onaylanması olarak çarpıttığı sonucuna vardı. Mahkeme kayıtları, gazetenin makalelerinin, Tampa'daki Müslümanlar'ın federal ajanlar tarafından sorgulanmasına yol açtığını gösteriyor. Daha da ötesi, bir yıl önce 19 Mayıs'ta Sami el Eyan'ın kayınbiraderi Amerikalı bir akademisyen olan Mazen el Neccar, ajanlar tarafından hapse atıldı. Ajanlar, el Neccar'ın "Filistinli teröristler"le bağlantısı olduğuna dair ellerinde gizli kanıtlar bulunduğunu ileri sürüyorlardı. Gizli kanıtlar: Bill'in Hakları'nda yer alan konuşma özgürlüğü, toplantı, dernek kurma, kişilik hakları süreci, suçlayanlarla yüzleşme ve hakkınızdaki delileri bilme hakklarının garantisine karşı büyük bir öfke uyandırma. El Neccar, Bradenton'daki daracık bir hücrede bir düzine diğer insanla birlikte çürüyor. Dinine bağlı ve hapishane arkadaşlarının kutsal bidiği herşeye yönelik saldırılarına rağmen sebatkâr. "Sinirsel çöküntünün ya da bir depresyonun eşiğindeyim" diyor. Dini grupların kardeş kuruluşu Hillsborough Gelişme ve Eşitlik Organizasyonu (HOPE), 15 Nisan'da ABD Adalet Bakanlığı'na el Neccar için başvuruda bulundular.

"Amerika'da Cihad" dosyası

Trajedi, 1994'te Emerson'un PBS belgeleri olan "Amerika'da Cihad"la başladı. Tampa Tribune, 1995 Mayıs'ında Emerson'a dayalı "Terörizm Bağları" yazı dizisini ve Güney Florida Üniversitesi'ne bağlı bir think tank kuruluşu olan WISE'ın terörist yuvası olduğunu ileri süren çok sayıda artçı makaleyi yayınladı. El Neccar'ın göçmen ifadelerinden doğan gazetenin yazı dizisi, federal araştırmaların garantisi ve dokümanları halina geldi. Bu Emerson'a ve gazetenin muhabiri Michael Fetcher'a iddialarının doğru olduğunu ileri sürmek için gereken malzemeyi vermiş oldu. Miami Herald'a yazılan ve bir makalenin basılmasını engellemeye çalışan tehditkâr mektupta Emerson, bu belgeleri Tampa'da İslami Cihad'ın varlığını ve operasyonlarını gösteren şüphesiz kanıtlar olarak tanımladı. Aynı dosyaları ve diğer materyalleri ben de inceledim. İstif yapıldığında kağıtların boyu 1 metreyi aşar. Ayrıca Emerson'un makalelerini ve mektuplarını da okudum. Okumakla kalmayıp onu bilen 14 gazeteciyle konuştum. İstihbarat kaynaklarıyla ve Ortadoğu uzmanlarıyla görüş alışverişinde bulundum.

Hiç bir kanıt bulamadılar

Benim vardığım sonuç: Kanıt, dumanı tüten bir tabanca ancak olay mahallinde değil. Diğerleri de buna katılıyor. 30 yılını Ortadoğu idarecisi olarak geçiren Joe Mahon, Neccar'ın 2000 sayfalık göçmen ifadelerini inceledikten sonra suç unsuru taşıyan hiçbir şey bulamadığını söyledi. İslam konferanslarına dair çevirileri de gözden geçirdim. ABD'de terör estirecek hiçbir noktaya rastlamadım. Sadece keskin bir dil buldum. Ama her iddiasına varım, ne Lexington ve Concord'daki Amerikalılar, ne Bastil'deki Fransızlar, ne Varşova'daki gettosundaki Yahudiler, ne Soweto'daki siyahlar ne de 1916 Dublin'indeki İrlandalılar başlarındaki zalimler için kibar konuşmuşlardır. "İsrail'e Ölüm" sloganları Filistinliler'in ırk ayrımı, işkence ve devlet terörüyle kendilerini kuşatan bir devlete karşı siyasi açıklamalarından başka bir şey değil.

Terörist diye suçladıkları, hepsi saygın liderler

Ekim 1996'da, gazete, "İslami bir think tank kuruluşunun Filistinli bir terörist lidere mesaj taşımak için kullanıldığına" dair iddialar ve belgeler ortaya attı. Emerson daha da ileri giderek, ABD'li senatörlere, "taktik emirlerinin Tampa'dan savaş alanına gittiğini" anlattı. O kadar da değil. Yaklaşık 60 koli materyalden ve 280 megabaytlık bilgisayar dosyasından, uzmanlar sadece iki mesaj bulabildi. Bombalama veya saldırı emri vermişler miydi? Hayır, gazetenin 15 uzun paragraftan önce açıklamadığı bir ailedeki ölümden dolayı üzüntülerini iletmişlerdi. Gazete "cihad bildirilerinin" WISE dosyalarında bulunduğunu yayınladı. Emerson, Miami Herald'a gönderdiği mektubunda bunların orjinal bildiriler ve Tampa kaynaklı olduklarını iddia ediyor. Gün gibi ortada olan açıklama not edilmemişti: WISE, Ortadoğu ile ilgili bilgileri arşivleyen akademisyenlerden oluşan bir kuruluştur. El Eryan, dünyanın dört bir yanındaki çeşitli gruplardan materyaller geldiğini söyledi. Gazete "Radikallerin biyografileri" de bulunmuştu. Uğursuz mu? Hayır, komik. Parmak kalınlığındaki bir dergi olan ve Beyrut'taki Hristiyan ve Müslümanlar tarafından çıkarılan Malumat, her çizgideki Ortadoğu liderlerinin biyografilerini içeriyor. Federallerin çok azını seçerek çevirmişler ki Tampa think tankının bunların yazarı ya da destekleyicisi olup olmadığını anlamaya çalışmışlar. Materyallerin nereden geldiği belli değil.

Yazılarını FBI raporu diye yutturuyor

Gazete ve Emerson, WISE'ın teröristleri ABD'ye getirdiğini ileri sürdü. Terörist olarak etiketlenenler Kongre, Amerikan basını ve enstitüler tarafından çok saygın kabul edilen liderler. Emerson'un FBI'a ait diyerek gizli bilgiler verdiği iki AP muhabiri bu belgeleri incelediklerinde Emerson'un kendi yazılarından derlediğini ortaya çıkarmışlar. Sadece Emerson anteti silinerek yerine FBI anteti vurulmuş. Hatta bu belgeleri para karşılığında satmış. AP Emerson kaynaklı hiçbir şeyi kullanmak bile istemiyor. Diğer ünlü gazete ve dergi otoriteleri ise Emerson'un kredisinin tükendiğini belirtiyorlar. CIA'de çalışan daha sonra ABC'ye geçen Vince Cannistraro ise Emerson'un gazeteci değil polemik uzmanı olduğunu söylüyor.

MOSSAD'a çalışıyor

Peki Emerson'a ödemeyi kim yapıyor? Adalet Bakanlığı Sözcüsü Russell, Emerson'u kontrol ettiklerinde yaşayış tarzı ile kazandığını arasında dağlar kadar fark olduğunu ortaya çıkarmış. Eski Mossad yetkilisi olan Victor Ostrovsky, FBI'ın elindeki Neccar hakkındaki delillerin İsrail tarafından verildiğini söyledi. Peki bu bir Mossad operasyonu muydu? Ostrovsky'nin cevabı gayet net: Tabii ki Mossad'ın işi. Cannistraro ise, Emerson ve Tribune gazetesinin Mossad tarafından finanse edildiğini belirtiyor. Nasıl mı biliyor? Çünkü ona da teklif etmişler.


25 yıl önce