|

Kuzey Akım-2 ve Batı ittifakında kırılma

ABD ile Avrupalı müttefiklerinin ilişkilerini ve Avrupa Birliği’ni istikrarsızlaştırmak Rusya’nın temel dış politika hedefleri arasında yer almaktadır.

00:00 - 19/11/2020 Perşembe
Güncelleme: 06:19 - 19/11/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Dünya
Dünya

ABD ile Avrupalı müttefiklerinin ilişkilerini ve Avrupa Birliği’ni istikrarsızlaştırmak Rusya’nın temel dış politika hedefleri arasında yer almaktadır. Bu sebeple Moskova farklı AB ülkeleriyle ikili ilişkilerini geliştirmeye çalışarak, bu hedefine ulaşmaya çalışmaktadır. ABD’nin itirazlarına rağmen Almanya ve Rusya arasında tamamlanmaya çalışılan Kuzey Akım-2 projesi de Batı ittifak sisteminde önemli bir kırılmayı işaret etmektedir. Rusya’nın Avrupa güvenliğine zarar vermekle suçlandığı bir dönemde gerçekleştirilmeye çalışılan yeni bir enerji projesinin, Avrupa’nın Moskova’ya olan bağımlılığını artıracağı eleştirileri de devam etmektedir.

KUZEY AKIM PROJELERİ

2014 yılında Moskova’nın Kırım’ı işgal etmesinin ardından ABD öncülüğünde Batı, pek çok konuda Rusya’ya yaptırım kararı almıştır. Başkan Donald Trump döneminde Rusya’nın demir yolu, gemicilik, metal ve madencilik gibi önemli sektörleri hedef alınırken, çıkarılan bir yasa ile Rusya’daki petrol şirketleriyle iş yapan yabancı şirketlere de kısıtlamalar getirilmiştir. Alınan bu karar ABD ile AB arasında, özellikle Almanya ve Fransa ile önemli bir ayrılık yaşanmasına yol açmıştır. Bu devletlerin süreç içerisinde Rusya ile olan ilişkileri ABD’nin tepkisi çekerken, Avrupalı şirketler de ABD’de çıkan söz konusu yasa sebebiyle zarar göreceklerini açıklamışlardır. Özellikle Kuzey Akım ve Kuzey Akım-2 projeleri, bu ilişkilere ciddi zarar vermektedir.

2017 yılında tüm kapasitenin kullanılabildiği açıklanan Kuzey Akım Projesi’ne paralel olarak, 2018 yılında Kuzey Akım-2 doğal gaz boru hattının hazırlıkları başlatılmıştır. Rusya’nın Narwa ve Almanya’nın Greifward şehirleri arasında kurulacak hattın inşasına Mayıs 2018’de başlanmıştır. İlki gibi yıllık 55 milyar metreküp nakil kapasitesi olması planlanan projeye ABD, Ukrayna, Polonya ve Baltık ülkeleri tepki göstermektedir. Ukrayna’yı pas geçerek Avrupa’ya ihraç edilecek Rus doğalgazı projesine karşı ABD, projede çalışan Avrupalı şirketlere yaptırım uyarısını sürdürmektedir.

İlk projeye de karşı olan ABD, özellikle kendi kaya gazını Rus doğalgazına alternatif olarak Avrupa’ya satmayı planlamış ancak maliyetler nediyle Avrupa ülkeleri bu projeye olumlu yaklaşmamışlardır. Bu nokrada Kuzey Akım-2 projesinin de önceki ortaklarla yapılması planlanırken, tepkiler nedeniyle konsorsiyum kurulamamış ve projenin tamamının Rus Gazprom’a ait olması kararlaştırılmıştır. Buna rağmen İngiltere-Hollanda ortaklığındaki Shell, Avusturyalı OMV enerji şirketi ve Alman bankaları projeye finansal açıdan destek vereceklerini açıklamışlardır. Bu noktada sadece Fransa, ilkinden farklı olarak gelen tepkiler sonucu Kuzey Akım-2’ye karşı olduğunu belirtmiştir.

Rusya ile Ukrayna arasındaki doğalgaz transit sözleşmesinin 2019 yılının sonunda bitmesi sebebiyle Moskova, projeyi bu tarihte tamamlamayı planlamış ancak başaramamıştır. Moskova adına işler yolunda gitseydi hem Ukrayna önemli bir gelir kaynağını kaybedecek hem de Kiev’in Batı için taşıdığı stratejik önem azalacaktı. Ancak ABD, proje ortaklarına uyguladığı yaptırımlarla sürecin zamanında bitmesini engellemiştir. Bu noktada Moskova, Avrupalı devletlerle doğalgaz sevkiyatı konusunda sorun yaşamamak için Ukrayna ile yeniden masaya oturmak zorunda kalmıştır. Doğalgaz konusunda egale edilemeyen Ukrayna, Rusya ile 5 yıllık bir transit anlaşması imzalamıştır.

SORGULANAN MÜTTEFİKLİK

Bu anlaşmanın ardından Kuzey Akım-2 projesi ile ilgili çalışmalar devam etse de ABD yaptırımları ile belirsizlik sürmektedir. Başkan Trump’ın zaman zaman hem Almanya’yı hem de Fransa’yı NATO’daki tutumları ve Rusya ile ilişkileri konularında eleştirmesi de dikkat çekici bir ayrıntıdır. Nitekim 20 Ekim’de ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in “Almanya’dan çekeceğimiz kuvvetleri, başta Polonya olmak üzere birkaç Doğu Avrupa ülkesine daimi olarak konuşlandıracağız. Rusya ve Çin ile büyük güç rekabetine girerken ortak ve müttefiklerle ilişkilerde yenilik yapıyoruz” açıklaması da bu minvalde ele alınabilir.

Nitekim Almanya’nın NATO’ya dair ekonomik sorumluluklarını yerine getirmemesi ve 2019 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” açıklaması da ABD tarafından tepki ile karşılanmıştı. Son yıllarda Berlin ve Paris’in Moskova ile rekabet etmekten ziyade pek çok konuda işbirliği yapması da dikkat çekicidir. Bir noktada Soğuk Savaş sonrası dönemde önemli bir değişim yaşayan müttefik ve ittifak kavramları da sorgulanmaya başlanmıştır.

Bu konuda “Rusya-Ukrayna krizi” çerçevesinde gösterilen tutum, belki de incelenmesi gereken en önemli örnektir. 2014 öncesi Kiev ile çok yoğun bir ilişki içerisinde olan Almanya ve Fransa, Kırım’ın işgal süreci ve sonrasında oldukça pasif bir tutum sergilemişlerdir. Rusya’ya karşı görünürde yaptırım uygulayan bu iki devlet, Moskova ile hem enerji hem de ticaret alanında işbirliklerini geliştirmişlerdir. Bu durum 2014 öncesi Ukrayna’ya verilen ekonomik ve diplomatik desteğin de azalmasına sebep olmaktadır. Dahası krizin çözümü adına oluşturulan Fransa ve Almanya’nın da masada olduğu “Steinmer Formülü” olarak isimlendirilen dörtlü görüşmelerde, Kırım’ın işgalinin yanında Kiev’in Doğu Ukrayna’da Moskova’ya yeni tavizler vermesinin de önü açılmaktadır.

Nihayetinde özellikle son yıllarda Almanya ve Fransa’daki karar vericilerin, Soğuk Savaş döneminden farklı olarak Rusya’yı bir tehdit unsuru olarak görme yaklaşımlarında bir değişiklik olduğu dile getirilebilir. Nitekim doğalgaz ihtiyacının neredeyse yarısını Rusya’dan karşılayan ve Kuzey Akım-2 ile bu bağımlılığı daha fazla artıracak olan Almanya’da, bu durum bir problem olarak görülmemektedir. Fransa ise Libya, Doğu Akdeniz ve Dağlık Karabağ gibi kriz alanlarında NATO üyesi Türkiye yerine, Rusya ile işbirliği yapmaktadır. Bu tutarsız dış politika, hem AB içerisinde hem de genel olarak Batı ittifak sisteminde önemli bir çatlak oluşturmaktadır.

BURAK ÇALIŞKAN – İNSAMER

#Kuzey Akım-2
#Batı ittifakı
3 yıl önce