|

Şensoy'dan Ermenilere çağrı

Aa
00:00 - 20/05/2008 Salı
Güncelleme: 12:41 - 20/05/2008 Salı
Yeni Şafak
Şensoy'dan Ermenilere çağrı
Şensoy'dan Ermenilere çağrı

Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy, Ermenilere, "gençliği nefretle yetiştirmemeleri" çağrısında bulundu. Şensoy, Potomac Enstitüsü adlı düşünce kuruluşu tarafından Kongrede düzenlenen "Türk-Amerikan Stratejik Ortaklığının Geleceği" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, ABD Kongresindeki Ermeni tasarısının Türk-Amerikan ilişkilerini "felaketin eşiğine" getirdiğini belirtti ve Amerikan yönetiminin, kararlı Kongre üyelerinin tutumuyla o günlerin geride kalmasından memnuniyet duyduğunu söyledi.


Nabi Şensoy, Ermeni asıllı bir katılımcının, başka ülkelerde kabul edilen Ermeni tasarılarının, bu ülkelerle Türkiye'nin ilişkilerinde felakete yol açmadığı ve Türkiye'nin tehdit politikası izlediği yönündeki bir yorumuna karşılık, "Bu karmaşık ve derin bir mesele, tek taraflı bakılamaz. İlerlemenin en iyi yolu, iki tarafın bir araya gelip, bunu tartışıp gerçeklerin ortaya çıkmasıdır" dedi.


Şensoy, bu çerçevede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Ermenilerle ortak komite kurulması çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Türk arşivlerinin açık olduğunu ve aynı şeyin Ermenilerden de beklendiğini belirten Şensoy, ABD'de veya başka ülkelerde yaşayan siyasetçilerden beklentinin, geçmişi tarihçilere bırakmaları olduğunu söyledi.


Şensoy, "Gençliği nefretle yetiştirmemeliyiz. Biz Türkiye'de böyle yapmıyoruz. Ermeni diasporası Türklerle tanışmaya ne kadar açık? Ben birçok Ermeni asıllı Türk vatandaşının bulunduğu bir ortamda büyüdüm. Babam öldüğünde en çok ağlayan, bir Ermeni komşumuzdu. Benim Ermeni halkına bir sevgim var. Nefretle bir yere varamayız. Türkiye'de 40 bin Ermeni kaçak olarak çalışıyor. Birçok Türk çocuğuna Ermeniler dadılık ediyor. Düşmanlık olsa, bu aileler çocuklarını Ermeni dadıya teslim eder mi" diye konuştu.


Türkiye'nin Ermenistan'a ekonomik ambargo uygulamakla suçlandığını ve bunun doğru olmadığını söyleyen Şensoy, Türkiye'nin bugün, Ermenistan'ın en büyük beşinci ekonomik ortağı olduğunu, iki ülke arasında haftada dört uçuş bulunduğunu kaydetti.


Büyükelçi Şensoy, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda umutlu olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın, Ermenistan'da yeni seçilen muhataplarına birer mesaj gönderdiğini hatırlattı.


Şensoy, Ermeni muhatapların da cevabi mesaj gönderdiğini kaydederek, bunun "olumlu" olduğunu söyledi. Şensoy, gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinin Türkiye'de herkes tarafından kınandığını ve on binlerce kişinin yollarda protesto gösterisi yaptığını hatırlatarak, Ermeni meselelerinin Türkiye'de tartışılmadığını iddia etmenin doğru olmadığını ifade etti.


Şensoy, buna karşılık Ermenistan'da Ekim 2006'da ceza yasasına eklenen bir maddeyle, 1915 olaylarına ilişkin Ermenistan'ın resmi görüşlerine muhalefet etmenin yasaklandığını kaydetti. Türkiye'de Ermeni meselesiyle ilgili sözlerinden dolayı kimsenin mahkum edilmediğini hatırlatan Şensoy, "Bir araya gelelim. Düşmanlık bizi hiçbir yere götürmez" diye konuştu.


Şensoy, İstanbul'daki Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan'ın konuşmasının Washington'ı ziyaretinde Ermeni diasporası tarafından engellenmesini de eleştirdi.


"İRAN'IN TAMAMEN İZOLE EDİLMEMESİ GEREKİR"

İran konusundaki bir soruyu yanıtlayan Şensoy, bu ülkenin, 20 yıldan fazla süredir gizli bir nükleer program sürdürdüğünü ve uluslararası toplum gibi Türkiye'nin de nükleer silahlara sahip bir İran görmek istemediğini kaydetti.


Şensoy buna karşılık, "İran'ın uluslararası topluluk tarafından tamamen izole edilmemesi gerektiğini, bu yüzden Türkiye'nin İran'a angaje olmayı sürdürdüğünü" söyledi.


Şensoy, İran ve Suriye gibi ülkeleri izole etmektense onlarla ilişki kurmanın, bu ülkeleri politikalarını değiştirme yönünde ikna etme konusunda daha iyi olduğunu kaydetti.


Türkiye'nin nüfusunun yüzde 99'unun Müslüman olduğunu belirten Şensoy, buna karşın Türkiye'nin bir İslam devleti olmadığını vurguladı ve bazılarının Türkiye'yi "ılımlı bir İslam ülkesi" olarak nitelemesini yanlış bulduğunu belirtti.


Türkiye'nin kendini sadece demokratik değil, aynı zamanda laik bir ülke olarak tanımladığını anlatan Şensoy, "Müslüman olsun olmasın, diğer ülkeler için kendimizi bir model olarak göstermiyoruz. Ancak uluslararası problemlerde, ki buna Orta Doğu sorunu dahil, yardımcı olmamız istenirse elimizden geleni yapmaktan memnuniyet duyarız" dedi.


Şensoy, Türkiye ile ABD arasında sorun oluşturan Irak savaşının başlangıcına değinirken de Türkiye'nin, devrik Irak lideri Saddam Hüseyin'i bölgede istikrar bozucu bir faktör olarak gördüğünü ve onun görevden uzaklaştırılmasını istediğini anlattı.


Şensoy, Türkiye ile ABD'nin aynı hedefi paylaşmakla birlikte, buna ulaşma yolu konusunda farklılığa düştüğünü söyledi.


ZEYNO BARAN: TÜRKİYE, NÜKLEER İRAN İSTEMİYOR

Toplantıda konuşan Hudson Enstitüsünün uzmanı Zeyno Baran da, Türkiye ile ABD'nin, İran, Suriye, Hamas gibi konularda aynı konumu paylaştığını sanmadığını ifade etti.


ABD ve AB'nin İran konusundaki tutumlarını sertleştirdiğini anlatan Baran, Türkiye'nin de uluslararası toplum gibi, İran'ın nükleer silahlar elde etmesini istemediğini belirttiğini, ancak bunun uygulamaya yansımadığını savundu. Baran buna, üst düzeyde bir Türk heyetinin kısa süre önce ticareti artırmak amacıyla Tahran'ı ziyaret etmesini örnek gösterdi.


Rusya önderliğindeki, İran ve Venezuela'yı da kapsayan bazı ülkelerin Batıya karşı bir alternatif ittifak oluşturmaya çalıştığını söyleyen Baran, bu ülkelerin Türkiye ve hatta Almanya'yı da yanlarına çekmeye çalıştığını belirterek, "(Rusya Başbakanı Vladimir) Putin, Avrupa'yı bölmeyi başarıyor" dedi.


Putin'in yaklaşımını "liberal olmayan egemen demokrasi" diye tanımlayan Baran, liberal demokrasiyle liberal olmayan Putin tipi demokrasinin karşı karşıya geldiği durumda, Türkiye'yi liberal demokrasinin yanında görmek istediğini söyledi.


Baran, ABD Başkanı George Bush'un, terör örgütü PKK'yı "ABD'nin de düşmanı" olarak nitelendirdiğini, ancak Türkiye'den El Kaide örgütü hakkında bu yönde bir vurgu yapılmadığını savundu.


Jamestown Vakfının terörizm uzmanı Frank Hyland de terör örgütü PKK'ya karşı mücadelede son zamanlarda alınan sonuçların çok cesaret verici olduğunu ve Türkiye'nin bundan sonra da örgüte ağır darbeler indirmeye devam etmesinin beklendiğini söyledi.


Hyland, "Türkiye ile ABD arasında süren işbirliği ilerledikçe daha iyi sonuçlar almaya devam edilecek, PKK'nın elebaşıları eylemlerinin ne kadar boşuna olduğunu görene kadar" dedi.


Hyland, buna karşılık mücadelede ağır darbeler alan örgütün, büyük şehirlerde terör eylemlerine başvurması olasılığının bulunduğunu anlattı.

16 yıl önce