ABD Savunma Bakanı Robert Gates'in önceki gün Senato'da yaptığı konuşmada Rusya'nın başını çektiği İran, Kuzey Kore ve Çin'i "şer merkezleri" ve "olası tehdit unsurları" olarak göstermesi, Moskova'da tam anlamıyla soğuk duş etkisi yaptı. Gates'in açıklamalarına ilk cevap Rusya lideri Vladimir Putin'den geldi. Almanya'nın Münih şehrindeki uluslararası güvenlik konfe-ransında konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD'nin kendi ulusal sınırlarını "aşarak" global güvenliğe yönelik tehlikeyi artırdığını söyledi. Putin, "ABD, her hususta kendi ulusal sınırlarını aşıyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Kimse uluslararası yasaların arkasına saklanamayacağı için artık kendini güvende hissetmiyor" dedi.
Şu an dünyanın tek kutuplu olduğunu hatırlatan Putin, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin ekonomik ve siyasi gücünü artırdığını belirterek, tek kutuplu dünyanın devam etmeyeceğini ifade etti.
ABD'nin NATO üyesi Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne füze savunma sistemi kurma planlarına da değinen Putin, "Niçin sınırlarımıza askeri alt yapı inşa etme gerekliliği duyuluyor? Bunun günümüz global tehditleriyle hemen hemen hiçbir alakası yok" diye konuştu. Putin'in konuşmasını dinleyenler arasında ABD ve NATO üye ülkelerinin temsilcileri, çok sayıda üst düzey politikacı ve yetkili yer aldı.
ABD ve Rusya arasında başgösteren gerginlik, birçok uzmana göre Soğuk Savaş yıllarını andırıyor. Bir zamanların Sovyet cumhuriyetleri Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan ve hatta Belarus, artık Batı ile yakınlaşıyor, Brüksel ile ilişkileri geliştirmeye çabalıyor. Ancak Kremlin bu gelişmeye aldırış etmiyor. Ekonomik zorlukların üstesinden gelen Moskova ise Çin, İran, Suriye, Hindistan, Pakistan ve Venezuela ile yakınlaşıyor, onlara Rus silah sanayinin geliştirdiği en son ürünleri satıyor. Bir yandan da kendi savaş donanımını yeniliyor. Kremlin'in askeri harcamalara ayırdığı bütçeyi, 2001'e oranla tam dört kat artırdı.
Uzmanlara göre, Moskova'nın bugünkü çizgiye gelmesinde ABD Başkanı George Bush yönetiminin büyük etkisi olduğu düşüncesinde. Bush yönetiminin şekillendirdiği yeni uluslararası tabloda kendini geri plana itilmiş algılayan Moskova, enerji fiyatlarının artışıyla güç topladı, muazzam bir gelir elde etti ve yeni müttefik arayışına girdi. Kremlin yeni müttefiklerini Washington'un etki sahasından uzak duranlar arasında buldu. Ekonomik gücünü askeri alana taşımaya çalışan Rusya, ordusuna önümüzdeki süreçte 50 adet yeni stratejik uzun menzilli bombardıman uçağı, 50 adet çoklu nükleer başlık taşıyabilen "Topol- M" balistik füzesi, 17 adet kıtalararası füze, 8 adet nükleer denizaltı ve 31 adet kruvazörü katmaya hazırlanıyor.
