|

Gerçek James “Kuduz Köpek” Mattis'e bakış

Donald Trump’ın ABD Savunma Bakanlığı için aday gösterdiği James Mattis eğer görev için onay alırsa Pentagon’u George Marshall’dan sonra yönetecek ilk general olacak. Mattis, Obama yönetiminin İran politikasını eleştiren ve şahin tutumu ile tanınan bir asker.

Yeni Şafak
04:00 - 15/12/2016 Perşembe
Güncelleme: 10:47 - 15/12/2016 Perşembe
Yeni Şafak

'Medya [Donald] Trump'ı tam anlamıyla anlıyor, fakat ciddiye almıyor. Seçmenler ise onu ciddiye alıyor, ama tam anlamıyla anlamıyor." Bu, Salena Zito tarafından 2016 seçimleriyle ilgili yazılan en akıllıca söz ve her alıntılar sözlüğünde yer almayı hak ediyor.



Şimdi, neredeyse kesin olarak Trump'ın savunma bakanı olacak General James Mattis hakkında biraz tavsiye vereyim size: Onu hem tam anlamıyla anlayın, hem de ciddiye alın.



General Mattis'in her sözü başlı başına bir alıntılar sözlüğü oluşturacak nitelikte. Özellikle tanışma ve selamlama şeklini seviyorum. “Barış için geldim. Topçu bataryalarını getirmedim. Ama gözümdeki yaşla yalvarıyorum: Eğer benimle uğraşırsanız hepinizi öldürürüm." Ancak Mattis bu sözlerden çok daha fazlasına işaret ediyor.



2003 Irak'ın işgali sırasında Birinci Deniz Piyade Tümeni komutanı olan Mattis, kinetik savaşın efendisi olarak ürkütücü bir üne kavuştu. Bağdat'a saldırı sırasında yeterince hızlı ilerlemediği için alt birim komutanlarından birinin nöbetini devraldı. 2007'de David Petraeus'la birlikte Irak'taki başarılı “dalgalanmanın" bir şablonu olan Kontrgerilla Harekatı Sahra Talimatnamesi'ni yazdı. Mattis öylesine savaş tutkunuydu ki, Denizciler ona "Kuduz Köpek" takma adını verdi.



BİR ASKER AKADEMİSYEN PORTRESİ


Açıklama: Jim Mattis ve ben Stanford Hoover Enstitüsü üyesiyiz. Ona hayranım ve ona bir arkadaş olarak bakıyorum. Şahsen, ne dengesizdir, ne de bir köpektir, fakat tatlı dilli ve engin bilgili biridir. Mattis sadece korkunç bir savaşçı değil; aynı zamanda derin bir stratejik düşünür, ve Irak'ta ve Afganistan'da İmparator Marcus Aurelius'un “Meditasyonlarını" sürdüren bir asker-akademisyendir.



Sıcak bir karşılama için böyle ilham veren bir giriş beklemiş olabilirsiniz. Daha çok beklersiniz. Trump'ın zaferiyle küçük düşen liberal medya, geçişini kaotik olarak yanlış yorumlamaya çalıştı.



Böyle olunca, General Mattis'in takma adı “Kaos" oldu. Her iki durumda da, düşmanlarınıza kafa tuttuğunuz türden bir kaos. Trump, Çırak'ı (Celebrity Apprentice) tekrar canlandırmıyor. Bir zamanlar “tüm yeteneklerin bakanlığı" olarak adlandırılacak olanları bir araya getiriyor.



1950'DEN SONRA PENTAGON'U YÖNETEN İLK GENERAL


Evet, Mattis'in seçilmiş olması alışılmışın dışında. Harry Truman 1950'de George Marshall'ı savunma bakanı olarak atadığından beri Pentagon'u yöneten ilk general olacak. Bu ikisi haricinde diğer tüm savunma bakanları da sivildi. Trump, bu sözleşmeyi görmezden gelmeyi kabul etmenin yanı sıra Kongre'den bir genel başkanın göreve başlamadan önce yedi yıl emekli kalması gerektiği kuralından feragat etmesini istemeye karar verdi. Bu ise tepkiye neden oldu. Ancak bence bu, Trump'ın tarihi seçim zaferinden bu yana aldığı en iyi karar.



İşte nedeni. Başkan olarak, Trump'ın, Amerika'nın çökmüş dış politikasını düzeltmek için cazip bir fırsatı var. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı "büyük anlaşma", Suriye'deki savaşı sona erdirebilir ve Doğu Ukrayna'daki neredeyse hala sıcak olan çatışmayı çözebilir. Çin ile yapılabilecek benzer bir anlaşma, Kuzey Kore ve Güney Çin Denizi gibi Asya Pasifik bölgesindeki önemli patlama noktalarını ele alan Orta Krallık ile barış içerisinde bir arada yaşamanın yeni bir temelini oluştururken Orta Amerika›nın ekonomik şikayetlerini de ele alabilir.



Trump yönetimi, Obama yönetiminin eksik planlanmış İran politikasını terk ederek Ortadoğu'daki oyunu da değiştirebilir. Ayrıca, NATO'nun Amerikalıların masrafını çektiği ve Almanların çantada keklik olarak gördüğü bir ittifak olmaktan çıkması için kıta Avrupalılarını rehavetten çıkarabilir. Bununla birlikte, tüm bunlara ulaşmak için Kissinger'in diplomatik becerisinden daha fazlasına ihtiyaç duyulacaktır. Ayrıca, mutemet bir düşman tehdidine ihtiyaç duyulacak - çünkü bu olmadan, Amerika'nın düşmanları ve müttefikleri, hukuk profesörü Obama'yı kullandıkları gibi işadamı Trump'ı da kullanacaklar. İşte Jim Mattis de burada devreye giriyor.



İRAN ÜZERİNDE BİR ŞAHİN


Öncelikle Mattis'in eşsiz bir güvenilirliği var. Onu seven sadece Deniz Kuvvetleri değil. Seçimi Hillary Clinton kazanmış olsaydı, muhtemelen aynı göreve getirilecek olan Michèle Flournoy bile ondan saygıyla bahsediyor.



İkincisi, Mattis İran'a üzerinde bir şahin. Nitekim, bazıları İran'a karşı askeri harekat tasarlamaya hazır olduğunu ve bu yüzden Obama tarafından Amerika Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndan (CENTCOM) görevden alındığını söylüyor. Bundan pişman değil. Nitekim Nisan 2016'da yaptığı bir konferansta Tahran rejimini "Ortadoğu'da istikrar ve barış için tek ve en korkunç tehdit" olarak nitelendirdi.



Yine de, Obama'nın İran'la olan nükleer anlaşmasının bozulmasına karşı koydu. Mattis, Trump'a anlaşmayı sürdürmesi, ancak İran'ın anlaşmayı ihlallerini askeri misilleme ile cezalandırmasını önerecek. Ayrıca, İran'ın bölgesel taşeronlarına, özellikle Hizbullah'a karşı daha sert bir posizyon alma önerisinde bulunacak.



Üçüncüsü, Trump'tan farklı olarak, Mattis'in Putin konusunda kuruntuları yok. Rusya'nın 2014 yılındaki Kırım ve doğu Ukrayna işgali aleyhinde konuştu ve Obama yönetimini yeterince sert olmadığı için eleştirdi.



ÇİN İÇİN DE TAKTİK PLANI VAR


Son olarak, Mattis'in de Çinliler için de bir taktik tahtası var. 2015'te Senato Silahlı Hizmetler Komitesi'nde verdiği ifadede, “Pasifik ile Çin arasındaki olumlu ilişkileri sürdürmek için gösterilen çabaların Çin'in Güney Çin Denizi'nde ve başka yerlerdeki zorbalık rolünü genişletmeye devam etmesi durumunda dengeyi sağlamaya yönelik bir politika ile paralel olması" gerektiğini belirtti.



Eski ABD Başkanı Theodore Roosevelt'in kutsal mottosu “çaktırmadan aba altından sopa göstermek" idi. Obama yönetimi altında ABD bunun tam tersini yaptı, niyetini açıkça belli etti ve esnek bir sopa taşıdı. Bütün bunlar değişmek üzere. Trump'ın aksine, Jim Mattis pes perdeden konuşuyor. Ve taşıdığı o büyük sopa da keskin. Bu yüzden onu tam anlamıyla anlayın ve çok ciddiye alın.



* Bu yazı 5 Aralık 2016 tarihinde Boston Globe gazetesinde “Looking at the real “Mad Dog" James Mattis" başlığı ile yayınlanmıştır.



#Kuduz Köpek
#George Marshall
#James Mattis
7 yıl önce