|

Kaosun ressamı: Umberto Boccioni

Klasik resim anlatısında gördüğünü çizer ressam. Oysa fütürizmde görünenin ötesinde izleyeni de resme dâhil eden başka bir boyut vardır. Duygular, hareket, hız da resme dâhildir. Fütürist resmin öncülerinden olan Umberto Boccioni, birbirinden farklı ve zihin açan resimlerini şöyle tarif eder: “Koşan bir atın dört ayağı değil; yirmi ayağı var gibi görünür ve o görüntü birden üçgenimsi bir biçim kazanır.”

00:00 - 25/01/2022 الثلاثاء
Güncelleme: 22:34 - 24/01/2022 الإثنين
Yeni Şafak
 İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Fatma Berber
/ Yazar

Bir resim düşünün ki sokaktaki gürültüyü, kahkahayı, neşeyi, işitebiliyorsunuz. Hatta resme baktığınızda, sokağın gürültüsü kulaklarınızı sağır ediyor. Ya da başka bir resimde, bir otomobilin hızı, hareketin katman katman ilerlemesi tuvale yansıtılıyor. Resmin konuştuğunu duyuyorsunuz. Yüzler bile göründüğü gibi değil; görünenin ötesinde duygularınızla birlikte renk değiştiren türden. Eğer o resmi koklayıp, oradaki gürültüyü, kahkahayı duyuyorsanız; resimdeki hüznü, coşkuyu veya hareketi hissedebiliyorsanız “fütürist” resme hoş geldiniz! Ama uzun süre bakmayın, vertigonuz varsa düşüp bayılabilirsiniz.

HAYAT, SANAT, DİNAMİK KOMPOZİSYON

Klasik resim anlatısında gördüğünü çizer ressam. Oysa fütürizmde görünenin ötesinde izleyeni de resme dâhil eden başka bir boyut vardır. Duygular, hareket, hız da resme dâhildir. Fütürist resmin öncülerinden olan Umberto Boccioni, birbirinden farklı ve zihin açan resimleriyle; bu akımın öncü sanatçılarından biridir. Boccioni’nin Mızraklı Süvarilerin Taarruzu (1915) tablosunda renkler birbirine geçmiş, mızraklar, süvariler birbirinin içinde erimiştir, figürler belli belirsizdir.

Ressam ve heykeltıraş Umberto Boccioni, 1910 yılında kaleme aldığı Fütürist Resim: Teknik Manifesto’da retina etkisi, resimlerine de yansımıştır. Işığı, enerjiyi, mekaniği, hareketi ve ses titreşimlerini aynı yüzey üzerinde üst üste, yan yana, iç içe resmederek; farklı renklerde, bölünmüş alanlar oluşturur. Fütüristlerin vaz geçilmez kaotik temaları olan; tren istasyonu, kalabalıklar, Boccioni’nin tuvalinde renk şölenine dönüşür. Görünür kılınmak istenen, hareket duygusunun kendisidir. Ve en önemlisi fütürist resim manifestosunda portrenin, portresi yapılan kişiye benzememesi gerektiği savunulur. Galeride İsyan (1910) ve Kent Uyanıyor (1911-1912) gibi resimleri, kitlesel hareket kavramını en iyi yansıttığı yapıtlardır.

KULAKLARI SAĞIR EDEN RESİMLER

Boccioni, fütürizmin iki temel ilkesi olan zaman ve coşkuyu tuvaline en güçlü biçimde yansıtır. Boccioni’nin Kent Uyanıyor tablosu sıra dışı bir eserdir. Şehri tek katmanlı değil çok katmanlı görüp; izleyeni de resme dâhil eder. Bu eser kırmızı atları, belli belirsiz halatla bağlanmış insanları, bir şehrin kaosunu, savaşın ortasındaki İtalya’nın gürültüsünü ve kavgasını içerir. Eser, bir yanıyla kaosu resmetmiştir.

Boccioni, duygularımıza göre renk değiştiren vücudumuzun da tuvale farklı renklerde yansıtılmasını savunuyordu. Ruh Durumları: Uğurlamalar (1911) adlı, üçlü panodan oluşan ve bir tren istasyonunda vedalaşan insanların duygularını konu alan resmini değerlendirelim: Trenin dumanı, vedalaşan insanlar, hızla geçilen bu yerlerin oluşturduğu kesik kesik doğa manzaraları, hareket halinde iç içe resmedilmiştir. Bu çalışmada Boccioni, kaosun dinamizmini tasvir etmiştir. Boccioni Zihin Durumları: Kalanlar (1911) isimli çalışmasında ise hız, sürat ve teknolojinin aksine naif fırça darbeleri ile hüznü resmetmek ister. Kalabalığın içinde enstrüman çalan figürler dikkat çeker. Sanatçı, enstrümanlardan çıkan sesi resmetmek istemiştir. Hız ve zaman ile ses ve gürültünün yanında kahkahayı da duyabileceğimiz bir başka eseri Kahkaha (1911), izleyiciyi kurduğu bu oyuna çağırır:

“Hızla giden bir otobüste etrafınızda bulunan on altı kişi, aynı anda hem bir, hem on, hem dört, hem üç kişiymiş gibi görünürler; hem gidiyormuş, hem duruyormuş gibidirler; sokakların içinden gitmekte ve gelmektedirler; güneş yutuverir onları sonra yine belirirler. Hani bazen bir insanla sokakta konuşurken sokağın sonundan geçmekte olan bir atın görüntüsü birden yanağının üstünde yansımış gibidir; ne kadar sıklıkla olur bu tür şeyler. Oturduğumuz koltuklara gömülürüz, koltuklar da bizim içimize işler sanki. Otobüsler önünden geçtikleri evlerle bir olurlar, evler de sanki otobüsle iç içe geçerler. Biz gelecekte resimlerin şarkı söylemesini ve tuvallerimizin zaferle serpilmesini, kulakları sağır etmesini diliyoruz.”

HAREKET EDEN HEYKEL

Boccioni aynı zamanda heykeltıraş olduğundan, heykelini yaptığı figürün yürüyüşünü göstermek, heykele de dinamik bir boyut getirmek ister. Umberto Boccioni’nin Uzayda Sürekliliğin Eşsiz Formu (1913, Modern Sanat Müzesi, New York, ABD), Fütürist heykelciliğin en önemli eseri olarak yer alır. Uzayda Sürekliliğin Eşsiz Formu heykelindeki figür büyük adımlar atmış gibidir. Figürün adeta birden fazla ayağı, kolu, dizi vardır ve her uzuv kendi hareketinin farklı noktasında yeniden yontulmuştur. Fütürist heykelde de fütürist resimde olduğu gibi; hareket anı ve dinamizm, esere dâhil edilmek istenir.

Fütüristler estetiğe dair ölçü ve kuralları tabulaştırılan sanatı hafife alırlar. Fütürist resimlere baktığınızda figürleri seçememeniz; renklerin, dokuların birbirine geçmesi, sanatçıların giderek hissizleşmelerini ve dönemin travmasını anlatır belki de... Yaşadıkları çağ savaş arifesinde dünyanın gömlek değiştirdiği, çalkantılı bir dönem olsa da bugün onlar için çok daha güçlü malzemeler var. Fütürist bir ressam günümüz İstanbul’unda, şehrin kaosunda, egzoz dumanında, kalabalığında, adım atılmayan metrobüslerinde yaşasaydı; nasıl bir ilham alıp tuvale yansıtırdı kim bilir?

Boccioni ve sanatına dair bazı kitap önerileri:

Ahu Antmen, 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2013.

Enis Batur, Modernizm Serüveni, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2015.

Fatma Berber, Dokuz

Huzursuzla Fütürizm,

Genç Destek Yayınları, 2021.

#Umberto Boccioni ​
#fütürizm
#İtalya
#ressam
٪d سنوات قبل