|

Pençe-Kilit operasyonunun askeri ve siyasi şifreleri

Rusya-Ukrayna kriziyle bağlantılı olarak Avrupa’nın artan enerji bağımlılığı gözleri Ortadoğu’ya çevirirken, bölgedeki tüm aktörler bu yeni durumda pozisyon alabilmek ve mevcut pozisyonlarını etkin kılmak için yeni politikalar geliştirmeye başladılar. Özellikle Kuzey Irak petrolü ve doğalgazı burada büyük önem kazanmakta. Türkiye ve IKYB arasında, doğalgaz boru hatlarının iyileştirilmesi ve gaz akışının sağlanmasına ilişkin gerçekleştirilen görüşme Kuzey Irak bölgesinde safları belirlemiş; PKK ve İran destekli Haşdi Şabi, Kürt yönetimine karşı politika geliştirmeye başlamıştır.

00:00 - 22/04/2022 Cuma
Güncelleme: 18:02 - 21/04/2022 Perşembe
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe
Siyaset Bilimci- Akademisyen

Türk Silahlı Kuvvetleri 18 Nisan 2022 günü Kuzey Irak bölgesine, PKK terör örgütüne karşı Pençe-Kilit operasyonunu başlattı. Operasyon, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgede konuşlu Fırtına, ÇNRA ve diğer topçu unsurları tarafından belirlenen hedefleri yoğun şekilde ateş altına alması ile başlamış ve operasyonun birinci safhası; Hava Kuvvetleri, ateş destek vasıtaları, ATAK helikopterleri, İHA ve SİHA’larla desteklenen komando ve özel kuvvet unsurlarının karadan sızarak ve hava hücum harekâtı ile bölgeye intikal ederek hedefleri ele geçirmesi neticesinde başarıyla sonuçlanmıştır.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SONUNU HIZLANDIRACAK

18 Nisan’da başlatılan Pençe-Kilit operasyonu, Pençe operasyonları serisinin devamı niteliğinde olup askeri ve siyasi açıdan özel öneme sahiptir. Askerî açıdan incelendiğinde bölgedeki terörist unsurların etkisiz hale getirilmesi, yaz tertiplenmesi ve yeni saldırıların planlamasının önlenmesi ve esas olarak yurt içinde nefes alamayacak duruma gelen terör örgütünün, yaşam merkezi durumundaki Kuzey Irak bölgesinde de nefes alamayacak duruma getirilip etkisizleştirilmesi ve bölgeyi terk etmesi amaçlanmıştır.

Birinci safhası Zap Kampı merkezli olarak gerçekleştirilen operasyonun, elde edilen başarının ardından, daha sonraki hedefinin Kandil ve Sincar bölgesi olması muhtemeldir. Kandil ve Sincar bölgesi PKK terör örgütünün nefes aldığı, varlığını devam ettirebilme amacıyla elinde tutmak zorunda olduğu iki önemli bölgedir. Bu iki bölgenin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kontrol edilmesi, PKK’nın sonunun gelmesini hızlandıracaktır.

ABD VE AVRUPA OPERASYON KARŞISINDA SUSPUS

Rusya-Ukrayna savaşının jeopolitik sonuçlarından biri ve en önemlisi olan “Türkiye olmadan bölgede enerji ve güvenlik politikalarının yürütülemeyeceği” gerçeğinin görülmüş olduğu, başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin Türkiye ile olan diplomatik ilişkilerine yansımıştır. Avrupa’nın enerji ihtiyacının Ortadoğu bölgesinden karşılanabilmesi için kilit ülkenin Türkiye olduğu artık kabullenilmiştir. Türkiye’nin bölgesel güç olarak artan etkinliği görmezden gelinemez. Operasyon başladıktan sonra PKK terör örgütüne destek veren başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerden herhangi bir açıklama gelmemesi oldukça manidardır. Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panayiotopulos, Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte NATO içinde Türkiye’ye bakışın değiştiğini açıklaması ve “Türkiye aleyhine konuşmanın zamanı değil” şeklindeki ifadesi, ABD’nin Türkiye’ye yönelik F-16 girişimi, İsrail Cumhurbaşkanı, Almanya ve Yunanistan Başbakanla-rının Türkiye’ye gerçekleştirdikleri ziyaretler, ülkemizin bölgesel gücüne güç kattığının birer kanıtıdır.

BÖLGEDE ARTAN TÜRK ETKİSİ İRAN’I RAHATSIZ ETTİ

Rusya-Ukrayna kriziyle bağlantılı olarak Avrupa’nın artan enerji bağımlılığı gözleri Ortadoğu’ya çevirirken, bölgedeki tüm aktörler bu yeni durumda pozisyon alabilmek ve mevcut pozisyonlarını etkin kılmak için yeni politikalar geliştirmeye başlamıştır. Özellikle Kuzey Irak petrolü ve doğalgazının sahipliği ve kullanımı burada büyük önem kazanmakta. Kerkük bölgesinde etkisini artıran Haşdi Şabi ve PKK birlikteliği bölgedeki doğalgaz ve petrolün tankerlerle İran’a taşınmasını sağlarken, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni (IKYB) bölgenin kaynaklarının kullanımı açısından sıkıntıya düşürmüştür. Bununla bağlantılı olarak, Türkiye ve Körfez ülkeleri arasında gelişen diplomatik ilişki İran tarafından tereddütle karşılanmış, Haşdi Şabi ve PKK’ya Süleymaniye’den, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) üzerinden destek verilmeye başlanmıştır. Bu gelişmeler üzerine Türkiye tarafından IKYB Başkanı Neçirvan Barzani 2 Şubat 2022 tarihinde Ankara’ya davet edilmiş, doğalgaz boru hatlarının iyileştirilmesi ve gaz akışının sağlanması konusunda kendisi ile bir görüşme gerçekleştirilmiştir.. Bu görüşme Kuzey Irak bölgesinde safları belirlemiş; PKK ve İran destekli Haşdi Şabi Kuzey Irak’ta Kürt yönetimine karşı politika geliştirmeye başlamıştır.

Bununla birlikte, Türkiye bölgesel barışı sağlayabilmek amacıyla girişimlerine bölgedeki tüm aktörleri dahil etmeye çalışmış ve tarafları 12 Mart 2022’de Antalya Diplomasi Formuna davet etmiştir. IKYB Başkanı 12 Mart 2022’de Antalya’da icra edilen Diplomasi Forumu’na katılırken, İran katılmamıştır. Tüm bu gelişmelerin akabinde, 15 Nisan 2022’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan IKYB Başbakanı Mesrur Barzani’yi İstanbul’da kabul ederek son gelişmeleri görüşmüştür.

“SON TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLİNCEYE KADAR…”

Kuzey Irak’ta Kerkük ve Musul bölgesindeki gelişmeler, bu bölgelerde PKK’nın artan varlığı Türkiye’yi ülkenin ve bölgenin güvenliği açısından tedirgin etmektedir. Bununla birlikte Kandil-Gara-Sincar-Kamışlı-Mümbiç-İdlib hattı doğu-batı, batı-doğu istikametinde PKK terör örgütünün irtibatı açısından oldukça önemli bir güzergah olduğu; Suriye’de ABD tarafından PKK’ya verilen başta silah olmak üzere lojistik desteğin bu güzergâh kullanılarak Kuzey Irak bölgesindeki teröristlere gönderildiği gerçeğinden hareketle, Türkiye’nin güvenliği açısından PKK’nın Sincar-Kamışlı, yani Irak-Suriye irtibatının kesilmesi gerekmektedir.

Türkiye yıllardır ülkenin güvenliğini tehdit eden PKK varlığını kaynağında bitirebilmek için bu operasyona başlamıştır. Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak PKK terör örgütünün sonunu getirmek için bu operasyonu devam ettireceği anlaşılmaktadır. Operasyonun süresini ve menzilini süreç içindeki gelişmeler belirleyecektir. Ancak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın ilk açıklamasında belirttiği “En son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar mücadelemiz devam edecek” sözleri operasyonun süresini açıklarken, “Sivillerin, çevrenin, kültürel ve dinî yapıların zarar görmemesi için azami hassasiyet gösterilmektedir” ifadeleri ise operasyonun menzilini ifade etmektedir. Türkiye bugüne kadar yaptığı sınır ötesi operasyonları tek bir kültürel ve dini grubun yerleşik olduğu bölge olan sınıra yakın yerlerde yaptığı aşikardır. Bu açıklama sınırdan daha içerilerde yer alan ve farklı dini ve kültürel grupların yaşadığı başta Sincar bölgesi olmak üzere, Kandil, Mahmur Kampı gibi PKK terör örgütünün nefes aldığı bölgelere kadar ihtiyaç duyulduğunda gidileceğini göstermektedir.

#Rusya
#Ukrayna
#Avrupa
#Ortadoğu
#IKYB
#Kuzey Irak
#PKK
#Haşdi Şabi
#Kerkük
#Musul
#Sincar
#Mahmur
2 yıl önce