|

Sultan Alparslan’ın Anadolu’daki tek hatırası

Ani; Anadolu Türk tarihinin başlangıcı ve Anadolu Türk mimarisine ait ilk örneklerin inşa edildiği kadim bir şehirdir. Sultan Muhammed Alparslan’ın ilk göz ağrısı, halen daha yaşayan Anadolu’daki en canlı ve en somut mirasıdır. Ani, tüm benliğiyle Sultan Alparslan’ın Anadolu’daki “tek” hatırasıdır.

00:00 - 16/02/2022 Çarşamba
Güncelleme: 22:37 - 15/02/2022 Salı
Yeni Şafak
 İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Doç. Dr. Muhammet Arslan

Kafkas Üniversitesi Öğretim Üyesi - Ani Örenyeri Kazı Başkanı

Büyük Selçuklu tahtına oturan Sultan Alparslan, iktidarının daha birinci yılını doldurmadan batı seferinin hazırlıklarına başladı; bunun adı “Rum Gazâsı”ydı. Sultan’ın asıl amacı Anadolu’nun doğu sınırlarına kadar gelmiş olan Bizans’ı yenmek ve geri püskürtmekti. Önce Gürcistan ve kuzeydoğu Anadolu’daki bazı kaleler ve şehirleri fethettikten sonra Ani önlerine dayanan Sultan ve Selçuklu ordusu, bugüne kadar böylesine kalabalık bir şehir görmemişlerdi. Aynı şekilde, müstahkem surlar ve üç tarafı akarsularla çevrili bir kentte yaşayan Ani’liler de bu denli kalabalık bir düşman ordusuyla karşılaşmamışlar, hatta Ani’nin asla ele geçirilemeyecek kadar kuvvetli olduğuna öylesine inanmışlardı ki, kentin kuzeyine karargâh kuran Selçuklu ordusunu tacir sanmışlardı. Onların düşman olabilecekleri akıllarına bile gelmemişti.

Nihayetinde, Malazgirt Zaferi’nden yedi yıl önce 16 Ağustos 1064 günü Ani düşmüş ve Selçuklu tabiiyetine girmişti. Kars’ın yaklaşık 45 km kadar doğusunda, bugünkü Türkiye-Ermenistan sınırının sıfır noktasındaki iki ülkeyi birbirinden ayıran Arpaçay’ın batı kıyısında bulunan Ani; artık Sultan Alparslan’ın mülkü olmuştu.

EBU’L FETH’İN İLK GÖZ AĞRISI

Bir meydan muhaberesi niteliğinde olan Malazgirt Savaşı’nın aksine Ani Zaferi, bir fetih savaşıdır. Sultan Alparslan’ın “Ebu’l Feth (Fetih Babası)” unvanı aldığı ve dünya Müslümanlarının büyük sevinç yaşadığı tarihi bir dönüm noktasıdır. Malazgirt’ten Konya’ya, Konya’dan Söğüt’e, Söğüt’ten İznik’e, İznik’ten Bursa’ya, Bursa’dan Edirne’ye, Edirne’den İstanbul’a ve İstanbul’dan Ankara’ya kadar uzanan 1000 yıla yaklaşan kutlu yürüyüşün başlangıcıdır. Bu yüzden Ani; Anadolu Türk tarihinin başlangıcı ve Anadolu Türk mimarisine ait ilk örneklerin inşa edildiği kadim bir şehirdir. Sultan Muhammed Alparslan’ın ilk göz ağrısı, halen daha yaşayan Anadolu’daki en canlı ve en somut mirasıdır. Ani, tüm benliğiyle Sultan Alparslan’ın Anadolu’daki “tek” hatırasıdır.

Ani’nin 1064 yılında Sultan Alparslan tarafından fethi, yüksek Selçuklu medeniyetinin Anadolu coğrafyasına taşındığı ilk yıldır. İmparatorluğun siyasal, sosyal ve ekonomik aktarımları bir yana, devrin somut anlamdaki en nitelikli çıktısı şehircilik bağlamında mimariyle olmuştur. Günümüze değin ulaşan bu mimari etkinlik; Anadolu’da vücut bulan ilk Türk-İslâm şehircilik anlayışını gözler önüne sererken, simgesel algısı yüksek mimari eserlerle de anıtsal nitelik taşır.

ANİ’NİN AYASOFYA’SI

Kentin merkezindeki katedral ise tabiri caizse Ani’nin Ayasofya’sı kabulünden olup Sultan Alparslan’ın Ani genelindeki hatırası olarak karşımıza çıkar. Kentin en büyük kilisesi olan katedralin yapımına 987 yılında Bagratunî Emîrlerinden II. Simbat tarafından başlanılmış ancak onun ölümü üzerine 1010 yılında I. Gagik’in eşi Katremide tarafından tamamlanmıştır. Katedralin mimarı, aynı zamanda din adamı da olan Mimar Tridat idi. Katedral inşaatının bu kadar uzun sürmesi, aslında İstanbul Ayasofya Camii ile yakından ilgilidir. Zira 26 Ekim 986 yılında vuku bulan İstanbul depremi, Ayasofya kubbesini kısmen yıkmış ve daha yeni Ani Katedrali’nin yapımına başlamış olan Mimar Tridat ise kubbenin onarımı için İstanbul’a çağrılarak kubbeyi onarmakla görevlendirilmişti. Tridat’ın İstanbul’daki görevi altı yıl sürdü. 994 yılında yeniden Ani’ye döndüğünde katedralin inşaatını başlatan II. Simbat ölmüş ve yerine de I. Gagik geçmişti.

1064 yılındaki fetihle birlikte kentin en büyük kilisesi olan katedralin camiye çevrilmesi ve ilk Cuma namazının burada kılınması haktır. Hak vuku buldu ve Ani Katedrali’nin kubbesindeki gümüş haç’ın yerini İslâm’ın alametifarikası hilal aldı. Muhtemelen fetih esnasında gümüş olan bu hilal, 12. yüzyıl başlarında Şeddâdî Emîri II. Şâvur (Ebu’l Esvâr Şâvur) tarafından Ahlat’tan getirilen altın hilalle değiştirilmiştir. Bu uygulama, Türk fetih geleneklerinin bir gereği, devletin İslâmi kimliğinin en somut şekilde duyurulmasıdır.

Urfalı Mateos, kubbedeki haçın değiştirilmesi esnasında üzücü bir olayın yaşandığını bildirir. O’nun anlatımlarına göre, katedralin banisi olan II. Simbat’ın Hindistan’dan getirttiği billur avize bu esnada yere düşerek paramparça olmuştur. Mateos, avizenin yaklaşık 5.5 kilo (12 libre) ağırlığında olduğunu ve yine bu ağırlıkta yağ kaldırabildiğini ifade eder.

Katedralin sadece 60 yıl kadar cami olarak kullanıldığını, 1124 yılındaki Gürcü işgalinin ardından yeniden kiliseye dönüştürüldüğünü de belirtmek gerekir. Bu dönem Gürcü Kral IV. Davit’in işgaline uğrayan kent, “katedralin yeniden camiye çevrilmeyeceği ve Müslümanların da bu mabede dokunmayacakları” sözü ile yeniden Selçuklu hâkimiyetine geçmiştir. 1124-1126 yıllarındaki iki yıllık bu işgalin ardından, kilisenin bir daha camiye çevrilmediğini görürüz.

ANADOLU’DAKİ İLK HAZİRE

Bugünkü adıyla Fethiye Camii ya da Sultan Alparslan Camii olarak adlandırdığımız Ani Katedrali, aynı zamanda Anadolu’daki ilk hazirenin (mezarlık) oluşturulduğu bir mekân olarak karşımıza çıkar. Yüzeydeki kalıntılardan hareketle, 2021 yılındaki kazı çalışmalarımız esnasında gün yüzüne çıkardığımız bu alan, hem büyükçe bir Selçuklu kümbetini hem de tonozlu mezar odaları ile sandukalı mezar taşlarını barındırır. Ele geçirdiğimiz bazı kitabeli ve süslemeli mezar taşı parçaları ise Ahlat’tan önce burada inşa edilen zengin bir Türk-İslâm mezarlığına işaret eder.

Ani ve Ayasofya’sı!

Bu şehir, bizim “Alparslan” namıyla bildiğimiz “müminlerin emîri, devletin koruyucusu, cesur ve yiğit insan, adil Sultan Dâvûd oğlu Muhammed”in halen daha yaşayan Anadolu’daki tek mirası, O’ndan bize kalan tek hatırasıdır.


#​Sultan Alparslan
#Anadolu’daki
#Ani
#Selçuklu
#Gürcistan
#Bizans
2 yıl önce