|

Yeni bir gençlik siyaseti yükselirken...

Kuşaklar tartışması ve siyasi gündem bir “Z Kuşağı” paranteziyle çerçevelendirilmek istenirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen “Gençlik Buluşmaları” konuyu bir anda reel alanın içerisine çekiverdi...

00:00 - 4/12/2021 Cumartesi
Güncelleme: 06:32 - 4/12/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlerle Diyarbakır’daki buluşmasından bir kare.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlerle Diyarbakır’daki buluşmasından bir kare.
Dr. Can Ozan Tuncer - Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğretim Üyesi

Kuşaklar tartışması ve siyasi gündem bir “Z Kuşağı” paranteziyle çerçevelendirilmek istenirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen “Gençlik Buluşmaları” konuyu bir anda reel alanın içerisine çekiverdi.

Diyarbakır’da, Adana’da, Kahramanmaraş’ta, Batman’da, Çanakkale’de yapılan buluşmalar savruk ve salt kalabalıklara dayanan bir siyasi gösteriş kültürünü alt üst eder nitelikteydi. Siyasal iletişimi, miting meydanlarını kalabalık göstermek ve kitlenin ritmini yansıtmak suretiyle kurmaya çalışan siyasetin, bu buluşmalarla tahtı sarsılabilir.

BÜYÜK DÖNÜŞÜM BAŞLADI

Geçmişte siyasetin ana kademe güç sarmallarına takılıp kalarak ilerlemekte zorlanan gençlik siyasetinin, Türkiye’nin son 20 yılının siyasi ve dönüştürücü gücü olan AK Parti ile büyük bir dönüşümün içinde olduğu anlaşılıyor.

Z Kuşağı bağlamında yürütülen tartışmaların daha çok pazar ve pazarlama araştırmalarının motivasyonuyla yürütüldüğü görülüyor. İlgili yaş grubunun seçimlere ilişkin belirleyiciliği üzerinden temel bir gündem oluşturulmak isteniyor.

Temel mesele şudur ki; önümüzdeki seçimde AK Parti’nin akranları da ilk defa oy kullanacak. Z Kuşağı olarak ifade edilen yaş grubuna isnat edilen oy kullanma projeksiyonlarını iktidar değiştirme kudreti üzerinden tanımlayan örgütlü bir siyasi ve toplumsal muhalefet çabası gözlerden kaçmıyor.

Yeni oy kullanacak gençler başta olmak üzere bu ülkenin tüm gençlerini “iktidarı siz değiştireceksiniz” motivasyonuyla etkilemenin davranışlar ve beklentiler üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmaması mümkün değil.

AK Parti iktidarları dönemindeki gençlerin, toplumsal alanda geçmişteki gibi yokluk, darlık ve zorluk görmediği dolayısıyla geçmişi bilmeyenlerinin AK Parti’ye oy vermeyeceği yönünde bir beklentinin olması da üzerinde düşünmeye değer. Gençleri hem geçmişle korkutarak hem de geçmiş unutturularak yürütülecek siyasi kampanyaların siyasi ve toplumsal sorumluluk gereğince bu ülkeye bir hayrı olmayacağı açıktır.

Gençlerine bugün güvenmeyenlerin, onlarla geçmişin karanlığı ve geleceğin belirsizliği arasına sıkışmış dar bir söylem ve seçim kampanyası üzerinden temas etmesi sosyo-politik bağlamda da tehlikeli bir hadisedir. Siyaset kurumu gençlere ilişkin söylem ve siyasetini toplumsal bir sorumlulukla ele almak zorundadır.

TEKNOFEST KUŞAĞI

Bugün “Gençlik Siyaseti” içerisinde AK Parti ve Erdoğan’la siyasi kişiliği şekillenmiş ve kendilerinden önceki 60, 70, 80’li yılların kuşakları kadar normların baskısı altında yetişmeyen, değerlerle harmanlanmış yeni nesil bir gençlik siyaseti de boy vermeye başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından özellikle vurgulanan “Teknofest Kuşağı” ifadesi devlet politikalarında genç kuşakların konumlandırılması adına önemli bir ifadedir.

Dijital akımların yerlileri, bir önceki nesillerle farklılaşan ifade biçimleri ve kendi sınırlarını bilen, dünyayı ömrünün ilk 20 yılında oturduğu yerden keşfetme şansına sahip, internetin sunduğu temsil eşitliğinde kendine yer bulabilen, siyasi tercihini kendi özgür iradesiyle belirleyebilme becerisine sahip, Türkiye’nin son kalkınma ve hamle sürecinin içerisinde toplumsal kimliğini inşa etmeye devam eden bir kuşaktan bahsediyoruz. Bu kuşağın en önemli yetkinliklerinden birisinin de Türkiye’ye dönük yerli ve yabancı oryantalist bakış açısının etkisi altında kalmadan, kendi durduğu ve olduğu yerden ülkesine de dünyaya da bakabilen doğallığıdır.

AK Parti Gençlik Kollarının kurumsal ve organize olarak sembolik katılımla gerçekleştirdiği, temsilde de genç olan “Gençlik Buluşmaları”nın dijital yayılımı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlerle bir araya geldiğinde ortaya çıkan sinerji; son 20 yılın görünmeyen, adı konmamış, açılışı yapılmamış ve kurdelesi kesilmemiş sosyal eserlerinden birisidir.

Gençlerin sorunları, istihdamı, kariyerleri, geçimleri ve geleceğe hazırlanmalarına dair politikalar; sadece gençleri anlayarak şekillendirilemez. Gençleri hissetmek, dertleriyle dertlenmek, beklentileriyle hemhal olmak önemli olduğu kadar da gereklidir. Bu da gençlik siyasetinin yükselmesi, niteliğinin artması ve gençlerin hissedilmesiyle mümkünüdür.

Hele ki Diyarbakır’da halaylaşan, Kahramanmaraş’ta şiirleşen, Adana’da lezzetlenen, Batman’da Kürtçeleşen, Çanakkale’de destanlaşan bu renk ve bu ahenk var ya; işte geleceğin sırrı bu renklerin ve ahenklerin hissiyatındadır.

Terörü ve niyetini net olarak kavramış; dilini, kültürünü, tarihini silahlı şiddetin ve siyasi aparatının vesayetine teslim etmemeye kararlı bir gençliğin, Güneydoğu’dan verdiği ses, ülkesi için gayretli, kendisinin ve gücünün farkında olan tüm gençlerin sesiyle birleşerek Adana’dan, Kahramanmaraş’tan, Çanakkale’den ve yurdun dört bir yanından daha güçlü bir sesle birlikte yükselirken, ne mutlu Türkiye’ye...

#Türkiye
#Diyarbakır
#Adana
#Recep Tayyip Erdoğan
#Gençlik Buluşmaları
2 yıl önce