|

Zemzem gibi aziz ol

İnsan, bir gergefin üzerine ince ince nakşedilen desenler gibi nahif yaşamalı hayatı ve hiç şüphesiz Kâbe yollarında tabanları nasır tutan bir müminin ferasetiyle, kalbi mütemadiyen imbikten geçirmeli. Bunları yapabilmenin yollarından ilki; Rabbin bahşettiği rızıklar üzerinde kalbi ve aklı meşgul etmek.

00:00 - 9/09/2022 Cuma
Güncelleme: 17:36 - 8/09/2022 Perşembe
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: 
CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Ahsen İlhan / Yazar – Sanat Tarihçisi

Enbiyânın mirası üzerinde hayat sürüyoruz. Allah’tan gelen ilmi ve yaradılışın cevherlerini zamana ve mekâna ilmek ilmek dokuyan peygamberlerin vârisiyiz. Nice mücevher yayılmış dört bir bucağa. Bu hazinede yıldızların sırrını aşikâr eden bilimden zamanın hükmüne, suyun gizinden toprağın marifetine kadar her şey var. Bu bitimsiz ilim, ahlâk ve sevgi mirasına elimizi her attığımızda, üzerine tefekkür edilmesi ve akılla irdelenmesi gereken bir değerle karşılaşıyoruz. İşte onlardan biri kaleme düştü: Zemzem…

Mescid-i Haram’da, Hacerülesved’in karşısında, asırlardır kuruyan kursakları ıslatan, kalpleri nurlandıran, bedenlere ve ruhlara şifa veren bir hazine var. Zemzem suyu… Mübarek ve kıymettar bir su. Bu kıymet evvela Hz. İbrahim (as) ve Hz. Hacer’nin kıssasından geliyor. Fakat burada bırakmak, Yaradan’ın ‘Oku!’ emrine itaatsizlik olurdu. Bu yüzden Zemzem hakkındaki araştırma ve tespitlerden bir derleme yapmak, manevî letafetinin yanında, bilimsel faydalarına da temas etmek gereği duyuyorum.

İnsan, bir gergefin üzerine ince ince nakşedilen desenler gibi nahif yaşamalı hayatı. Su terazilerinin içindeki o hava kabarcığını hizalamaya çalışan bir el kadar titizlikle amel etmeli. Yel değirmenleri gibi tabiattan aldığını tabiata vermeli. Ve hiç şüphesiz Kâbe yollarında tabanları nasır tutan bir müminin ferasetiyle, kalbi mütemadiyen imbikten geçirmeli. Bunları yapabilmenin yollarından ilki; Rabbin bahşettiği rızıklar üzerinde kalbi ve aklı meşgul etmek.

“ALLAH BİZİ ZAYİ ETMEZ”

Hz. İbrahim (as), Allah’ın emriyle Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail’i bir miktar su ve erzakla bırakmıştı. Bıraktığı yerde ne bir ağaç ne de bir insan vardı. Peygamber, Rabbin emriyle eşini ve oğlunu bu ıssız yerde bırakırken, Hz. Hacer de “Allah bizi zayi etmez.” sözüyle tevekkülün kalbindeki izdüşümünü âdeta mühürledi. Allah gerçekten de zayi etmeyecekti. Bu ıssız diyarda su bulabileceğine dair tek bir emare yoktu. Bir nokta yeşillik görse gözler, bir yerde su kaynağı bulmanın ümidiyle dolup taşardı. Ama bırakın ümidi, tek bir insan elinin bile imdada koşmayacağı gerçeği, gözün görebildiği uzaklar boyunca insanın ümidini defalarca kırardı. İşte böyle bir vasatta, tevekülle kadere razı olan Hz. Hacer, susuz, insansız, kervansız ve sedasız bir boşlukta, bambaşka bir müjdeyle karşılandı. Su ararken Merve tepesine vardı, hiçbir şey ve hiç kimse yoktu. Oradan Safa tepesine koştu. Yedi kez bu iki tepe arasında gidip geldikten sonra bir ses işitti. Oğlunu bıraktığı yerden geliyordu bu ses. Şimdi oğlunun bulunduğu yerde, Cebrail’in kazdığı topraktan su fışkırmakta ve Hz. İsmail bu suyla oynamaktaydı. Bu çorak vadide şimdi çılgınca su fışkırıyordu. Hz. Hacer defalarca, gönülden hamd etti Rabbine…

MÂNÂCA DERİN BİR NİMET

Zemzemin Yaradan tarafından kâinata bahşedildiği bu hikmet dolu vaka, Hac ibadetimizin de bir parçası olmuş ve asırlardır tükenmeyen bu mübarek su, hacıların hediyeleri arasında yer almıştır. Ne var ki; Yaradan her şeyi mânâ ve madde mayasıyla yaratır. Mânâ, aynı zamanda maddenin ilmî değerlerine ve mahlûkata verdiği faydaya da müspet bir etki yapar. Bütün ibadetlerin de böyle manevî bir doygunluğu ve fiziksel inikası mevcuttur. Her bir hareket, bedende ve ruhta hayatî ihtiyaçları karşılar. Secde Allah’a kulluğun ve onunla muhabbetin mânâ âlemindeki zirve noktasıyken; bir yandan da beyin hücrelerinin kanla buluşması, diyafram nefesiyle bedenin salah bulması gibi nice faydası vardır. Zemzem de mânâca derinken; maddede de son derece şaşırtıcı ve hayranlık uyandıran bir nimet.

İçme sularının niteliği oldukça mühim. Bunun yanında içerdiği virüs ve mikro-canlılar, suyun kalitesini düşürebiliyor, çok büyük zararlara sebebiyet verebiliyor. İbn-i Sinâ da pek çok hastalığın iyi edilmesinde suyun önemini vurgular; ama kaliteli içme suyu bulmanın da bir o kadar elzem olduğuna dikkat çeker. Gelelim zemzeme…

ZEMZEMİN SIRLARI

ABD’de yapılan araştırmalarda dünya üzerindeki su kaynakları ve çeşitleri içinde mikroorganizma ve bakteri barındırmayan tek suyun zemzem olduğu keşfediliyor. Yine Batılı bilim adamlarınca yapılan laboratuvar incelemelerinde, zemzem suyunun diğer sulara nispetle çok daha fazla mineral içerdiği tespit ediliyor. İçme suyunda en çok aranan özelliklerinden biri sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi hayatî minerallerin yeterliliği. Fakat kaynağına ve kaynaktan bardağa giden yolun niteliğine göre suyun donanımı da etkileniyor. Kalsiyum ve magnezyumun insan vücudunda elektriksel sinyalleri iletmek gibi görevleri var. Hücrelerdeki sıvı dengesinden de sorumlu olan bu minerallerin fazlaca bulunduğu suyun niteliğinden kim şüphe edebilir? İşte mübarek zemzem bu mineralleri fazlasıyla içeriyor.

Alman kimyagerlerin de zemzem hakkında söyleyecek çok önemli sözleri var. Diyorlar ki; baskın bir özelliği var bu suyun, bir damlası bile başka bir suya düştüğünde, suyu zemzem hâline çevirebiliyor. Diğer incelemelerde de zemzem kuyusundan su çekmeyi 11 dakika bıraktığınızda eski seviyesine ulaşabildiği tespit ediliyor. Japon bilim adamı Masaru Emoto ise zemzemde farklı bir enerji bulunduğunu söylüyor. Ayrıca suyun kristal görünümü üzerinde detaylı inceleme yaptığını ve zemzem kristallerinin Kâbe görünümüne benzeyen bir nesiçte olduğunu ileri sürüyor.

Zemzem, içerdiği bütün olumlu özelliklerle şifa kaynağı. Öyle bir enerji deposu ki içildiğinde yorgunluğu, açlığı dindiriyor. Pek tabii bütün bu faydalar ispatlanmış mineral kazanımıyla doğru orantılı. Fakat bir yandan da mânâsıyla kıymetli zemzem için Peygamberimiz’in de (sav) birkaç kelamı var:

“O (zemzem) gerçekten mübarektir, o gerçekten doyurucu bir gıdadır.” (İbn Hanbel, V, 174; Müslim) “Zemzem suyu ne amaçla içilirse ona yarar sağlar.” (İbn Hanbel, III, 357; İbn Mâce, Menâsik, 78).

#Kâbe
#zemzem
#Hz. İbrahim
#Hz. Hacer
#Hz. İsmail
2 yıl önce