Dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını ülkemizde de başta çalışma hayatı olmak üzere birçok alanı etkiliyor. Türkiye bu kapsamda aldığı tedbir ve uyguladığı politikalarla dünyada örnek gösteriliyor. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, sendika olarak Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) yönetimini temsil ederek, uluslararası alanda çalışma hayatındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini anlattı.
Arslan, şu bilgileri paylaştı: “ITUC’un yayınladığı rapora göre salgın ve sonraki süreçte dünyada 200 milyon işçinin işinin kaybedeceği belirtilmektedir. Bu sebeple ülkemizin aldığı ekonomik tedbirlerle bu zorlukları birlikte aşmak için verilen mücadele çok önemlidir. Ayrıca kriz dönemlerinden sonra çalışanlar için ağır bir yük olan vergi dilimlerindeki tarafımızca adaletsiz olan uygulamalar konusunda yine devletimizin destek olması önemli.”
Yeni Torba Kanun ile ücretsiz izin uygulamasının hayata geçirildiğini hatırlatan Arslan, “Ücretsiz izin uygulaması kapsamında nakdi desteği olumlu buluyoruz. Ancak, kısa çalışma ödeneğine hak kazanamadığı için ücretsiz izne çıkarılacak çalışanlara yapılacak bin 177 Türk Lirası ödeme miktarını, çalışanların ve ailelerinin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak buluyoruz. Bu konuda bu ihtiyacı giderecek yeni bir düzenleme gerekmekte. Ayrıca kısa çalışma ödeneğinden tüm emekçilerin yararlanması için koşulların esnetilmesi gerektiğini düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Ülkedeki tüm kesimler için atılan adımları olumlu ve geliştirilebilir bulduklarını ifade eden Başkan Arslan, “Ücretsiz izne çıkarılan çalışanlar için getirilen bu önemli düzenlemeye ek olarak, Torba Kanun ile getirilen fesih yasakları sebebiyle, ücretsiz izin uygulamasının istismara açık olmasını çalışanlarımız açısından endişe verici buluyoruz. Ücretsiz izin uygulamasının, özellikle ekonomik nedenlerle kötüye kullanılabilecek nitelikte olduğunu düşünüyoruz” dedi. Arslan, bu çerçevede ücretsiz izin uygulamasının istismar edilmesini önlemek amacıyla bakanlığın işverenlerin uygulamalarını takip etmesini, gerekirse bu konuda bir uygulama tebliği yayınlayıp bir yöntem ortaya koymasını ve uygulama birliğini sağlamasını önemli bir adım gördüklerini bildirdi.
“Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşullarının esnetilerek; 120 gün hizmet akdine 60 güne ve 600 gün prim şartının 450 güne düşürülmesi önemli bir aşamadır” diye konuşan Hak-İş Başkanı Arslan, şunları kaydetti: “Kısa çalışma döneminde gelir kaybı yaşayan çalışanların bu kayıplarının en aza indirilebilmesi amacıyla dileyen işverenler tarafından kısa çalışma ödeneği alan çalışana ek ödeme yapılmasına ve kısa çalışma dönemine isabet eden ikramiye gibi yan hakların da ödenebilmesine imkan sağlanmasının önemli olduğuna inanmaktayız. Bu ödemelerin, içinden geçtiğimiz sürecin hassasiyeti dikkate alındığında gelir vergisinden de muaf tutulmasını talep ediyoruz.”
- Sağlık alanında çalışan devlet memurlarının performans ücretlerinin en üst düzeyden verildiğini aktaran Arslan, “Yardımcı işlerde çalışan sağlık emekçilerimiz de bu süreçte halkın sağlığı için fedakârca görev yapmaktadır. İşçi statüsünde çalışan sağlık emekçilerine de ilave bir ek ödeme veya avans uygulaması tabinde bulunuyoruz” dedi. Arslan, HAK-İŞ olarak işçi-memur ayrımı gözetmeden hastanede çalışan güvenlik personeli, tıbbi sekreterler, temizlik personeli, hastabakıcılar, klinik destek işçileri ve teknik personeller ile işçilere de bu ödeme yaklaşımının yansıtılmasını istediklerini ifade etti.
