|

Hurdayı bize bırakın

Çelik üreticisi KOBİ’ler, Türkiye’de üretim yapan üç büyük oyuncunun ülkedeki rezervin yeterli olmasına rağmen, daha hızlı ve az maliyetli olduğu için demir cevherini ithal ettiğini söylüyor. Bu yaklaşımın haksız rekabete yol açtığını belirten üreticiler, “Piyasalar düzelene kadar cevherden üretim yapan firmalar yurt içinden hurda almasın” çağrısında bulunuyor.

Arzu Kurum
04:00 - 2/10/2019 Çarşamba
Güncelleme: 00:14 - 2/10/2019 Çarşamba
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Dünyada sekizinci büyük üreticisi olduğumuz demir-çelik, Türkiye ekonomisi için en önemli sektörlerin başında geliyor. Şu sıralar zor günlerden geçen alanda yerli üretici; Türkiye’de üretim yapan üç büyük oyuncunun ülkedeki üretimin yeterli olmasına rağmen, daha hızlı ve az maliyetli olduğu için demir cevherini yurt dışından aldığını savunuyor. Temsilciler, kendi üretim maliyetlerini düşürmek için bu yola başvuran sektör büyüklerinin, piyasaya zarar verdiğini ve haksız rekabete yol açtığını belirtiyor.

PİYASA REGÜLE EDİLSİN ÇAĞRISI

Konuştuğumuz birçok firma sahibi, yerli hammaddeden üretim yaptıkları için girdi maliyetlerinin katlandığını, üretimlerinin durma noktasına geldiğini ifade ediyor. Üretici, piyasalar düzelene kadar cevherden üretim yapan şirketlerin yurt içinden hurda almaması ve bu sayede fiyatların düşürülerek, maliyetlerin de azaltılması gerektiği çağrısında bulunuyor.

Temsilciler, uygulama ile hurda fiyatları ile çalışan çelikhanelerin daha ucuza mal ettikleri demiri ve kütüğü iç piyasaya ve ihracata daha uyguna arz edebileceğine işaret ediyor.

“%70 İTHALATA BAĞIMLIYIZ”


Konuyla ilgili görüşlerini sorduğumuz Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan ise, Türkiye’de toplamda 35 ham çelik üreticisi firma bulunduğunu, bu şirketlerin 25 tanesinin dernek üyesi olduğunu belirtiyor. Üyelerinin Türkiye’nin ham çelik üretiminin yüzde 95’ini gerçekleştirdiği bilgisini paylaşan Yayan, Türkiye’deki cevher miktarı entegre tesislerin hali hazırdaki üretim kapasitesinin yalnızca yüzde 30’unu karşılayabilecek seviyede olmakla birlikte, büyük ölçüde düşük tenörlü cevherlerden oluştuğunu söylüyor.

“DIŞARIDAN ALMAYA MECBURUZ”

Türkiye’de toplanabilen hurda miktarının ark ocaklı tesislerin ihtiyacının ancak yüzde 30’unu karşılayabilecek seviyede olduğuna dikkat çeken Yayan, kalan yüzde 70 oranındaki hurdanın ithal edilmek durumunda olduğunu ileri sürüyor. Yayan, üreticinin çözüm önerisi olarak sunduğu; “entegre tesislerin yurtiçi hurda alımından vazgeçmelerini ve bu sayede yurtiçi hurda fiyatlarının düşmesini bekleme” önerisinin gerçekçi bir yaklaşım olmadığını savunuyor. Yayan, her kuruluşun kendisine en uygun yöntem ile girdi tedarik etme hakkına sahip olduğunu ileri sürüyor.

  • Zamlar rekabet gücünü düşürdü
  • Öbür taraftan nisan 2018’den itibaren elektrik enerjisinde Son Kaynak Tedarik Tarifesi’ne geçilmesi ve bu yıl yapılan yüzde 60’a yakın zamlar, en fazla enerji kullanan sektörlerin başında çelik sektöründe üretim maliyetlerini arttırdı. Bu durum, sektörün uluslararası piyasada rekabet gücünün gerilemesine yol açtı.
  • İhracat 2018 seviyesinin altında kalır
  • 2017’de ABD’ye 1.8 milyon ton ihracat yapan sektör, Mart 2018’de ABD tarafından çelik ürünleri ithalatına yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulanması bu ülkeye ihracatı durma noktasına getirdi. İhracatçılar, alternatif olarak Avrupa’ya yoğunlaşmaya başlarken, ABD’nin ek gümrük vergisinden vazgeçmesiyle sevindi. Türk çelik sektörü 2018’de 37.3 milyon ton ham çelik üretti. Ancak bu yıl üretimde yaklaşık yüzde 30’luk bir daralma bekleniyor. Üreticiler ise iyimser bir yaklaşım ile yılı 35 milyon ton civarında bir üretimle kapatacaklarını belirtiyor. Türkiye’nin bu yılki çelik ürünleri ihracatının ise 2018 yılı seviyesinin altında kalması öngörülüyor.


#KOBİ
#Piyasa
#Veysel Yayan
#İthalat
5 yıl önce