Yaz geldi, dondurma mevsimi açıldı. Birçok dondurma satıcısı ürünlerinin satışını artırmak için reklam yapmaya başladı. Peki, yıl boyu tüketilebilen endüstriyel gıda ürününe dönüşmüş hazır dondurmalar ne kadar sağlıklı? Ağzının tadını bilenlerin asla vazgeçmediği el emeği ile yapılan dondurmaların yapımında ise hijyen için ne gibi önlemler alınıyor?
Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 20 yıldır dondurma imalatı ve satışı yapan Mehmet Acarlar ile konuştuğumuzda sektörde başka bir sorun olduğunu gördük. Dondurma ustası Acarlar, her yaz mevsiminin başında medyada ve sektörde "sokak dondurması" diye tanımlanan kendilerine karşı karalama kampanyası yapıldığını söyledi.
Ürettiği dondurmayı Körfez ve Gebze ilçelerinde satan Acarlar, el emeği ile ürettiği dondurmalarda yüzde 100 süt ve besin değeri çok yüksek olan orkide çiçeğinin kökünden elde edilen salep ve şekerden başka hiçbir malzeme kullanılmadığını kaydederek, "Vatandaşların bizim gibi dondurma imalatçılara bakışları her zaman samimi ve güvenilirdir. Her ne kadar ulusal medyada 'ambalajlı dondurma' diye tabir edilen buzlu içeceğe karşı bir yönlendirme olsa da bu tür manipülasyonlar pek işe yaramıyor" dedi.
Acarlar sözlerine şöyle devam etti: “Bizler bu köylünün sütünü, şekerini, salebini kullanarak yüksek katma değerli bir ürün ortaya koyuyoruz. Buna paralel olarak müşterimizin sabit olması, sunulan hizmetin her zaman aynı lezzette olması bizlerin tercih edilmesinde büyük rol oynuyor."
Endüstriyel dondurma diye tabir edilen dondurmaların teknik olarak dondurma olmadığını söyleyen ve üretimde kullanılan ürünlere bir dondurmacı olarak yabancı olduğunu belirten Acarlar, ambalajlarının dikkatli okunduğunda 'yenilebilir buzlu ürünler' tabirinin zorunlu olarak kullanıldığını belirtti. Acarlar, “Ambalajlı dondurmalarda raf ömrü sorunu olduğu için bizim kullanmadığımız bazı kimyasal maddeler kullanılıyor" dedi. Ülkemizde dondurma türevlerinin yapımında kullanılan bütün malzemelerin yetiştiğini belirten dondurma ustası, hazır dondurmaların dış kaynaklı ve ülke içine ekonomik katkısı olmadığını da sözlerine ekledi.
El emeği dondurma imalatını hijyenden uzak yapmanın neredeyse imkansız olduğunu vurgulayan dondurma ustası Acarlar, sütün doğası gereği çok hassas bir ürün olduğunu, en ufak bir dikkatsizlik ve içine düşecek yabancı bir maddede sütün kullanılamaz hale gelerek kesilme denilen kimyasal reaksiyon göstereceğini belirtti.
Sağlık ve tarım bakanlıklarından alınması gereken belgelerin olduğunu ve bu belgelerin birçoğunun imalathanenin fiziki şartlarını ilgilendirdiğini söyleyen Acarlar, “Havalandırma düzeninden yapım aşamasına kadar kullanılan her malzeme düzenli olarak denetim adında tutuluyor. Dahası yılın farklı zamanlarında sağlık ekipleri tarafından dondurmalardan numune alınarak tahlil ediliyor. Bu ve bunun gibi birçok nedenden dolayı zaten zorunlu olarak hijyenik değeri çok yüksek ürünler imal ediyoruz. Hijyen olmazsa olmaz" diye konuştu.
Konu ile ilgili olarak daha önce Küçükçekmece Belediyesi'nin programına katılan ünlü kardiyolog Prof. Dr. Canan Karatay, dondurma yerken dikkatli olunması gerektiğini belirtmişti.
Prof. Dr. Karatay; “Dondurma yediğiniz zaman gırtlağınızda yanma olursa bilin ki onun içinde sağlıklı şeker yok demektir. Çocuklar annelerin yaptığı dondurmayı yesinler, onun dışında yemesinler. Dondurma bir yiyecek değildir, çocukların ve büyüklerin aldatmacasıdır" demişti.
Ticari kaygılarla üretilen dondurmalarda sağlık sıkıntısı oluşturacak katkı maddeleri bulunuyor.
Fabrikasyon dondurma üretiminde kullanılabilen katkı maddeleri şöyle;
Sütyağı (krema) en az yüzde 10-16
Yağsız süt katı kitlesi (sütte bulunan kazein, peyniraltı suyu proteinleri ve kabonhidrat olarak laktoz içerir) yüzde 9-12
Tatlandırıcılar (çoğunlukla şeker ve glukoz karışımı) yüzde 14-19
Stabilizer ve emülgatörler yüzde 0.2-0.6
Su yüzde 55-64
Çeşitli aroma ve boya maddeleri.
