Japonya'nın en önemli yatırım bankası Nomura International'ın Ortadoğu, Orta Avrupa ve Afrika'dan sorumlu stratejisti Timothy Ash, Türkiye ekonomisini ve küresel gelişmeleri değerlendirdi. Siyahkalem tarafından İstanbul'da bir grup gazeteciyle sohbet toplantısında bir araya gelen Timothy Ash, Türkiye'nin bölgesindeki tüm gelişmelere karşın 2015'te gösterdiği yüzde 4'lük büyümenin çok şaşırtıcı olduğunu söyledi.
Yanı başındaki sıkıntılı pazarlara rağmen Türkiye ekonomisinin şaşırtıcı bir biçimde iyi olduğunu söyleyen Timothy Ash, hiçbir ekonomistin geçen yıl Türkiye'den yüzde 4 civarında bir büyüme beklemediğini ve bu konuda herkesin yanıldığını ifade etti. 2015'te yakalanan yüzde 4 büyümeyi “inanılmaz bir rakam" olarak değerlendiren Ash, “Geçen yılın yüzde 4 büyümesi Avrupa'nın da en büyüğü oldu. Ne Avrupa ne Baltık ne de Balkan ülkelerinde bu kadar büyük bir büyüme oranı kaydedilmedi" dedi.
Türkiye'nin daha iyi yerde olması gerektiğini ve bugünkü yerine sorgulaması gerektiğini ifade eden Japon Stratejist Ash, Polonya örneğini verdi. Ash, “Olması gereken tüm özellikler Türkiye'de var. Türkiye ile Polonya'yı kıyaslarsak bundan 5 yıl önce ikisi de büyük ekonomiydi. Enflasyon rakamları, büyüme rakamları ve GSYH'sı birbirine yakındı. Ama ilginçtir ki Polonya Türkiye'den ayrıştı. Şuanda Türkiye'de enflasyon yüzde7-8 arasında. Polonya'da ise yüzde 1 civarında" dedi.
Bu ayrışmada Türkiye'deki faizin yüksek oluşunun etkili olduğunu düşündüğünü ifade eden Ash, “Şimdi sorulması gereken en büyük soru şu; Polonya hükümeti yüzde 1 ile borçlanırken, Türk hükümeti neden yüzde 3-4 ile borçlanıyor? Bunun sebebinin Merkez Bankası politikaları olduğunu düşünüyorum. Polonya merkez bankası politikaları son derece sade. Türkiye Merkez Bankası'nın politikaları ise komplike ve karışık" diye konuştu. Ash, Avrupa'daki parasal genişleme politikalarının Türkiye için fırsat olduğuna dikkat çekti.
Avrupa'da şu anda yaşanan politik durumun II. Dünya Savaşı'ndan sonraki en zor dönem olduğunu ifade eden Ash, şu değerlendirmelerde bulundu: “Avrupa'da en büyük risk siyaset. Siyasete ilişkin zorluklar var karşımızda. II. Dünya Savaşı'ndan beri en kötü siyasi tabloyla karşı karşıyayız aslında. İngiltere'de AB'den ayrılma referandumu söz konusu. Ayrılması yüzde 50-50 ihtimal şu anda. Eğer İngiltere ayrılma yönünde oy kullanırsa muhtemelen İskoçya da referanduma gidip Birleşik Krallık'tan ayrılacak. Böyle bir durumda siyaset tablosu parçalara ayrılacak. Aşırı sağ aşırı sol görüşleri gelmeye devam ediyor. Bütün piyasalardaki tüm risklere rağmen ekonomide olumlu gidişat var. AB Merkez Bankası politikaları gevşek tutuyor. Draghi Avrupa'daki toparlanmanın güçlü bir şekilde devam etmesi için elinden geleni yapıyor."
Küresel anlamada emtia fiyatlarının düşmesinin, kamu borcunda yaşanan düşüşler ve güçlü bankacılık sisteminin Türkiye'de yatırım acısından cazip hale getirdiğini söyleyen Ash, Türkiye'deki girişimcilik ruhunun da çok canlı olduğuna vurgu yaptı. Ash “Benim her zaman ifade ettiğim bir şey var. Kuzey Irak'a son derece zorlayıcı bir ortamda ve iklimde bile yine buzdolabı satacak olan Türk şirketleri olacaktır. Güney Afrikalı şirketler gelip orada birşey satma riskini almayacaktır. Türkiye bölgeyi
biliyor. Riskleri anlıyor" dedi.
Türkiye her yıl 800 bin ile 1 milyon arasında istihdam oluşturulduğunu söyleyen Timothy Ash, iktidarın başarılı bir grafik gösterdiğini söyledi. Türkiye'de iktidara yapılan bazı eleştirileri değerlendiren Ash, “Güney Afrika ile Türkiye'yi kıyasladığımızda Güney Afrika'da da siyasi lidere karşı ciddi eleştiriler var. Haklılar işsizlik anormel çok yüksek. Yüzde 27'yi bulmuş durumda. İstihdam oluşturulmuyor. Alt yapıya yatırım yapılmıyor. Öte yandan Türkiye'de bu kadar sorun varken ciddi anlamda altyapı çalışmaları sürüyor istihdam oluşturuluyor" diye konuştu.
