|

Anayasa değişse yatırım patlar

Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'tek adam' olacağını savunan kesimin aslında darbe anayasasını muhafaza etmek istediğini söyledi. Eski düzen muhafızlarına rağmen milletin yeni bir anayasayı hak ettiğini belirten Soylu, 2010 Referandumu'nun ekonomiye olumlu etkilerini hatırlattı, "Anayasa değişirse yatırımların önü açılır" dedi

Yeni Şafak ve
04:00 - 1/02/2016 Pazartesi
Güncelleme: 22:44 - 31/01/2016 Pazar
Yeni Şafak

Başkanlık sistemi ve anayasa değişikliği konusu gündemin ilk sıralarındaki yerini koruyor. Uzun zamandır gündemde olan bu başlıklar son dönemde daha ayrıntılı bir biçimde tartışılmaya başladı. Anayasa değişikliğinin neden önemli olduğunu ve yeni anayasanın ekonomiye ne gibi yansımaları olacağını Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Süleyman Soylu'ya sordum.



Yeni anayasa tartışmaları gündemde. Mevcut durumu nasıl görüyorsunuz?

Türkiye özellikle bu asrın başından itibaren çok önemli değişikliklere adım attı ve ev sahipliği yaptı. Fakat Türkiye'nin bir kalıp içerisine alındığı hareket kabiliyetlerinin daraltıldığı ve sanki lazer bir çerçeve içerisinde adım attığı andan itibaren görünmeyen ama etkisi çok olan bir çerçevede tutulduğu apaçık ortadadır. Bu lazer çerçeve dediğim sistem, onu aşmak isteyen herkesi bugüne kadar bertaraf etmiştir. Görünmüyor ama attığınız her adımda varlığını hissettiriyor. Bu sistem, bugünkü anayasanın bizatihi kendisi değildir ama ruhudur. Bu ruh maalesef toplumsal değerlerimizle bütünleşmemizi, geçmişimizle birarada olmamızı, geleceğimize ait bütün planlarımızı engelliyor. Mevcut anayasa ortaya koyduğu olumsuz yansımaların dışında bir de sistem karmaşıklığı ve sistem garabeti üretmektedir. Aynı zamanda bu anayasayı yapanlar bir sahiplik duygusu içinde yazmışlar, “Bu ülkenin sahibi biziz siz bu ülkenin tali taraflarısınız” şeklinde düşünerek çeşitli kastlar, sınıflar oluşturmuşlar.





BİRİNCİ ETKİSİ EKONOMİYE

Ekonomiyle ilintili bir yanı var mı anayasa değişiminin?

İnsanlar hem kişi başına düşen gelir seviyesini yükseltmek hem de refahını artırmak istiyor. Herkes çocuğunu daha iyi şartlarda yetiştirmek ve daha iyi imkanı olan işlerde çalışmak istiyor. Anayasa değişikliğinin birinci etkisi ekonomiyedir. Özgürlükleri daraltan, sınırlandıran baskılandırılmış kurallar dizini bir ülkenin kalkınmasının önündeki en temel engellerden bir tanesidir. Dünyada tek başına yaşamıyorsunuz. Türkiye'nin dış yatırıma da ihtiyacı var. Anayasa değiştiği andan itibaren Türkiye'ye dışarıdan gelen yatırımların da önünün açılabileceğinin bilinmesini isteriz.



Nasıl?

Dikkat edin, 12 Eylül 2010 referandumundan sonra Türkiye'de çok önemli yatırımlar oldu ve Türkiye'nin dışa açılmasını, kendi özgüvenini kazanmasını sağlayan ciddi süreçler yaşandı. Dünya ekonomik krizdeyken Türkiye bu ekonomik krizi yaşamadı.



ASIL HEDEF MİLLETİN KENDİSİ

Yeni anayasa tartışmaları 'başkanlık' konusuyla Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden yürüyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Türkiye'de anayasanın değişmesini istemeyenler kendilerine yönelik yıllarca tek adam mottosu üzerinden Türkiye'deki anayasanın muhafızlığını yapmışlardır. Tayyip Erdoğan onlar için bir kurtuluş senaryosudur, bahanedir. Onların esas derdi millettir. Yakın tarihe baktığınız zaman Menderes'e de, rahmetli Özal'a da, Erbakan'a da aynısını yaptılar. Hatta Demirel'e de aynısının yapıldığını gördük. Menderes'ten, Özal'dan bir diktatör çıkardılar. Erdoğan'dan da sürekli diktatör çıkarmaya çalışıyorlar. Bunların derdi Sayın Cumhurbaşkanımız değil. Bunların esas derdi kendi kurdukları sistemi muhafaza etmek. Bunun için de açık hedef kimse onu yormak. Cumhurbaşkanımız üzerinden milleti vuranlar bir anlamda sistem bekçiliği yapıyorlar.



KENDİ ADAMINA SAHİP ÇIKIYOR

Başkanlık sistemi daha önce de başka liderler tarafından gündeme gelmesine rağmen Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırı dozunun hayli fazla olduğu görülüyor. Bunun nedeni ne?

Çünkü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, milleti sistemin merkezine oturtmaya çalışan ve Türkiye'yi yıllardır debelendiği yerden alıp çıkarıp başarılı bir yürütme mekanizması ortaya koymaya çalışan bir kişi. Halkla olan irtibatında inandırıcılığı bu kadar yüksek olan bir durumla ilk kez karşılaşıyorlar. Onlar da yüklenme derecesini bu sebeple daha fazla yükseltiyorlar, dertleri bu esasında. Kavga Erdoğan'la değil, kavga esasında milletledir. Millet de bunu çok net görüyor ve kendi adamına sahip çıkıyor. Millet feraset sahibidir. Bir senaryo uygulanmak isteniyor ama millet iyi adamın kötü adamın farkında, bu yüzden de Cumhurbaşkanına hep sahip çıkıyor.



ÜÇ ÇEŞİT MUHALİF VAR...

Muhalefetin bu reddiyesini hangi bağlamda görmek gerek?

Muhalefetin bir kısmı başkanlık sisteminin aslında ne olduğunu bilmediğinden karşı çıkıyor. Kişi bilmediğinin cahilidir. İkinci grup, kategorik olarak sırf AK Parti destekliyor diye muhalefet argümanıyla karşı çıkıyor. Bu biraz daha masumdur. Üçüncüsü kesim ise tamamen bu mevcut anayasanın muhafazasını gerçekleştirmek için bunu yapıyorlar. Bir muvazzaflık durumları sözkonusu.



Mahşerin son atlıları tükeniyorlar

Terörle mücadele hızla devam ediyor. Terörün son dönem artışı ile ilgili ne söylersiniz?

Mahşerin son atlıları bunlar ve tükeniyorlar. Maalesef yapmamaları gereken son hamleyi gerçekleştiriyorlar, sivil ve masum hayatlara dokunuyorlar. Bu sınırsızlık bir zihniyetin şeytanlaştırılmasıdır, bu kadar basit. Terörün aklı, vicdanı, insafı yoktur, kendine ait bir düşüncesi de yoktur. Terör tutanın elinde kalır.



ÜLKEYİ KOBANİ YAPMAK İSTEDİLER

PKK ne istiyor peki?

Bu çok basit. Türkiye'yi, Güneydoğu'yu Kobani yapmak istediler. Hiç boşuna çabalamasınlar, böyle bir şeye asla müsaade etmeyiz. Biz üzerimizde tarihsel bir sorumluluk hissediyoruz. Maalesef bunların ipleri kendi ellerinde değil, bunu herkes biliyor. Yapılan işler sonuçlarıyla ölçülür. Bugün yaptıklarının kime yaradığı kime yaramadığı çok açıktır. Türkiye bu senaryoları kabul etmez! Türkiye, biz olsak da olmasak da bunu kabul etmez. Milletimize sadık olduğumuz için mücadelede kararlıyız.



Milletçe hakkımız

Millet başkanlık sistemini neden istesin?

Bizim başkanlık sistemi ile ilgili en önemli örneğimiz aslında 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasındaki farktır. 7 Haziran sonrası ortaya çıkan tablo, başkanlık sisteminin neden önemli olduğu gösteriyor. Başkanlık sisteminde 1. ya da 2. turda mutlaka tek başına iktidar ortaya çıkar. Sorumluluğun kimde olabileceğine yönelik net bir tablo vardır. Parlamenter sistemdeki yoktur. Başkanlıkta sadece yürütme sorumludur ve bu sorumluluk başarıyı mecbur kılar. Bu sorumluluk aynı zamanda millete mecburiyeti de zorunlu kılar. Biz milletçe bunu, başkanlık sistemini hak ediyoruz.



#Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Soylu
#politika
#anayasa
8 yıl önce