Ankara'da Füsun E. isimli bir annenin 13 yaşındaki zihinsel engelli oğlu Umut Mert'in gelişiminin durdurulması için Hacettepe Hastanesi'ne yaptığı müracaat tartışmalara neden oldu. Sağlıkçılar, hukukçular, siyasetçiler ve din adamları anne Füsun E'nin talebini kendi cephelerinden değerlendirirken, Sağlık Bakanı Recep Akdağ konuya Etik Kurulu'nun karar vereceğini söyledi.
Füsun E.'nin başvurusu ABD'de bir aile 9 yaşındaki zihinsel engelli kızları Ashley'in gelişiminin durdurulması için yaptığı başvuru ve ardından yaşanan tartışmaları hatırlattı.
Yeni Şafak'a konuşan anne ve baba Göksel E., çocuklarının 13 yıllık bakımı süresince çok yıprandıklarını söylediler. Baba Göksel E. “Eşim 2 yaşındaki bebekle ilgilinirken bir yandan Umut Mert ile uğraşıyor. Gerçekten zor” dedi. Baba E., sadece kendilerine değil, özürlü ailelerine de ilgi beklediklerini belirtti. Çift Ashley yöntemi için henüz Sağlık Bakanlığı'na başvuruda bulunmadı.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sabiha Aysun ise annenin başvurusu için mahkeme kararı gerektiğini söyledi.
Sağlık Bakanı Akdağ da Etik Kurulu'nun verileceğini belirtti. Füsun E'nin başvurusu hakkında görüş açıklayan doktorlar, tıp açısından bu tür bir uygulamayı doğru bulmadıklarını belirttiler.
Avrupa Çocuk Endokrin Derneği Başkanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz: “Bu yöntemi etik bulmuyoruz. Zaten büyümeyi tamamen durdurmak mümkün değil.” Türkiye Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Levent Akduygu: Etik değil. Hiçbir doktor bunu yapamaz. Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ayşe Serdaroğlu: Türkiye'de bugünkü şartlarda Ashley tedavisini uygulamak mümkün değil.” Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endrokrinolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pelin Bilir: “Ashley vücuttaki başka sistemleri de etkiliyor. Bu ailenin isteği ile olacak bir tedavi değil.”
Diyanet İşleri eski Başkanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Prof.Dr. M. Said Yazıcıoğlu: “Annenin talebi doğru değil. Çünkü tıp sürekli gelişiyor. İleride bu özürlü çocuğun tedavisi mümkün olabilir. Her insanın gelişme süreci vardır. Bu sürece müdahale etmek, yaratılış kanunlarına aykırıdır.”
Diyanet İşleri eski Başkanı TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç: “Dinimiz bu konuda çocuğun sağlığını ve yararını gözetir. Eğer büyümesinin engellenmesi çocuğun sağlığına hizmet edecekse, dinimiz buna cevaz verir. Ama büyümesinin engellenmesi bir etki meydana getirmeyecekse, engellenmemelidir.
Diyanetten sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın: “Dini açıdan uygundur ya da değildir diyebilmek için çok ciddi bir araştırma yapılması gerekir.”
Hüseyin Hatemi: “Medeni Kanun' un 23. maddesi 'insan kendisi bile kişilik haklarından hürriyetinden, ehliyetinden feragat edemez' der. Kişinin kendisinin veremeyeceği bir karar aile bireylerine bırakılabilir mi? Bu hem hukuki hem de ahlaki açıdan suçtur” diye konuştu.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin: “Hukuken, tıbben ne yapılması gerekiyorsa Türkiye'de bunun alt yapısını sağlamak gerekiyor. Çok zor bir şey.” Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Hayri Kırbaşoğlu: “Dinen caizdir veya değildir demek mümkün değil. Çünkü bir insanın geleceği sözkonusu. Uzmanlar tarafından çok çok iyi araştırılması gerekiyor
9 yaşında olmasına rağmen 3 aylık bir bebeğin zekasına sahip olan, yürüyemeyen ve konuşamayan Ashley'nin hormon tedavisi ile boyunun uzaması ve göğüslerinin büyümesi durdurulmuş, rahmi ve apandisiti alınmıştı. Tıp dünyasında büyük tartışma yaratan bu tedaviye bir ilk olması nedeniyle “Ashley tedavisi” adı ve-rildi. Ömrü boyunca 9 yaşında bir çocuğun bedenine sahip olacak Ashley'e uygulanacak tedaviyi etik bulmayan pekçok doktor, ailenin çocuğun bakımı sırasında sıkıntı çekmemek için bencilce bir karar aldığını savunmuştu.
