Bursa Ticaret Odası'nın toplantısında karşılaştığmız HP Genel Müdürü Şahin Tulga ile bilişim şektörünü uzun uzadıya konuşma fırsatı bulduk. Tulga bilişim sektörünü anlattı.
Bilimsel bazda baktığımız zaman Türkiye'nin yüzde 18'i bilgisayara sahip. Hemen hemen aynı oranda insanda internete ulaşabiliyor. Küçük bir rakam ama kıyaslamalı baktığımız zaman çok değil 5-6 sene evvel bu rakam yüzde üçler beşler civarındaydı büyük bir hızla Türk insanı bilgisayara internete ulaşabiliyor bu çok önemli bir olgu ama yeterli değil. Diğer tarafta kurumlarımız bireylerden çok daha önde. Bu oran yüzde 50'lere varmış durumda ama beklenen oran yüzde 10lar seviyesindeydi. Türkiye bilgiyle hızlı bir şekilde tanışıyor bilgiyi üretim kaynağı olarak kullanıyor. Ne var, insan kaynağı var, bilimsel kaynak var makina var. Bilgi kaynağı çok çok önemli ve onu kullanmayı yeni yeni öğreniyor. Bir de müşteri kaynağı var, özellikle katılımcı müşteri. Benim problemim var şunu çöz diyen müşteri Allah'ın bir lutfu. Katılımcı müşteri bizim için çok önemli. Bu saydığım 5 kaynak arasında bilgi kaynağını kullandığınız zaman avantaj sağlıyorsunuz. Hem kendi lokal rakiplerinize karşı hem de global rakiplerinize karşı. Zaten dünya git gide lokalden globale dönüyor.
Türkiye'de şöyle planlarımız var. Önce acaba Türkiye'de pc'mi üretsek dedik sonra baktık ki bir avantaj sağlamıyor çünkü bunun katma değeri en fazla yüzde 7. O zaman gördük ki, eğer biz bir uzmanlık merkezi kurarsak, yani beyniyle bilgiyle çalışan insanlardan oluşan bir fabrika kurarsak o zaman onun katma değeri yüzde 30 civarında olacak. O yüzden şimdi Türkiye'de bir uzmanlık merkezi kurmak peşindeyiz. Bu yazılım konusunda da olabilir ya da sistem entegrasyonu alanında da olabilir sonuçta çalışmalarımız bu yönde.
HP öyle bir şirket ki yüz binlerce ortağı var. Şu kişi HP sahibi diyemezsiniz. Microsoft'ta Bill Gates en büyük ortağıdır ama HP'de böyle bir şey yok. Bunların arasında Türkler, İrlandalılar, Mısırlılar da var. Her ne kadar merkezimiz Amerika'da olsada biz global bir şirketiz.
Türkiye'de artık seçimler veya siyasi gelişmeler Türk ekonomisini çok etkilemiyor bunu gördük. Ve tahmin edebiliyorduk, onun için seçimler hiçbir şekilde yatırım kararlarımızı etkilemeyecektir.
Gelecek yolumuz var. Hiç ümit etmediğimiz bir şekilde cirolarımız arttı. Özellikle tüketici tarafında. Problemler yaşıyoruz. Biz geçen sene 1 milyona yakın ürün sattık. Bunların yüzde1'inde problem çıksa onbin problemimiz var demektir, bu sorunları çok hızlı bir şekilde giderecek süreçlerimizi oluşturduk ve hatta müşteri coşkusu yaratmak istiyoruz nasıl futbol takımı tutarsınız ve değiştirmezsiniz ya öyle bir coşku.
