Küresel krizin reel sektöre etkileri özellikle istihdamdaki kayıplarla kendini hissettirmeye başladı ama köklü Anadolu şirketleri krize rağmen işçi çıkarmamakta direniyor. Yaklaşık 10 bin kişilik kadrosu ile Türkiye'nin önde gelen firmalarından olan Boydak Holding'in Kayseri'deki bir milyon metrekare kapalı alana sahip tesislerini ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak'la sohbet ettik.
Türkiye olarak krizlere alışığız. Ben askerden geldikten sonra iş hayatına babamın yanında başladım. 29 yılda çok krizler gördüm. 2001 kriziyle karşılaştırdığınız zaman, 'kriz yok' denecek kadar etkileniyor Türkiye. Hafızalarımızı tazelersek; Sayın Abdullah Gül'ün Başbakan olarak hükümet kurduğu dönemde 1 milyar dolarlık parayı serbest bıraktırmak için Amerika'ya gidip geliyorduk. Şu an Merkez Bankası'nın 80 milyar dolara yakın rezervi var. Şimdi IMF kapımızı geliyor. Türkiye 7 yılda çok güzel işler yaptı. Komşularla iyi ilişkiler kurulmaya başlandı. Etrafımızdaki ülkelere çok iyi ihracatlar yapmaya başladık. En kârlı ihracat komşu ülkelere yapılan ihracat. Bu açıdan da Türkiye olarak şansımız var.
Merkez Bankası daha önce de, bankalardan aldığı döviz mevduatlarından kestiği munzam karşılıkları, 2 puan aşağıya indirdi. Ekonomiye 3 milyar dolar gibi bir katkı sağladı. 2001 krizinde yüzde 24 faizle döviz kredisi kullanılıyordu. Şu anda yüzde 10'la, yüzde 8'le istediğiniz kadar kredi bulmak serbest. Bankaların hepsi sanayiciye kredi vereyim diye rica minnet ediyor. Yeter ki firmalar sağlam olsun.
Faiz indirimi daha fazla olsa daha iyi olur ama şu an için 2 puanlık indirim de çok iyi. Tabii bunun reel sektöre çok önemli katkıları olacak. Önümüzdeki 6 ay biraz zor geçecek. Ama bu 6 ay içerisinde herkes hesabını kitabını iyi yapacak. Zaman, ayakta kalma zamanı, mevcudu koruma zamanı.
Söylediğiniz çok doğru. Sanal bir şişme vardı fi-yatlarda. Sacın ton fiyatı normalde 400-450 dolar olması gerekirken bin 250 dolara çıkmıştı. Bakırın ton fiyatı 1999 yılı mart ayında bin 350 dolardı, geçtiğimiz yıl 8 bin 800 dolara kadar çıkmıştı. Şu anda 2 bin 800 dolara düştü. 3'te 1 fiyatına düştü. Şimdi bunlar normal seviyesine dönmeye başladı. Eskiden bir insan maaşıyla bir televizyon alamıyordu. Şimdi ise iki üç tane televizyon ya da beyaz eşya alabiliyor. Fiyatlar yıllar öncesine göre çok düştü. Mobilyada da yıllar öncesinin fiyatlarına mal satıyoruz.
Zaman zaman işçi alınır, zaman zaman işçi çıkarılır. Burada ön yargılı olmamak lazım. İşlerimiz çok iyi olur, işçi takviye ederiz. Her yıl bahar mevsiminde işçi takviyesi yaparız, sezona hazırlıklı girmek için... Güz mevsimiyle beraber de işlerimiz bir miktar düşer, o işçilerimizi göndeririz. Eskiden emekliliği gelenleri çalıştırmaya devam ediyorduk, şimdi teşekkür ediyoruz. Tüm fabrikalarımıza bir ilan astık; 'İsteyen varsa tazminatlı çıkış alabilir' diye. Yaklaşık 10 bin çalışanımız içerisinden 80-90 tane müracaat oldu. Yoksa bizde toplu işten çıkarma olmaz, olamaz da...
Giyim kuşam olarak yok. Öyle çok marka düşkünü de değilim. Ben sabahları açık havada yürümeye meraklıyım. Sabah namazdan sonra giderim Erciyes'e, yürürüm. Kafama göre arkadaşlarım var. Haftada 4-5 gün onlarla beraber yürürüm. Hafta sonları işçi 17.30'da paydos eder, ben 18.00'de motoruma binerim. Dolaşır, stres atarım. Pazarları da yine motorumla gezerim. Hanımın motora merakı yok. Şimdilik yalnız biniyorum.
Çocukluğumda amcamın motoru vardı, ona binerdim. 10 yaşlarındaydım. Önce Mobilet'i vardı. Sonra Puch diye bir motor aldı, sonra da Jawa. Onların hepsine bindim. Amcamdan yalvar yakar alır binerdik. Askere gidinceye kadar bindim. Gariban olduğumuz için alamıyorduk. Sonradan imkanımız oldu ama biraz yoğun çalıştık. Bir de işin doğrusu rahmetli babam, biraz korkardı. Kaza falan olur diye. İmkânımız olduğu zaman da babam almadı. Bizde babam ne derse o olurdu.
Biz her ayın 14'ünde maaş dağıtırız. Biz maaş dağıttığımız zaman esnafın işleri açılır. Herkes de bilir bizim ne zaman maaş verdiğimizi. Geçen ay Kurban Bayramı vardı. 14'ünde dağıtmamız gereken maaşı 5'inde dağıttık. İşçilerimiz kurbanlarını rahat kessinler diye. Hatta bizimle beraber çalışan yüzlerce tedarikçi firmamız var. Onların ödemelerini 4'ünde yaptık ki kurbanlarını rahat kessinler diye. Boydak Holding olarak Kayseri ekonomisine aylık olarak en az 10 milyon lira maaş yoluyla para aktarıyoruz. Eskiden trilyon diyorduk. 10 trilyon. Sıfırlar atıldı, paramızın itibarı yeniden geldi.
Her zaman bizim B planımız vardır. O yüzden bizim ihracatım her geçen ay, her geçen yıl artıyor. 2007'de mobilya grubumuz 85 milyon dolar ihracat yapıyordu, 2008'de hedefimiz 115 milyon dolardı, 120 milyon dolar ihracat gerçekleştirdiler. Boyteks'in 2007 yılı ihracatı 45 milyon dolardı, 2008'de 67.5 milyon dolar ihracat yaptık. HES Kablo'da 2007 yılında 106 milyon dolar ihracat varken, 2008 yılında 136 milyon dolar ihracat yaptık. İç piyasada da düşüş yok, kısmi artış var. 2008 yılında Bellona markamızla yüzde 6 büyümüşüz. İstikbal'da yüzde 2 büyümüşüz. Bu sıkıntılı durumlarda mevcudu koruduğumuz zaman, üzerine az bir artış koyduğumuz zaman bizim için yeterli.
Yok. Kestiğim için amcam da kızıyor zaten. Biraz değişiklik olsun dedim. Geçen yıl biraz kilo da vermiştim, bıyığı da keseyim dedim. Biraz yaşlanmaya başladığım için gözlük de taktım. Böyle bir vizyon değişikliği yaptık ama inşallah ileride yine bırakabilirim.
İstanbul'a bizi Mustafa, Memduh ve Bekir temsil ediyor. Ben de burada nöbetçiyim ama dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanına gidiyorum. Hafta sonları maçımıza gideriz. Akşam oturmaları, bağ sohbetleri olur, oralara giderim.