Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Geçtiğimiz hafta MGK ve Bakanlar Kurulumuz ile başladık. İç ve dış güvenlik konularının yanı sıra OHAL'in 5. kez uzatılması kararını aldık. Meclis'teki gensoru oylaması sebebiyle biraz erken bitirmek zorunda kaldık. Geçtiğimiz hafta Ukrayna ve Sırbistan'a yaptığımız ziyaretler bambaşka özellikler arz eden duygu dolu bir ziyaretti. Polonya programımız da başarılı geçti.
Hala obez bir devlet yönetimine sahibiz
Ülkemizi hedeflerine ulaştırana kadar bize durmak, dinlenmek yok. 2019 hazırlıkları çerçevesinde üzerinde dikkatle durmamız gereken hususlardan birisi de reform sürecini kesintisiz devam ettirmek. 2019 Kasım'ında yapılacak seçim öncesinde uyum yasalarının çıkartılması gerekiyor. Yönetim sistemi değişikliğini önümüzdeki dönemde yönetim reformu ile taçlandırmalıyız. Eski sisteme dair ifadelerin yenisi ile değiştirilmesi olarak anlar ve uygularsak bu fırsatı heba etmiş oluruz. Köklü bir yönetim reformu haline dönüştüreceğimize inanıyorum.
Hala obez bir devlet yönetimine sahibiz. Devletin büyük olması, güçlü olması farklıdır, obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır.
Müftülere nihak kıyma yetkisi verilmesi ile ilgili hadise... CHP'lilerin üslubu milletten, milletin değerlerinden, tarihinden ne kadar kopuk olduklarını bir kez daha ortaya sermiştir. Bu hususta Anasaya Mahkemesi'ne gitmeleri bizi şaşırtmadı. Kimilerinin uzmanlık alanı hizmettir, kimilerinin uzmanlık alanı da mahkeme kapılarının aşındırmaktır.
Müftülere nikah yetkisi
Anayasa Mahkemesi'ni olur olmaz sebepler de CHP'nin ihtisas alanına dönüştü. Haklarıdır ama bu meseleyi tartışma biçimlerine asla saygı duymadık, duymayacağız. Konuyu çocuk gelinlerden, çokeşliliğe kadar hakikete aykırı yere çekenleri milletimize teşhir etmek boynumuzun borcudur. Laiklik bizim de kabul ettiğimiz ve uygulanması gerektiğine inandığımız bir kavramdır. Olur olmaz her konuyu laiklik üzerinden eleştiren, hizaya sokmaya çalışan CHP anlayışının miadı artık dolmuştur.
Milletimizin AK PArti iktidarı uygulamalarına bakarak CHP'nin riyakarlıklarını gördüğünü hatırlıyorum. Bu kavramı yerli yerine oturttuğumuzu düşünüyorum Türkiye'nin geleceğinde kimse bu tür kavramlarla kendisine alan açamayacaktır.
Bunlar din ile bağlantılı bir konu olduğunda hop oturup hop kalkıyorlar. Üniversite mezunu bir müftü efendi bu kafaya göre nikah kıyamaz. Bunun mukayesesi mümkün mü? Bu milletin medeniyet mantığı bunlarla uyuşmuyor.
ABD, görüşmelerimize rağmen Suriye'de terör örgütü PKK'nın çocuğu YPG ile işbirliği yapıyor.
İdlib operasyonu büyük ölçüde neticelendi. Şimdi sırada Afrin var, devletimizin güvenliği için kararlıyız.
Bu milleti içeriden vurmaya çalışanlara karşı milletçe dik duracağız ve gereken hesabı soracağız.
Rakka'da suç üstü yakalanınca da, "Teröristbaşı saygıdeğer bir kişi değildir" gibi bir açıklamayla bizi kandırmaya çalışıyorlar. Ya sizin gibi bir devlete yakışıyor mu? Sizin gücünüz, Tayyip Erdoğan'ın 13 korumasına gözaltı kararı çıkarmaya yeter.
- Irak ve Suriye'deki tüm kardeşlerimize sesleniyorum, bugüne kadar emperyalistlerin sözüne kanıp da hüsrana uğramayan yoktur. Yarın her şey bitip, herkes evine döndüğünde, bu kadim coğrafyada, Türkler, Araplar, Kürtler olarak baş başa kaldığımızda, acılarımızı da sevinçlerimizi de birlikte paylaşmak zorundayız.
Mezhepçiliği körükleyerek, kardeşi kardeşe düşman edenler, bu şekilde düşünerek parlak bir gelecek inşa edeceğini mi düşünüyorlar?
Irak ve Suriye'de kurulan terör yapılarından ve ayrılıkçı hareketlerden, coğrafyamıza hayır gelmez. Biz birbimize zulmettikçe, ağıtlar hep Kürtçe, Türkçe ve Arapça olacaktır. Suriye'nin yüzde 25'i PYD/YPG terör örgütünün, yüzde 10'u DEAŞ'ın kontrolünde. Kendisini o toprakların hakimi sanan rejimin kontrolü, Rusya'nın desteğine rağmen yarısını bile bulmuyor. Böyle bir Suriye, kimin işine yarar? Böyle paramparça olmuş bir ülke, kime fayda sağlar? Suriye halkına olmadığı kesin. Bu ülkenin komşusu ve kardeşi olarak biz de bu manzaradan memnun değiliz.
