Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kalın'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Avrupa'da, Amerika'da veya başka yerlerde PKK terör örgütüyle mücadele noktasında Türkiye'ye yönelik eleştiri getirenlerin, bu katliamlar, bu saldırılar, bu suikastlar karşısında sessiz kalmalarını da bir not olarak düşmemiz gerekiyor. Bu, aslında onların terörle mücadele konusunda ne kadar ikiyüzlü bir tutum içerisinde olduklarını teyit eden hazin bir hadise ve durum olarak karşımızda bulunuyor. Tabii biz bunlar ne derse desinler, biz kendi yolumuzda terörle mücadeleye en etkin şekilde devam edeceğiz. Ülkemizin birliği ve beraberliği için bu yolda herhangi bir geri adım atmamız asla ve asla söz konusu değil.
Türkiye, kendi çıkarlarını korumak, tehdide karşı her türlü tedbiri almaya muktedirdir. Bunu alırken de kimseye sormaz. Afrin'den ya da başka yerden, bir örgütten tehdit olması halinde Türkiye misliyle karşılık verir. Askeri planlama anlamında her türlü tedbir alınmaya devam edecektir.
Türkiye, Körfez ülkelerinin tamamı ile ilişkileri olan bir ülke. Normal ilişkilerimiz devam ediyor. Cumhurbaşkanımız en son Trump'la bu konuyu ele aldılar. Bunun sonuçlarını yavaş yavaş görmeye başladığımızı düşünüyorum. Çözüm yönünde bir mutabakatın güçlendiği anlaşılıyor. Önümüzdeki birkaç gün kritik. Bir ülkenin de egemenlik haklarına giren konular.Daha önce de ifade ettiğimiz gibi üssün amacı sadece Katar'ın değil, bütün bölgenin güvenliğini sağlamaktır. Bunlar sadece fitne ateşine odun taşımak anlamına gelir. Orada bir görüşme (Suud Kralı ile) planlanıyordu, G-20'de görüşmek üzere mutabık kalmışlardı, takdir kendilerinin.
Bir kriz varsa, buna kriz deniyorsa, Cumhurbaşkanımızın Almanya ziyaretinin öncelikli gündemi G-20 Zirvesi'ne katılmak. Vatandaşlarla buluşma, daha önce de ifade ettik. Cumhurbaşkanımız orada yaşayan vatandaşlarımızla çok güçlü ilişkisi olan bir liderdir. Bu konu üzerinden Almanya'da bu meselenin iç siyaset konusu haline getirilmesi Avrupa'daki akıl tutulmasının tezahürlerinden bir tanesi. Seçimler yaklaşırken Erdoğan'a saldırmak ancak Avrupa'nın siyasi ufkunun ne kadar daraldığını gösterir. Bu güçlü bağlarımızı hiçbir zaman etkilemez.