|

Çürük raporuna ne kadar ödedi?

Sahte çürük raporu temin eden Aytekin Demirdaş'ın, ifadesinde, Mehmet Özkaplan aracılığıyla Nurettin Demirtaş'dan 33 bin ABD doları ve 4 bin YTL aldığını söyledi.

Aa
00:00 - 22/04/2008 Salı
Güncelleme: 18:22 - 22/04/2008 Salı
Yeni Şafak
Çürük raporuna ne kadar ödedi?
Çürük raporuna ne kadar ödedi?

“Askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçuna iştirak etmek”ten yargılanan sanık Aytekin Demirdaş, dava konusu olayı bir “puzzle”a benzeterek, “Bütünü oluşturmak için önce köşelerden başlamalısınız. Ben de bu anlamda savcılık ifademde önemli bilgiler verdim” dedi.

DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu 97 kişinin, “askerlikten kurtulmak için hile yapmak ve bu suça iştirak etmek” suçlarından yargılanmalarına devam edildi.

Hava Kuvvetleri Lojistik Komutanlığı'nda kurulan mahkemede görüler davanın ikinci duruşmasına, sanıklar ve avukatları katılırken bazı sanık yakınları da duruşmada izleyici olarak hazır bulundu.

Davanın iddianamesinde “olayların başaktörü şüpheli” olarak adlandırılan sanık Aytekin Demirdaş, iddianamede kendisiyle ilgili bölümleri kabul ettiğini belirterek, “iddianamede yer alan olayların doğru olduğunu” söyledi.

Askerlik yükümlüsü 73 kişinin ön raporlarını kendisinin hazırladığını belirten Demirdaş, “hiç kimseyi davet etmediğini, gazetelere de ilan vermediğini, bütün yükümlüleri tanımasının mümkün olmadığını, bu kişilerin aracılar vasıtası ile kendisine ulaştığını” kaydetti.

Dava konusu olayları bir “puzzle”a benzeten Demirdaş, “Bütünü oluşturmak için önce köşelerden başlamalısınız. Ben de bu anlamda savcılık ifademde önemli bilgiler verdim” diye konuştu.

Demirdaş, 2004 yılına kadar Etimesgut Hastanesi'nde görevli olduğunu, ancak bu tarihten sonra Kütahya Asker Hastanesi'ne tayin olduğunu ifade ederek, “dolayısıyla dava konusu eylemleri gerçekleştirirken Etimesgut Asker Hastanesi ile bir bağının bulunmadığını, raporları bilgisayarında kendisinin hazırladığını” iddia etti.

Yükümlülerin tanıdıkları vasıtası ile kendisine ulaştığını yineleyen Demirdaş, 15-20 gün içerisinde ön raporları hazırlayarak arkadaşları vasıtası ile bu yükümlülere ulaştırdığını söyledi.

Askerlik şubesindeki işlemlerin nasıl olduğunu bilmediğini, yükümlülerin de sevk işlemlerini kendilerinin hallettiğini söyleyen Demirdaş, ön rapor alınmasına ilişkin mevzuatı anlattı. Demirdaş, ön rapor için gerekli olan safahatın hiçbirinin, rapor alan yükümlülerde bulunmadığını kaydetti.

“YÜKÜMLÜLERİN DURUMUNA GÖRE ÜCRET ALIYORDUM”

İlgili askerlik şubelerinden sevk alan yükümlülerin, Etimesgut Asker Hastanesi'ne sevk edilmesi gibi bir zorunluluğun bulunmadığını kaydeden Demirdaş, “Bu nedenle yükümlülerin Etimesgut Askeri Hastanesi'ne gönderilmesinde de bir organizasyon olduğunu düşündüğünü” ifade etti.

Kendisine sadece Etimesgut Asker Hastanesi'ne sevk alanların evrakının geldiğini belirten Demirdaş, “Bu evrakları yakın arkadaşlarım bana getiriyordu. Yükümlülerin durumuna göre ücret alıyordum. Aldığım paranın yarısını Etimesgut Asker Hastanesi'nde görevli Levent Özcan'a veriyordum. Yükümlü hastaneye hiç gitmeden ben bilgisayardan raporu ayarlıyordum” dedi.

İlk başlarda belgelerin kendisine mühürlü olarak geldiğini ve bu belgelerin fotokopisini alarak çoğalttıklarını kaydeden Demirdaş, arkadaşlarında da bazı kurumların mühürlerinin bulunduğunu ve ön rapor hazırlarken bu mühürleri kullandıklarını söyledi.

Sağlık kurulunun mühürünün yanı sıra Selçuk ve Gazi üniversiteleri gibi kurumların mühürlerinin de arkadaşlarında bulunduğunu belirten Demirdaş, ön raporlarda mutlaka baş tabibin isim bloğunun bulunduğunu ve buraya imzayı kendisinin attığını, dolayısıyla raporlardaki imzaların baştabibin olmadığını kaydetti.

Etimesgut Asker Hastanesi'nde görevli Levent Özcan'ın “ara numaralarını” ön raporlara yazdığını anlatan Demirdaş, Özcan'da rapor alan kişilerin takip listesinin bulunduğunu dolayısıyla ilgili askerlik şubelerinde ön raporlara ilişkin bir şüphe oluşması ve bu raporların teyit edilmesi istendiğinde bu “ara numaralarını” kullandıklarını belirtti.

Demirdaş, ancak askerlik şubelerinin, sağlık kurulu yerine doğrudan yükümlünün raporuna kaynak teşkil eden alanın doktorunu arayıp sorması halinde oradaki hekimin defterine bakarak söz konusu hastanın kaydının olmadığını söyleyebileceğini aktardı.

Demirdaş'ın ifadesini verdiği sırada söz alan sanık Ramazan Batbay'ın avukatı Metin Kılavuz, usul yönünden Demirdaş'ın ifadesi alındığı sırada iddianameye bakmadan sorulara yanıt vermesinin uygun olacağını belirterek, Demirdaş'ın ifadelerinde çelişkiler bulunduğunu savundu.

DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın avukatı Faruk Duran da Aytekin Demirdaş'ın ifadesinde yaklaşık 150-160 kişi ile ilgili konuları hiç tereddüt etmeden dile getirdiğini ifade ederek, “Bu insan hafızası açısından takdirişayan bir konudur” diye konuştu.

Demirdaş'a diğer sanıklarla ilgili soruların iddianame sırası gözetilerek sorulması gerektiğini belirten Duran, Demirdaş'ın iddianameye bakarak, daha önce hatırlamadığını söylediği kişileri hatırladığını ifade ettiğini aktardı.

Sanık Kamiran Dağlar'ın avukatı Nezir Erakin ise sanık Aytekin Demirdaş'ın müvekkilini tanımadığını ileri sürerek, mahkeme huzurunda yüzleştirme yapılmasını talep etti.

SAVCI: “GÖZLERİNİ KAPAYALIM SESİNDEN Mİ TANISIN?”

Aytekin Demirdaş'ın avukatı Ahmet Bilgin de müvekkilinin iddianameyi takip ederek ifade vermesinin gayet doğal olduğunu, mahkeme heyeti ve avukatların bu sırada çelişkileri ortaya koyarak maddi gerçeğe ulaşabileceklerini ifade etti.

Savcı Albay Ahmet Zeki Üçok, avukatların taleplerini şaşkınla izlediklerini belirterek, en ağır ceza ile cezalandırılması talep edilen Demirdaş'ın iddianameyi izlemesi ve buna bakmasının normal bir şey olduğunu söyledi.

Bir sanık avukatının yüzleştirme talebini ise “abesle iştigal” olduğunu ifade eden Savcı Albay Üçok, “İsterseniz yarışma programlarındaki gibi gözlerini bağlayıp sesinden tanımasını isteyelim” diyerek tepki gösterdi. Savcı Üçok, avukatların taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.

Mahkeme Başkanı Hakim Albay Ahmet Erdem, sanık Demirdaş'ın ifadesi sırasında iddianameyi takip etmemesi ve yüzleştirme yapılması konularındaki taleplerin reddine karar verildiğini açıkladı.

“Askerlikten kurtulmak için hile yaptıkları” iddiasıyla yargılanan sanıklardan sadece Nihat Yılmaz, Vedat Kakus ve Tekin Demircan'ı tanıdığını iddia eden Demirdaş, bunlar dışındaki diğer yükümlü sanıkları tanımadığını söyledi.

Dava konusu bütün ilişkilerin, bir ticaret ilişkisine dayandığını belirten Demirdaş, “Bu nedenle kimden ne alacağım, kime ne vereceğim şeklinde ajandama notlar alıp, ajandada ödemelerle ilgili bilgileri yazardım. Ancak arama sırasında ajandam kayboldu” diye konuştu. İddianameye bakmadan ifade vermesinin kendisinden istendiğini kaydeden Demirdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bana aynı sorular yüz defa sorulsa aynı şeyi, yani doğruyu söylerim.

İsterseniz 'aşağıdakilerden hangisi' diye test yapılsın. Cumhuriyet Savcısı, iddianame hazırlanmadan önce beni sadece iki saat dinledi. Halbuki Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı'na 8 kez ifade vermek amacıyla çağrıldım. Dolayısıyla ifadelerim doğrudur.”


"NURETTİN DEMİRTAŞ'DAN 33 BİN DOLAR VE 4 BİN YTL”

Ön rapor hazırladığı yükümlülerden değişik şekillerde para aldığını belirten Demirdaş, söz konusu kişilerden kişi başı 8-10 bin YTL civarı aldığını, aracılık eden diğer kişilerin ise ne aldığını bilmediğini söyledi. Demirdaş, “Bazen pazarlık yapar ve eksik almamı isterlerdi. Sivil savcılıktaki telefon tapelerinde de bu pazarlıklar görülebilir” dedi.

Askeri savcılığa verdiği ifadesi de okunan Demirdaş'ın, bu ifadesinde, “Mehmet Özkaplan aracılığıyla Nurettin Demirtaş'dan 33 bin ABD doları ve 4 bin YTL aldığını söylediği” aktarıldı.

Demirdaş, ifadesinin doğru olup olmadığının sorulması üzerine, bu ifadelerinin kendisine ait olduğunu ve doğru olduğunu söyledi. Dava konusu işlere başlarken yaptıkları usulsüzlüğün bir şekilde ortaya çıkacağını bildiklerini kaydeden Demirdaş, “En baştan işe başlarken 6 ay içinde bu işin kokusunun çıkacağını düşünüyorduk. Ancak maddi sıkıntımız olduğu için bu işe girmiştik. Bir süre sonra yakalanacağımızı bile bile devam etmek zorunda kaldık” diye konuştu.

Ankara'da, hükümlülerin sevkini gerçekleştiren ilgili askerlik şubelerinin “ön raporlardaki ara numaralarına bakarak bu raporların sahteliğini anlayabileceklerini” savunan Demirdaş, askerlik şubelerinde imza sirkülerinin bulunduğunu, bu sirkülere bakarak ön raporların gerçek olup olmadığını anlaşılabileceğini söyledi.

Demirdaş, “Ben pişman olduğum için ifade veriyorum ve susma hakkımı kullanmadım. Bildiğimi samimiyetle söylemeye çalıştım. Eğer Etimesgut Asker Hastanesi'ndeki doktorların da rapor verilmesi konusunda bir kasıtları olduğunu bilsem söylerdim. Bildiğim her şeyi anlattım” diye konuştu.

DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ın avukatı Faruk Duran, Demirdaş'ın ifadelerinde çelişkiler bulunduğunu öne sürerek, bu çelişkilerin olayların Demirdaş'ın “kişilik yapısında yarattığı tahribatın bir sonucu” olduğunu ileri sürdü.

Demirdaş'ın mahkeme huzurundaki beyanları ile “takdiri hafifletici nedenlerden yararlanma amacı taşıdığını” öne süren avukat Duran, bu nedenle Aytekin Demirdaş'ın ifadelerinin dava kapsamında değerlendirilmemesini talep etti.

Savcı Albay Üçok, Etimesgut Asker Hastanesi Baştabipi ile ilgili bir soruşturmanın da sürdüğünü, görevini ihmal gibi bir durum var ise gerekli işlemleri yapacaklarını ve buna ilişkin iddianameleri de sunacaklarını söyledi.

Üçok, hiçbir askerlik şubesinde hastane başhekimlerinin imza sirkülerlerinin bulunmadığını belirterek, “Ancak dava konusu olayın ortaya çıkmasının ardından imza sirküleri askerlik şubelerine gönderilmiştir” dedi.

Aytekin Demirdaş'ın ifadesinin alınması 5 saat sürdü.

Mahkeme Başkanı Hakim Albay Ahmet Erdem, duruşmaya ara verdi.

16 yıl önce