Yolsuzlukla Mücadele Derneği Kurucu Başkanı Tevfik Diker, Ecevit-Sezer tartışmasında öne çıkan Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'nın bundan sonra yapılacak MGK toplantılarına katılamayacağını savundu. Anayasa'ya göre MGK toplantılarına katılacak asil üyelerin belli olduğunu belirten Diker, "Orada Başbakan Yardımcısı yok. Devlet Bakanı diye bir ifade yok. 'Gündemin özelliğine göre ilgili Bakan çağrılır' deniliyor. Kim çağıracak? Cumhurbaşkanı. Özkan'ın toplantıya katılması Sezer'in çağrısına bağlı. Son açıklamadan sonra Çankaya'daki toplantılarında Ecevit'in sağ kolunu göremeyeceğimizi zannediyorum" dedi. ANAP, DYP eski milletvekili olan ve CHP lideri Baykal'la son dönemde yakın işbirliğine giren Diker Yeni Şafak'ın sorularını cevaplandırdı:
Son MGK'da hükümet-Cumhurbaşkanı arasında bir kriz çıktı. Tartışmanın gerçek sebebi size göre nedir?
Krizin esas sebebi bir üsluptan kaynaklanıyor. Cumhurbaşkanı anayasal yetkilerini kullanırken, siyasetçiler şimdiye kadar diğer cumhurbaşkanlarında görmedikleri bir anlayışla karşı karşıyalar. Anayasa'nın uygulanmasındaki hassasiyetten kaynaklanıyor. Sezer yetkilerini çok net bir şekilde kullanıyor. Cumhurbaşkanı'nın DDK'yı harekete geçirmesinden kimsenin rahatsız olmaması gerekir.
Cumhurbaşkanımız'ın yolsuzlukla yaptığı mücadeleyi sonuna kadar destekliyorum. Tutumunu da çok önemsiyorum. Gücünü Anayasa'dan alan bir Kurul'un şimdiye kadar çalıştırılmaması yadırganmalıdır. Öyle bir gelenek oluşmuş. Bir insana 'yetkini niye kullanıyorsun' diyemezsin.
Sezer, şaibeli Bakanlar'ın hâlâ görevde kalmasını eleştirdi. Hükümetin hangi Bakanları şaibe altında?
Soruşturmanın selameti için görevden almak diye bir mekanizma vardır. Siyasi etik için bu var. İki Almanya'yı birleştiren Helmut Kohl, partisinin aldığı yardımdan dolayı yargılanıyor. Bakan hakkında fezleke, soruşturma var iken kenara çekilmesi gerekir diye düşünüyorum. Türkiye buna hasret. Kişi ismi söylersem yine tazminat davaları açılır. Şu anda Hüsamettin Özkan ve Sümer Oral ile davalık durumdayım. Zaten kamuoyunda en çok konuşulan Bakanlıklar belli.
Sağ kolu göremeyeceğiz
Cumhurbaşkanı'nın, olayın sorumlusu şeklinde ortaya koymaya çalıştığı Başbakan'ın sağ kolu Hüsamettin Özkan'ı bundan sonra yapılacak MGK toplantılarında görmeyeceğimizi zannediyorum. Bunu nereden çıkartıyorum? Birincisi Sezer'in açıklamasına bakıyorum. Ayrıca Anayasa'nın MGK'yla ilgili 118. maddesi... Burada MGK'nin Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanları, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanı ile Jandarma Genel Komutanı'ndan oluşacağı belirtiliyor. Orada Başbakan Yardımcısı yok. Devlet Bakanı yok. Altta ne diyor, 'Gündemin özelliğine göre ilgili bakan çağrılır' Kim çağıracak? Cumhurbaşkanı. Almamayı arzu edebilir. Özkan'ın toplantıya katılması Sezer'in çağrısına bağlı. Cumhurbaşkanlığı açıklamasından sonra, Çankaya'daki toplantılarda Ecevit'in sağ kolunu göremeyeceğiz.
Kurduğunuz Yolsuzlukla Mücadele Derneği yöneticilerini Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun kabul edip destek vermişti..
3 Mart 2000 tarihinde derneği kurduk. Kuruluşun ardından tüm siyasi parti liderlerine, kamunun temsilcilerine, bürokrasinin önemli noktalarına bir metinle müracaat ettik. 11 Nisan 2000'de Genelkurmay Başkanı'nı kurucu heyetle ziyaret ettik. Bana göre yolsuzlukla mücadelenin miladı o tarihtir. Kıvrıkoğlu'nun sözleri bizim için şükranla anılacaktır.
Ordu yolsuzlukla mücadeleye nasıl bakıyor?
TSK yolsuzlukla mücadeleye desteğini, Genelkurmay Başkanımız'ın ağzından dile getirdi. Ordu yolsuzluğun önemli bir tehdit olduğunu görmüş ve mücadeleye destek vermiştir. Bu desteğini sürdürüyor. Zaman zaman da bunu açıklıyor.
Hayır. Jandarma üniforması ile asker; ama çalışma ve bağlı olduğu yer anlamında sivil. Jandarma'nın yolsuzlukla mücadeleye desteği bir sistem içinde ele alınmalıdır. Askerler MGK'da yetkileri doğrultusunda görüşlerini açıklamaktadırlar.
Halen ANAP üyesiyim
CHP'nin Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu'nda üyesiniz..
Burada ben yolsuzluk mücadele konusunda katkıda bulunacağım. Platformda, değişik meslekten uzman, profesörlar var. CHP'ye üye oldunuz mu?
CHP'ye üye değilim. Sadece platformun üyesiyim. Halen ANAP'ın kayıtlı üyesiyim. Kurulda yapacağımız çalışmalar CHP kimliğimi almamda yardımcı olabilir.
Diker 1967 yılında Hava Harp Okulu'ndan mezun oldu. Hava Kuvvetleri, Genelkurmay, MGK Genel Sekreterliği karargah ve kıtalarında emir subayı olarak görev aldı. 1991'de siyasete girmeden önce MGK Genel Sekreterliği ATASE Başkanlığı'nda emir subaylığı görevinde idi.1991'de DYP'den Manisa milletvekili seçildi; 1994-1995 arasında DYP Genel Sekreterliği, TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Daha sonra ANAP'a geçip 1995'de yine Manisa'dan parlamentoya girdi. Diker, Yolsuzlukla Mücadele Derneği'ni (YMD) kuruş amacını da Yeni Şafak'a şöyle anlattı: "Televizyon, gazete ve dergilerde her gün yolsuzluklarla ilgili haberleri gördüğümüz bir dönemde, dünyada yolsuzlukla mücadelenin çok önemsendiği bir dönemde, ülkeme bir sivil toplum örgütü kanalıyla hizmet etmeyi düşündüm. Çünkü birileri torunlarımızın geleceğini yok ediyordu. Siyasette ve devlet yaşamında hep şunu gördüm: Yolsuzluk yok edilmeden, kaynakların kalkınmaya, hazineye, ekonomiye kazandırılması mümkün değildir. İnanıyorum ki, yolsuzluklardan halkın canı yandı. Yolsuzluk ekonomisi yoksulluğu getirdi. Zor bir yola çıktım. Derneği kurarken 8 arkadaşı zor buldum. Çünkü karşıda önemli bir tehdit vardı. Sadece son bir yılda yolsuzluk ekonomisinin faturası 110 milyar dolardır. Derneği kurarken ve kurduktan sonra sıkıntılar gördüm."
