|

FETÖ hâlâ ulusal ve uluslararası bir tehdit

Tarih boyunca mesiyanizm kavramı sadece bir dinin mensuplarını etkilemek amacıyla değil, siyasi güç elde etmenin verimli bir aracı olarak da kullanılmıştır. Bununla birlikte, bu kavramı suistimal eden kişiler bunu terörü meşrulaştırmanın bir yolu olarak görmüştür. Terör çalışmalarına konu olmuş doğudan ve batıdan birçok yıkıcı ve şiddet yanlısı mesiyanik motivasyonlu kült grubu mevcuttur.

04:00 - 15/07/2022 Cuma
Güncelleme: 22:54 - 14/07/2022 Perşembe
Yeni Şafak
​FETÖ hâlâ ulusal ve uluslararası bir tehdit.
​FETÖ hâlâ ulusal ve uluslararası bir tehdit.
Nur Özkan Erbay

Mesiyanik ve mahşerci nitelikler taşıyan bu tip bir kült terörünün nihai amacı diğer terör tipolojilerinin aksine açık değildir. Bu amaç yıllar sonra kültün karizmatik lideri kendi mesiyanik rolünü açıkladığında ortaya çıkabilir. Tüm mesiyanik kült gruplarının şiddet veya terörle ilişkisi olmasa da gizli yapısı dolayısıyla diğer dinî gruplara göre terörizme daha yatkındır.

ABD’deki Hıristiyan beyaz üstünlüğü hareketleri, Hindistan’daki köktenci Sih grupları ve İsrail’deki Yahudi mesiyanik hareketleri bu kategorinin güçlü temsilcilerinden bazılarıdır. Öte yandan, bu hareketlerin İslam dünyasındaki örneklerine baktığımızda ise 11. yüzyılda Hasan Sabbah tarafından örgütlenmiş Haşhaşileri, 19. yüzyıl Pakistan’ında Mirza Gulam Ahmed liderliğindeki Kadıyanileri ve 13. yüzyılda Selçuklu yönetimindeki Anadolu’da Baba İshak önderliğinde gerçekleşen Babai İsyanları göze çarpmaktadır.

Bahsi geçen mesiyanik grupların hepsi var oldukları dönemde sivillere, devlete ve rejim güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil etmiş; var olan düzeni ve rejimi “sapkın” ve “yoldan çıkmış”, kendilerine tehdit gördükleri dönemin meşru yöneticilerini ve yönetimlerini de “hain” ilan ederek düşmanlaştırmışlardır. Bu kült gruplar kendilerinden olmayanları “zalim ve günahkâr kuvvetler” olarak nitelendirirlerken, dönemin meşru yöneticileri tarafından gadre, zulme uğradığı iddia edilen liderlerinin “ilahi korumaları” olduklarına inandırılırlar. Bu “kutsal” misyon doğrultusunda da kendilerini korumak adına kült grubu liderinden gelecek her türlü şiddet ve terör emrine de böylelikle “meşru bir tasdik” kazandırılmış olur.

“MÜTEVAZI BİR ALİM”DEN “MESİHLİK’’ İDDİASINA

Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün yıkıcı mesiyanik kültlerin neredeyse tüm özelliklerini kendinde göstermesi gibi, Fethullah Gülen de terör örgütü liderlerinin ayırt edici özellikleri olan narsistik, sosyopatik ve paranoyak kişilikleri barındırmaktadır. Kendisini yıllarca “Mütevazı bir âlim” olarak tanıtan Gülen, aslında İslam dünyasındaki “Mesih” olduğunu ima etmektedir.

Yıkıcı mesiyanik kültlerin tarihteki batıdan ve doğudan birçok örneğinde olduğu gibi; devletin kaynaklarını, bireylerin inancını, iyi niyetini ve manevi ihtiyaçlarını kendi amaçları doğrultusunda suiistimal etme özellikleri bir vakadır. Ancak bunun da ötesinde FETÖ örneğinde olduğu gibi gerçek amacı yıllar sonra ortaya çıkan; kapalı ve gizli bir kült grubunun nihai amacı ya da siyasi ajandası için şiddeti araçsallaştıran bir casus yapılanmaya ve nihayetinde bir terör örgütüne dönüşmesi kuvvetle muhtemeldir. 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün bu terör tipolojisine dair ayırt edici pek çok özelliği taşıdığı ve günümüz kült terörünün en belirgin temsilcilerinden biri olduğunu kanıtlaması açısından da son derece tarihi bir gece olarak kayıtlara geçmiştir.

TÜRKİYE VE İSLAM DÜNYASININ BEKASINA EN BÜYÜK TEHDİT

Yıllar içerisinde Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden en yıkıcı örgütlerden biri haline gelen FETÖ’nün de gerçekte Türkiye ve İslam dünyasının bekasına yönelik en büyük tehditlerden birisi olarak truva atı görevi gördüğü tüm açıklığı ile 15 Temmuz 2016 günü ortaya çıkmıştır. Örgüt sızdığı kurumlarda örgütlediği paralel devlet yapısının lojistik aparatları ile gitgide artan şiddet eğilimi ve radikalleşme sürecinin sonunda, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve vatandaşlarına karşı terörize yöntemlerin kullanıldığı, askeri görünümlü bir darbe girişiminde bulunmuştur.

Kuvvetli mesiyanik niteliklerle birlikte katı bir hiyerarşiye sahip olan FETÖ, örgütsel yapı açısından açık gözükmesine rağmen siyasi amaçları olan gizli ve daha karmaşık bir kült özelliği taşımaktadır. Devlet kurumlarına sızma, beyin yıkama, propaganda, öğreti aşılama ve casusluk yöntemlerinde “tedbir” ve “takiye”, FETÖ’nün on yıllarca gerçek ajandasını saklamasını için araçsallaştırdığı iki kavramdır.

Benzer şekilde, FETÖ liderinin “altın nesil” söylemi mesiyanik amaçları desteklediği gibi, öğreti aşılama sürecinde de takipçilerin ikna edilmesi açısından önemli bir araç olmuştur. Kült kendini “kurtuluşa ermiş tek cemaat” anlamına gelen “fırka-ı naciye” olarak tanımlarken, Gülen ise takipçilerini “beklenen nesil” veya “dirilişin öncüleri” addetmektedir. Belirgin bir özellik olarak FETÖ’de yukarıdan aşağıya uzanan kolektif bir kibir görülebilmektedir. Gülen ayrıca rüyalarını takipçilerini etki altına almak için kullanmakta, vahiy ve ilham aldığını iddia etmektedir. Ona ve kültüne göre, Gülen ve grubuna karşı gelen herhangi bir siyasi, sosyolojik veya dini grup kolaylıkla düşman algısı içerisinde yer edinmektedir.

FETÖ’NÜN YIKICI MESİYANİK KÜLT TERÖR ÖRGÜTÜ KODLARI

FETÖ’nün yıkıcı mesiyanik kültlerin neredeyse tüm özelliklerini kendinde göstermesi gibi, Gülen de terör örgütü liderlerinin ayırt edici özellikleri olan narsistik, sosyopatik ve paranoyak kişilikleri barındırmaktadır. Kendisini “mütevazı bir alim” olarak tanıtan Gülen, aslında İslam dünyasındaki “Mesih” olduğunu ima etmektedir. Örgüt, baskın mesiyanik özelliklere ve kendini “Mehdi” veya “Mesih” ilan eden karizmatik lidere sahip dini görünümlü fakat aslında seküler de olabilen, post-modern bir ideolojiye ve söyleme sahip olan, gizlilik perdesi kalkmış, yıkıcı, amacı için “gerektiğinde” şiddet ve teröre başvurabilen ve bunu liderinden gelen emirle ve mesiyanik tasdikle meşrulaştırabilen bir kült terör grubudur.

Öte yandan FETÖ sıradan bir kült değildir; tarih boyunca ortaya çıkmış İslam dışı heterodoks, sapkın sözde dini hareketlerin ve kültlerin eklektik yapısını benimsemiş bir örgüttür. Totaliter ve takiyyeci özelliklerinden dolayı da FETÖ diğer inanç gruplarından ayrılmaktadır. FETÖ’nün bu yapısına dair en belirgin örnek FETÖ liderinin yorum, karar, davranış ve tasdikinin Kur’an’ın emirleri ve hadis öğretilerinin üstünde nihai bir gerçek olarak görülmesidir. Örgüt bu özellikleri ile Türkiye ve İslam dünyasındaki tüm dini hareketlerden ve onların “yerli” niteliklerinden tamamen kopuktur.

21. Y.Y. “YENİ TERÖR”ÜN TÜRKİYE’DEKİ YANSIMASI

Bahsi geçen bütün göstergeler FETÖ’yü sosyolojik açıdan sıradan bir dini grup, cemaat, tarikattan keskin çizgilerle ayırdığı gibi, terör ve güvenlik çalışmalarında da klasik anlamda dini motivasyonlu terör kategorisinden ayırmakta ve “Yeni Terör” altındaki alt grup olan “Kült Terörü” kategorisinde konumlandırmaktadır.

Kendisi ve takipçileri tarafından “Mesih” addedilen ve kendisine aşkın güçler atfedilen Gülen bir mesiyanik kült liderine ait tüm özellikleri taşımaktadır; kendisinin ve takipçilerinin tanrı tarafından seçilmiş olduklarını iddia ederken narsistik ve sosyopat kişilik göstermektedir. Narsistik kişiliği Gülen’in zihinsel bir rahatsızlığa sahip olabileceğini göstermekle birlikte sistematik bir şekilde örgütlenmiş kültüne daha çok takipçi kazandırabilecek bir propaganda aracı olarak da Gülen tarafından bizzat kullanılmaktadır. Takipçilerini etki altına almak için olağanüstü olaylar hakkında kehanetler ve gizem üretmeye çalışan kült lideri Gülen, onların adanmışlığı ve motivasyonunu kuvvetlendirmeyi amaçlarken “ötekilere” karşı yeni savunma veya saldırı konumu alıp, takipçilerinden gelebilecek muhtemel kopuşların da önünü alma yoluna gitmektedir.

FETÖ liderine mutlak adanmışlık sonucu takipçiler Gülen’in her talimatını yerine getirip hayatlarını feda etmek pahasına rakipleriyle mücadeleye girebilmekte, şiddet veya terör boyutlarını düşünmeden savaşçı, terörist, suikastçi, şantajcı, hırsız haline gelebilmektedir.

15 TEMMUZ “HÜKÜM GÜNÜ”NÜN TETİKLEYİCİSİ

FETÖ devlet ve rejim güvenliğini tehdit eden bir mesiyanik motivasyonlu bir kült terör örgütüdür. 15 Temmuz gecesinde görüldüğü üzere, örgüt nihai amacı için sivillere ateş açmak ve öldürmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli İstihbarat Teşkilatı dahil birçok devlet kurumunu bombalamak suretiyle her türlü şiddet ve terörize eyleme başvuracağını belli etmiştir. Mesiyanik tasdiklerle terörü meşrulaştıran FETÖ için 15 Temmuz darbe girişimi belki de “hüküm gününün” tetikleyicisidir.

Tüm mesiyanik kült grupları şiddet veya teröre diğer dini gruplara göre terörizme daha yatkındır. Mesiyanik kültlerin insanların inancını, iyi niyetini ve manevi ihtiyaçlarını suiistimal edebilmeleri sebebiyle FETÖ örneğinde olduğu gibi bir gün radikalleşme sürecini tamamlayıp terör örgütlerine dönüşmeleri mümkündür. FETÖ var olduğu ve oluşturabileceği potansiyel tehditler tam anlamıyla bertaraf edilmediği sürece de Türkiye ve dünyanın geri kalanı için ulusal ve uluslararası bir tehdit olmaya devam edecektir.

#FETÖ
#Türkiye
#15 Temmuz
#TBMM
2 yıl önce