Küresel ekonomik dalgalanmalar ve muhtelif jeopolitik riskler doğrultusunda "Türkiye'nin Ekonomik ve Politik İstikrarını Sürdürülebilir Büyüme ile Nasıl Devam Ettireceği" konusunun ele alınacağı "Forum İstanbul 2008", İstanbul'da başladı. Forumun "Küresel Düzenin Yeni Güç ve Belirleyicileri ve Türkiye" başlıklı ilk oturumunda "Egemen Servet Fonları-SWF" konusu ele alındı. Oturumda konuşan MENA-OECD Yatırım Programı Başkanı Reiner Geiger, egemen servet fonlarının yeni bir olgu olmadığını, ancak yeni oyuncuların oyunun parçası haline geldiğini söyledi. Var olan fonlar içinde SWF'lerin başvurulması gereken son kaynak olması gerektiğine dikkati çeken Geiger, Türkiye'ye ilişkin şöyle konuştu:
"Türkiye ekonomisinin yabancı yatırıma ihtiyacı var. Bu son derece açık. Bu noktada egemen servet fonları önemli rol oynayabilir, ülkenin bazı açıklarını kapatabilir. Türkiye bu noktada SWF'ler ile diyalog geliştirebilir. Bu fonlara yönelik ayrımcılık yürüten politikaların olmaması gerekir. Ev sahipleri ile SWF'ler arasında gerekli diyalog kurulmalı. Türkiye'nin alışveriş merkezi, gökdelenler gibi gayrimenkul yatırımlarına ihtiyacı yok. Üretici sektörlerde yatırım olması lazım." Geiger, bugün Çin ve Rusya'nın egemen servet fonlarında önemli oyuncular haline geldiklerini söyledi.
Lehman Brothers International Kıdemli Politika Analisti Alastair Newton da egemen servet fonlarının büyüklüğünün bugün yaklaşık 2,5 trilyon dolara ulaştığını, bu fonların özel sermaye fonlarından 3 kat daha büyük olduğunu kaydetti.
Egemen servet fonlarının 10 yıllık dönemde yaklaşık 14 trilyon dolara yükselmesinin beklendiğini ifade eden Newton, Türkiye'nin bu fonlardan nasıl yararlanması gerektiğine ilişkin olarak da Türkiye'nin bulunduğu konumun önemine işaret ederek, "Bu önem gittikçe de artacak. Gayrimenkul yatırımları konusunda özellikle Anadolu'nun buna ihtiyacı var. SWF'ler bu konuda önem kazanıyor. Ayrıca enerji boru hatlarının yapılması konusunda SWF'lerle nasıl bir ilişki kurulabilir sorusunu sormak isterim" şeklinde konuştu.
Global Insight Ülke Riskleri Başkanı Jan Randolph ise egemen servet fonlarının en önemli gücünü küresel dengesizlikten aldığını söyledi. SWF'lerin cari açık üreten ülkelere gelmesinin faydalı olacağını anlatan Randolph, Çin ve Rusya'nın bu alandaki gelişimine işaret etti. SWF'lerin çok kolay hareket edebildiklerini ve hemen tepki verebildiklerini, büyüme oranlarının çok yüksek olduğunu anlatan Randolph, "SWF'lerin çok derin cepleri var. Kapınıza geldiklerinde mutlaka içeri alın. Onların omuzlarında yükselebilirsiniz" şeklinde konuştu.
Andrew Leung International Consultants Ltd. Başkanı Andrew Leung ise Çin'in SWF'lerinin dünyanın en büyük bankalarında hisse sahibi olduğunu belirterek, batıdan Çin'e sermaye giderken, bir taraftan da Çin'den batıya bu yolla sermaye aktığını söyledi.
Çin'in köylü bir nüfusa sahip olduğunu, 1 milyarlık nüfusu önümüzdeki yıllar içinde şehirli yapmak zorunda olduğunu anlatan Leung, nüfus hareketliliğine işaret ederek, "SWF'leri de devletin bu konuda aldığı kararlar içinde görmek lazım. Muazzam bir ulaşım sektörüne ihtiyaç duyulacak. Batının yaptığını Çin'in kısa sürede yapması gerekecek. Çin'e büyük bir resimden bakılmak zorunda" şeklinde konuştu. Milliyet Gazetesi köşe yazarı Osman Ulagay ise bu fonların bazılarının 1950'lerde kurulduğunu hatırlatarak, son yıllarda güç dengelerinde yaşanan değişimle birlikte tartışmaların gündeme geldiğini anlattı. Dünya küresel finans sisteminin başrol oyuncularının büyük zararlar yazdıklarını belirten Ulagay, bu durum karşısında yeni egemen servet fonlarının devreye girip sermaye desteği sağlamalarıyla birlikte gözlerin bu fonlara çevrildiğini söyledi.
Artık küreselleşmede farklı bir oyunun oynandığını ifade eden Ulagay, ABD'nin çok büyük bir finansal kriz içinde olduğunu ifade etti.
