Diyarbakır, Van ve Mardin'deki HDP'li belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılması Türkiye'nin siyasi tarihinde yeni bir kapı aralayabilir. Başkanların 'terör' nedeniyle görevden uzaklaştırılmasının ardından 'HDP'nin kapatılması muhtemel mi?' sorusu da beraberinde geldi. Hukukçulara göre Savcılık terör nedeniyle bu yönde bir adım atarsa, HDP'nin 'kapatılma' ihtimali 'kapatılmama' ihtimalinden daha yüksek.
İçişleri Bakanlığı'nın kamuoyu bilgilendirmesinde her üç belediyenin başkanıyla ilgili çok net bilgi ve belgeleri vatandaşlarla paylaşması dikkatlerden kaçmadı.
Avrupa'nın icraatı farklı söylemi farklı
Konu Türkiye ve teröristlerle organik bağı net bir şekilde görülen HDP olduğunda 'demokrasi' 'insan hakları' özgürlükler' gibi kavramların ardına sığınan Avrupa, sıra kendilerine gelince terörle bağlantısı olan siyasi partiyi rahatlıkla kapatıyor.
Avrupa'da bunun en bilinen örneklerinden biri hiç şüphesiz İspanya-ETA terör örgütü ve Batasuna partisi etrafında yaşanan gelişmeler. Hatırlanacağı üzere 2002 yılında İspanyol Parlamentosu siyasal partilerle ilgili bir yasa kabul etmişti. Yasa, demokrasi ve anayasal değerlere açıkça aykırı düşen eylemlerin odak noktası olan siyasal partilerin kapatılabileceğini öngörüyordu. 2003 yılında, Bask bölgesinde faaliyet gösteren Herri Batasuna partisi bu yasa gereğince Yüksek Mahkeme tarafından kapatıldı.
Afiş asmak parti kapatma gerekçesi oldu
Kapatma gerekçeleri arasında, Batasuna Partisi’nin, terör örgütü ETA ve onun alt kuruluşlarıyla organik bağı bulunduğu, değişik tarihlerde gerçekleştirilen terör eylemlerini kınamaktan kaçındığı, parti sözcüsünün 'yasal olan ya da olmayan her yoldan mücadelemizi sürdüreceğiz' gibi beyanları, terörizmi destekleyen afişler asmaları, halkı devlete karşı mücadele etmeye tahrik etmeleri gibi gerekçeler var.
İspanya'daki tüm yargı kanallarını kullanan ama hepsinden eli boş dönene Batasuna Partisi son olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. AİHM, partinin şikayetini reddetti ve kapatılmasını doğru buldu.
HDP için Batasuna örneği masada
Konuyla ilgili olarak Yenisafak.com'a değerlendirmelerde bulunan Avukat Fatih Atalay, Batasuna örneğinde somut şiddet olmadığını, parti üyelerinin şiddeti öven, destekleyen paylaşımlar yapmasının bile hukuken yeterli sayıldığını hatırlattı.
HDP'nin ısrarla hakkında terör örgütü üyeliği-yöneticiliği suçlaması olan ve bu nedenle soruşturma geçiren kişileri aday gösterdiğine dikkati çeken Atalay, "Bu yaklaşım HDP'nin iyi niyetli olmadığını gösteriyor" şeklinde konuştu.
HDP başına bunların geleceğini biliyordu
"HDP bünyesinde sabıkası, soruşturması olmayan kimse yok mu? Elbette var. Ancak onlar toplumu germek için bu tarz kişileri seçiyor" diyen Atalay, şöyle devam etti:
"Hakkında 9 soruşturma olan adamı Diyarbakır'a aday gösteriyorlar. HDP demokrasi istese bunu yapmaz. Bu soruşturmaların başlarına dert açacağını biliyorlardı.
Teröristin adını caddeye verir, şehit yakını işten çıkarır, terör nedeniyle işten atılmış kişiyi dolaylı yoldan işe alır, teröre lojistik sağlar, fon aktarırsanız devlet buna izin vermez.
Kandil'den ismi bildirilen kişileri eş başkan yaptılar
Halkın iradesi, seçim, kutsal oy diyorlar ama eş başkan diye bir uygulama çıkarıyorlar. Mesela vatandaş Ahmet Türk'e oy vermiş ama Kandil'den ismi gelen biri eş başkanım diye bir anda belediyede en üst görevleri alıyor. Bizim hükümet sistemimizde böyle bir şey yok. Sandığa saygı duymayanlar asıl bunlar.
Kapatılma ihtimali kapatılmama ihtimalinden daha yüksek
Avukat Fatih Atalay, HDP'li başkanların ve yöneticilerin terör faaliyetlerinin odağında yer aldığının güvenlik güçlerince tespit edilip, delillendirildiğine vurgu yaparak, "Savcılık bu yönde bir adım atarsa, kapatılma ihtimali kapatılmama ihtimalinden daha yüksek olur. Bir hukukçu olarak parti kapatılmasına karşıyız. Bizim temennimiz özgür iradenin sandığa yansıması. Ancak eldeki terör verileri hukuki açıdan kapanma ihtimalinin ağır basmasına neden olur." şeklinde konuştu.
