|

Hırant Dink öldürüldü

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, gazetenin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Edinilen bilgiye göre Dink, Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan gazetenin çıkışında kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin silahla saldırısına uğradı.

Yeni Şafak
00:00 - 19/01/2007 Cuma
Güncelleme: 15:12 - 19/01/2007 Cuma
Yeni Şafak
Hırant Dink öldürüldü
Hırant Dink öldürüldü

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dink, gazetenin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü.

Dink, Halaskargazi Caddesi üzerinde bulunan gazetenin çıkışında kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin silahla saldırısına uğradı.







SALDIRGANIN EŞGALİ BELİRLENDİ

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e silahlı saldırıda bulunduğu öne sürülen ve eşkali belirlenen saldırganın yakalanması amacıyla, polisin bölgedeki çalışmaları sürüyor.


Halaskargazi Caddesi üzerindeki gazete binasından çıkışı sırasında silahlı saldırı sonucu ölen Hırant Dink'e silahlı saldırıda bulunan kişinin, 18-19 yaşlarında, kot pantolonlu ve beyaz şapkalı olduğu bildirildi.

Polis, saldırganın yakalanması amacıyla bölgede, metro, otobüs ve vapur iskelelerinde güvenlik önlemleri aldı.

2 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Cihan Haber Ajansı haberine göre, Taksim'de eşkale uyan iki kişi gözaltına alındı.








3 KURŞUN İSABET ETTİ



Silahlı saldırı sonucu Dink'in vücuduna 3 kurşunun isabet etti. Olay yerinde ise 4 boş kovan bulundu.Agos Gazetesi önünde silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren gazeteci Dink'in beyaz örtüyle üstü örtülmüş cesedi Halasgargazi Caddesi üzerinde bulunan Sebat apartma'nın önünde bekletiliyor. Polis tarafından çevirilen binanın etrafından güvenlik çemberi oluşturuldu. Dink'in arkadaşları Ali Bayramoğlu ve Nuray Mert, Agos Gazetesi'ne gelen ilk kişilerden oldu.


Osmanbey çervesinde trafik akışı devam ederken, olay yeri inceleme ekiplerinin gelmesi bekleniyor. Olay yerinde toplanan kalabalık sloganlar atarak saldırıyı protesto ediyorlar.




'BAŞBAKAN BİRAZDAN AÇIKLAMA YAPACAK'

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hrant Dink'in öldürülmesi konusunda bir açıklama yapacağını söyledi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sürerken, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, dışarı çıkarak, Başbakanlık Merkez Binasından ayrıldılar.

Çiçek, basın mensuplarının ısrarlı sorularına karşılık "Sayın Başbakan birazdan konuyla ilgili bir açıklama yapacak" dedi.


Öte yandan Hırant Dink'in herhangi bir koruma talebi olmadığı öğrenildi. Saldırı sonucu Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaptı. Bakanlık "saldırıyı şiddetle kınıyoruz" dedi.














AGOS GAZETESİ'NİN YAYIN YÖNETMENİYDİ

Türkiye'deki Ermeni cemaatinin ilk Türkçe-Ermenice haftalik gazetesi AGOS, 5 Nisan 1996'da yayın hayatına başladı.


Luiz Bakar, Hrant Dink, Harutyun Şeşetyan ve Anna Turay'dan oluşan bir girişimci kurul tarafından temeli atılan AGOS aradan geçen yıllar içinde genişleyen bir kadroyla yayın hizmetini sürdürüyor. Hrant Dink, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni'ydi.



Haftalık tirajı yaklaşık 5.000 civarında. Agos, halen 8 sayfa Türkçe ve 2 sayfa Ermenice yayınlanmaktadır.


HIRANT DİNK KİMDİ?

Babası Gürün'de, annesi Gülvart ise Sivas'ın Kangal ilçesinde doğup büyümüştür. Anne ve babası 1961 yılında İstanbul'a taşınmalarının ardından boşanır. Hrant ve iki kardeşi ailenin bölünmesi ardından Gedikpaşa'daki Ermeni yetimhanesi'ne yerleştirilirler. Bir yandan içinde yaşadıkları Türkiye toplumundan olabildiğince uzaklaşır, Ermenice konuşmadıkları zaman cezalandırılırken, bir yandan da yetimhaneden ayrıldıktan sonra kolaylıkla topluma uyum göstermesi için yetiştirilir.


Dink bu sırada Türkiye'de gelişmekte olan sol siyasetten etkilenir. İllegal Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist çizgisinde siyaset yapmaya başlar. Yakalandığı durumda örgüt ile Ermeni cemaati ilişkilendirilmesin diye ismini mahkeme kanalı ile Fırat olarak değiştirir.


Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde Zooloji eğitimi alır. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlenir. Sol siyasetin teröre kanalize olmuş boyutundan uzaklaşmaya başlar.


Kardeşleriyle birlikte açtıkları yayınevi, kırtasiye işini sürdürürken, eşi Rakel'le birlikte, kendileri gibi Anadolu'dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı'nı yönetmeye başlar. Açılışından 21 yıl sonra kampa devlet el koyar. Denizli Piyade Alayı'nda sekiz ay yaptığı askerliğinde, bütün arkadaşları çavuş olduğu halde çavuş yapılmaz ve askerliğini er olarak tamamlar.


Bazı cemaat gazetelerinde kitap eleştirileri ile başlayan yazı hayatı, basında çıkan yalan haberlere gönderdiği düzeltmeler ile duyulmaya başlar. Patrikhane'ye, 'Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır' diyerek bu amaçla Türkçe bir gazete çıkarmayı önerir. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos gazetesi'nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlenir. Agos dışında Zaman gazetesi'nde yazar. Yazılarında Türkiye'deki her etnik toplumun ortak ve barış içerisinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, aynı zamanda Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini söyler. Ermeni Diasporasına 1915 olayları için soykırım kelimesini içermeyen daha yumuşak muhalefet yürütmeleri çağrısında bulunan Dink, Ekim 2005'te "Türklüğe hakaret"ten 6 ay hapis cezası aldı.




İŞTE DİNK'İN SON YAZISI

İşte Dink'in Birgün gazetesinde kaleme aldığı son köşe yazısı:


TARİHİN CİLVESİ

Önce haberi yineleyeyim: "Restorasyonu geçen yıl tamamlanan, ancak açılışı adeta bir bilmeceye dönüşen Van'ın Ahtamar Adası'ndaki Surp Haç Ermeni Kilisesi'nin açılış tarihi üçüncü kez değiştirildi. Geçtiğimiz hafta sonunda Van Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, restorasyonu ve çevre düzenlemesi tamamlanmış olan Ahtamar Kilisesi'nin 11 Nisan'da turizme açılacağı bildirildi. Uluslararası düzeyde konukların katılacağı açılış töreninin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Van Valiliği'nin işbirliğinde düzenleneceği ifade edildi."


On yol önce "Ahtamar amele taburu" başlığıyla Vanlı yetkililere seslenmiş ve şöyle demiştim:

"Turist çekmek için "canavar" yaratacağınıza, burnunuzun dibinde hazır duran tarihi eserlere özen gösterin. Ne gerek var böylesi yanlış işlere? Van dediğiniz, tarihsel eserler açısından bir derya. Niçin oturup da adam gibi 'Şu bölgeyi nasıl yapsak restore etsek' diye düşünülmez. 'Ermeniler gelir'miş, varsın onlar da gelsin, görsünler atalarının yaşadığı yerleri, hasret gi-dersinler ne olur yani?" Ve eklemiştim:

"Eğer yardım ya da amele lazımsa biz hazırız.

Ey tarih... Ey gelecek!..

Türkiyeli, Ermenistanlı ve hatta Diasporalı gençler gönüllü.

Ahtamar amele taburu' emirlerinize hazır... Bilesiniz.

Gelin, Ahtamarın restorasyonunu salt bir bina restorasyonu olarak bırakmayalım, aynı zamanda yıpranmış ruhlarımızı da restore edelim."


Sonuçta aradan 10 yıl gibi uzun bir süre geçmiş olsa da nihayet Ahtamar'ın restorasyonu tamamlandı. Gönül arzu ederdi ki, restorasyon Türkiye ve Ermenistan ülkelerinin işbirliğinin ajandasına girsin ve birlikte yapılsın. Yazık ki öyle olmadı.



Yine de projeyi üstlenen Cahit Zeydanlı'nın titiz çalışmasını, Ermenistan'dan uzmanlar getirip onların görüşlerine ve tavsiyelerine başvurma çabasını ve projenin uygulama safhasına Türkiye Ermenilerinden mimar Zakarya Mildanoğlu'nu da katmasını zikretmek ve bu değerli ekibe teşekkür etmek gerekiyor.Yapabileceklerinin en iyisini yaptılar ve mükemmel sayılabilecek bir iş çıkardılar.


Onlar mükemmeli yaptılar ama gelin görün ki bürokratlar ve siyasetçiler de içine ettiler.Bir türlü açılışı gerçekleştiremediler.

İlk etapta 4 Kasım 2006 olarak saptanan açılış tarihini, olumsuz hava koşulları gerekçesiyle 200/nin Nisan ayına ertelediler. Derken Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından törenin 24 Nisan'da yapılacağı bildirildi.


Koç'un ilan ettiği açılış tarihine ise tepkiler gecikmedi. Ermeni Patriği Mutafyan "Açılış 24 Nisan'da yapıldığı takdirde, kendisi dahil hiçbir Er-meni'nin törene katılmayacağını duyurdu".


Geçtiğimiz hafta konu Meclis'e kadar uzandı. CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir açılış tarihinin Ermeni soykırımının yıldönümü olan 24 Nisan'a denkgetirilmesi-nin, AKP iktidarının politikasının bir sonucu olup olmadığını yazılı bir önergeyle sordu.


Milliyetçi basın ise Ahtamar Kilisesi'nin açılışının 24 Nisan olarak belirlenmesini "Van'da İntikam açılışı" başlığıyla manşete taşıdı.Ve şimdi de 11 Nisan tarihi açıklandı.



Doğru bir işi bu kadar yanlış mecraya kaydırmak ve de eline yüzüne bulaştırmak ancak bu kadar becerilebilirdi.

Gizlenemez gizli niyet ancak bu kadar sırıtabilirdi.

Tam bir komedi... Tam bir rezalet!

Hükümet "Ermeni sorunu" konusunda hâlâ doğru bir yöntem ve doğru bir yol tutturamadı.

Derdi sorun çözmek değil, güreşe soyunmuş pehlivan gibi puan kazanmak. Neyi, nasıl yapıp, arkaya dolanacak da rakibini kündeye oturtacak. Tüm tasası bu.

Hiç ama hiç samimi değil.

Güya Ermeni tarihçileri tarih konuşmaya çağırıyor ama kendi aydınlarını Ermeni soykırımı konusunda muhalif söylemlere sahip oldukları için de yargılamaktan çekinmiyor.

Doğu Anadolu'yu turizme kazandırmak için Ermeni kilisesi'ni de restore ediyor ama "Bu işten nasıl daha fazla değişik siyasal yararlar sağlarım, dünyaya bunu nasıl pazarlarım?" diye de işin tadını kaçırmakta bir sakınca görmüyor.

Ahtamar Kilisesi'nin açılışının 24 Nisan'a kaydırılması işte bu gayrisamimi niyetin nasıl vitrine taşındığının da bir göstergesidir.



Ve şimdi dikkat buyurun!


Milliyetçi cenahın ve hatta Ermeni Patriği'nin bu tarih üzerine koyduğu itiraz, yapılan yanlışın düzeltilmesi için bir fırsat doğuruyorsa da bu kez tarihin cilvesi devreye giriyor.



Takvim-i hakikat, "O ki sen bir aymazlık yaptın, üstünü de ben tamamlayayım" diyor ve yeni seçilen 11 Nisan tarihinin aslında 24 Nisan'ın ta kendisi olduğunu ortaya koyuyor.

Nitekim 1915'in 11 Nisan'ıyla, bugünün 24 Nisan'ı aynı takvime ve aynı güne denk düşüyor.

Zaten de 24 Nisan Ermeni literatürüne sonradan, yeni takvimle geçmiş bir tarih. O tarihin aslı diğer bir deyişle Ermeni aydınlarının ve önderlerinin toplatılıp bilinmezliğe gönderilişlerinin tarihi aslında 11 Nisan 1915.

Şimdi ortada bir soru var:

24 Nisan'ı önce yeğleyen sona mahzurlu bulan ve şimdi de 11 Nisan'ı belirleyen işgüzarlar bakalım bu açıklamamızdan sonra 11 Nisan'ı da değiştirecek mi?

İsteyen soruyu şöyle de sorabilir tabi:

Emin misiniz? Son kararınız mı ?













17 yıl önce