İngiltere Büyükelçisi Richard Moore, geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan PYD-DEAŞ kirli ittifakıyla ilgili şu açıklamayı yaptı, "Koalisyon, ittifakı biliyordu."
Sözde terör örgütü DEAŞ'a karşı kurulan 'Koalisyon' ülkeleri arasında Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Avustralya, Danimarka, Norveç, Kanada, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn yer alıyor.
Terör örgütü DEAŞ ve PKK/PYD'nin yaptığı anlaşma geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı. Rakka'yı DEAŞ'tan alan PKK/PYD'liler, DEAŞ'lıları kentten güvenli bir şekilde tahliye ettiler.
Moore, Diplomasi Muhabirleri Derneğinin (DMD) düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.
- FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İngiltere'nin Türkiye'ye destek veren ilk ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Moore, o gece İngiltere Dışişleri Bakanı'nın desteğini Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na çok geçmeden ilettiğini hatırlattı.
Moore, darbenin hemen ardından İngiltere Dışişleri Bakanı Alan Duncan'ın Türkiye'ye gelip TBMM'yi ziyaret etmesinin de demokrasiye verdikleri desteğin bir göstergesi olduğunu vurguladı.
İki ülkenin terör, göç gibi birçok ortak mücadele alanı olduğunu dile getiren Moore, Türkiye'nin DEAŞ ile mücadelede oynadığı role dikkati çekerek İngiltere'nin de Türkiye'nin PKK ile mücadelesinde en yakın ortaklarından biri olduğunu kaydetti.
FETÖ mensupları hakkında Türkiye’nin İngiltere’den soruşturma ya da iade talebi olup olmadığı yönündeki soruyu cevaplayan Moore, İngiltere’de FETÖ üyelerinin sayısının başka bazı ülkelerdeki kadar yüksek olmadığını söyledi.
Moore, Türk makamlarıyla iş birliği yaptıklarını dile getirdi.
Moore, “Rakka’da terör örgütleri YPG ile DEAŞ arasındaki tahliye anlaşması hakkında önceden bilginiz var mıydı?” sorusuna, “Bu anlaşmayı kesinlikle desteklemedik. Ama sorunuza net bir yanıt vermek gerekirse koalisyon böyle anlaşma yapıldığını biliyordu ama bunu durduramadı.” yanıtını verdi.
Büyükelçi Moore, “Durduramadı, derken neyi kastediyorsunuz?” sorusu üzerine ise şunları söyledi:
Moore, Türkiye’nin bu anlaşmadan haberi olup olmadığı sorusunu cevaplarken de SDG ismini kullanan PKK/PYD ile temas halinde olan koalisyon güçlerinin, yabancı olmayan DEAŞ üyelerinin tahliyesini öngören anlaşmayı önceden bildiklerini tekrarladı ancak Türkiye’ye bu konuda bilgi verilip verilmediğini bilmediğini aktardı.
Suriye’de Esed’in geleceğinin olmadığını ifade eden Moore, kendi halkından yüz binlerce kişiyi öldüren birinin Suriye’ye liderlik edemeyeceğini belirtti.
Moore, Esed’in gitmesi gerektiğine işaret ederek, “Ama hepimiz gerçekçiyiz ve sahadaki durumun farkındayız.” diye konuştu.
Esed’in hala iktidarda bulunduğu bir Suriye’de çözümün mümkün olmayacağına dikkati çeken Büyükelçi Moore, “Rusya’nın Suriye’de bir çözüme ulaşmanın kendi uzun dönemli çıkarlarına uygun olduğunu da anlayacağını umuyoruz.” şeklinde konuştu.
Moore, “Rusya tek başına sorumlu olacağı bir gelecek istemiyorsa Türkiye ile Soçi’de ve Astana’da makul şekilde konuşmalı. Rusya bizlerin geri kalanıyla da makul şekilde konuşmalı.” ifadesini kullandı.
NATO tatbikatındaki skandalı değerlendiren Moore, "Bu, hem Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı utanç verici bir olay. Ancak NATO Genel Sekreteri (Jens Stoltenberg) ve Norveçlilerin hemen özür dilediğini de göz önünde tutmak lazım. Bunun ne kadar can sıkıcı olduğunun farkına vardılar ve hiç tereddüt etmeden bir an önce özür dilediler. Bunun bir iki kişinin işi olduğunu, NATO'nun işi olmadığını vurgulamak önemli." ifadesini kullandı.
- Moore, önemli bir NATO ortağı ve üye ülkeler içinde en büyük ordulardan birine sahip olan Türkiye'nin NATO'dan uzaklaştığı yorumlarının yersizliğine işaret etti.
Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın alması kararını değerlendiren Moore, "S-400 tamamen Türkiye'nin egemen kararıdır. Türkiye almak isterse alır. Bu bir Rus ekipmanı olduğu için elbette bir uyum meselesi gündeme gelecektir." dedi.
Moore, Türkiye'nin NATO'nun önemli bir üyesi, İngiltere'nin değerli bir müttefiki olduğunu tekrarladı.
Moore, Kıbrıs’ta çözüme dair İngiltere’nin bir B planı olup olmadığına ilişkin soruya, Ada'da çözüme ulaşılmasını görmeyi çok istediğini belirterek “İsviçre’nin Crans Montana kentinde yürütülen müzakerelerde sonuca çok yaklaşıldı. Türkiye çok yapıcı bir rol oynadı. 'Bir B planımız var mı?' sorusuna gelince, biz bir B planı ortaya koyacak taraf değiliz.” dedi.
Ada'nın geleceğine Kıbrıslıların karar vermesi gerektiğini vurgulayan Moore, “İngiltere’nin bir B planı sunmasını beklemeyin. Bize düşen, iki toplumun şimdiye kadar BM önderliğinde yürütülen süreçte katettiği yolu desteklemektir. Kararı Kıbrıslılar vermeli. Garantör ülkeler İngiltere, Yunanistan ya da Türkiye’nin taraflar bir mutabakata varmadıkça yapabileceği bir şey yok. “ ifadesini kullandı.