25 yaşında iken İslamiyet'le tanışıp Müslüman olan eski İngiliz mankenlerden Kristiane Backer "Beni özellikle İslam sanatı cezbetti" dedi. Amerika'da George Washington Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan Prof. Seyyid Hüseyin Nasr'dan 'şeyh' diye bahseden Backer, "Onun İslam sanatı üzerine anlattıkları beni sarstı. Prof. Nasr'ın eserlerinin yanısıra başka birçok eseri de gözden geçirdim. Pakistanlı sufi müzisyen Ali Han'ın insanın içine işleyen derinlikteki eserlerini dinledim. O ana kadar bu kadar zengin ve ürpertici bir müzik dinlememiştim" açıklamasında bulundu.
Pakistan'da kanaati gördüm
Backer, İslam'ı bir din olarak benimsemesini ise şöyle anlattı: "Pakistanlı Müslüman bir erkek arkadaşım vardı. O beni İslam dünyasında önemli yer tutan kitaplarla ve Sufi müziğiyle tanıştırdı. Uzun süre İslam düşüncesi, sanatı, estetiği, müziği üzerine konuştuk, tartıştık. Martin Lings'in, Peygamberimiz'in hayatını anlatan kitabı ile 'Sufizm Nedir' ilk okuduğum ve beni en fazla etkileyen eserler. Ardından G. Eaton'ın 'İslam'ı ve 'İnsanlığın Kaderi'ni okudum. Ardından erkek arkadaşımla Pakistan'a gittim. Oradaki insanların yaşayışlarını gördüm. Fakir insanların kanaat, zenginlik ve bereket içinde süren hayatlarına şahit oldum. O evlerde tatmin, dinginlik ve huzur vardı. Bunun kaynağının İslam'ın insan hayatında sistemli bir şekilde kurduğu iç ve dış denge olduğunu idrak ettim."
Camiler gerçekten büyüleyici
Türkiye'deki camilerin kendisini büyülediğini söyleyen Backer "Bu sayede İslam'ın estetikten, müzikten, sanattan yana ne kadar zengin bir ana kaynak olduğunu anladım. İnsanlarınızı ve şehirlerinizi de çok sevdim. Özellikle de Konya'yı. İstanbul'da da bir Mevlevi tekkesini ziyaret ettim. İkram ve yemekleriniz de üstüne söz söylenemeyecek kadar güzel" şeklinde konuştu.
----------------- imza------------------
----------------- imza------------------