Geçmişte savunma sanayinin devamlı olarak önünün kesilmek istendiğinden bahseden İsmail Demir, “Türkiye’de ARGE’ye ayrılan kaynaklar oldukça arttırılmaya başlandı. Savunma sanayi tarihçimize baktığımızda önemli gelişmeler var, fakat bunların bir şekilde önleri kesiliyor, bir şekilde yol alamıyorlar. Burada acaba eksik olan ne? Şöyle tarihe bir baktığımızda iddialı projeler yapmak isteyenlerle alay edildiğini, önünün kesildiğini, hayalperestlikle suçlandığını görebiliriz. Veya bir irade eksikliği, ‘bu ülke bunu hak ediyor, bunu yapar kardeşim iradesinin’ eksikliğini görebiliriz. Son zamanlara baktığımızda, bu ülke, insanımız bunu hak ediyor ve yapabilir mantığı ile ilerliyoruz” dedi.
Türkiye’nin savunma sanayi noktasında denklemlerinin kendileri tarafından kurulduğunu da söyleyen Demir, “Yaptığımız fuarları çok sayıda yabancı heyet ziyaret ediyor. Herkes bu işi nasıl yaptığımıza bakıyor. Biz dünyada güç dengesi derken başkasının gözüne baktığımız aşamadan artık Türkiye’nin de gözüne bakıyoruz. Fikri köleleşmeği aştığımızda biz artık yürüyebiliyoruz. Bunu aşmak demek başarmak demek. Bugün İHA’lar SİHA’lardan herkes bahsediyor. Artık dünya markası oldu. SİHA’larımız oyun değiştirici olarak görülüyor. Bir yabancı ile yapacak olduğumuz işlerde inisiyatifi onlara bırakamayız. İşbirliği noktasında denklemi biz kurarız” şeklinde konuştu.
Biz daha iyisini yaparız
Yabancı bağımlılığı olmadan yürüyeceğiz
Demir, son olarak savunma sanayine hızla istihdam yapıldığını, tecrübe eksikliklerinin giderilmeye çalışıldığını ve gelişmelerle birlikte tamamen dışa bağımlılık olmadan ilerlemek istediklerini söylediği konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Tecrübe eksikliğimiz var, kalkmış en iddialı 5. nesil uçak yapmaya soyunduk. Uzaya gitmekten bahsediyoruz. Ama bir ülkenin en önemli varlığı kaynağı insan kaynağıdır. İnsan kaynağını korumak lazım. Geçen Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde idim, zamanında girilemeyen, birçok şehit verdiğimiz, 3-4 bin terörist olan bölgelerde, teröristler teknoloji sayesinde kalmadı. Bugün elimizdeki sistemler, kara, hava, deniz, roketler hepsinin gelişim sürecinde yabancı bağımlılığı olmadan yürümek asıl amacımız. Bir zamanlar bize başkalarının yapamazsınız, edemezsiniz gibi yaklaşımlarının geçersiz olduğunu teker teker gösteriyoruz. Bugün ambargoya maruz kaldığımız, her ürünle ilgili mutlaka bir projemiz başlıyor ve çok memnuniyetle görüyoruz ki, bize şuanda verilmeyen ve önümüzün kesildiği söylenen, bir ürünün hiçbir şekilde önünün kapalı olmadığını biraz uğraşmakla onun tekrar yerli yapılabildiğini görüyoruz. Gelecekte göreceksiniz daha nice uçaklarımız, füzelerimiz olacak ve daha da önemlisi sizlerden beklentimiz yeni yeni buluşlara yeni ufuklara doğru götürmeniz. Türkiye’de olup bitenin sadece Türkiye’ye ilgilendirmediğini bilelim. Biz gönül ve mazlum coğrafyasındaki insanların da umuduyuz. Bu yüzden çok çalışmak zorundayız.”