|

Kaderiniz kaderimiz

Çanakkale Zaferi'nin 100. yılında onbinlerce insan dua için camilere, anma töreni için Çanakkale'ye akın etti. Başbakan Davutoğlu, “Dizimizde derman kalmayıncaya, omuzlarımız toprağa değene kadar, bu aziz bayrağı omuzlarımızın üzerinden eksik etmeyeceğiz” diyerek şehitlere söz verdi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 19/03/2015 Perşembe
Güncelleme: 00:44 - 19/03/2015 Perşembe
Yeni Şafak

Türkiye, 18 Mart'ta şehitlerini yâd etti. Birinci Dünya Savaşı'nda o dönemin süper güçlerine Boğaz'ın dar edildiği destanı yazanlar dualarla anıldı. Muhteşem Çanakkale Zaferi'nin 100. yıldönümü, İslam coğrafyasında ve yurdun her yanında coşkuyla kutlandı. Vatandaşlar, şehitler için indirilen hatimler sonrası dua için sabah namazında camilere koştu. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın organizesiyle dün sabah her camide 'bulgur çorbası, üzüm hoşafı ve ekmek'ten oluşan 'Çanakkale menüsü' ikram edildi. Törenlerin en coşkulusu ise şüphesiz Gelibolu'da yaşandı. Savaşın yaşandığı yere akın eden vatandaşlar, bir kez daha 'Çanakkale geçilmez' dedi. Şehir merkezindeki 18 Mart Stadyumu'nda yapılan ilk törenin ardından Şehitler Abidesi'nde anma etkinlikleri düzenlendi. Birçok ülke lideri ve askeri heyetlerinin de yeraldığı kutlamalarda Başbakan Ahmet Davutoğlu duygu yüklü mesajlar verdi.



BİZE KARDEŞLİĞİ BIRAKTILAR


Çanakkale Savaşı'nın milletin bilince uyandırdığı en önemli hatıranın, 'milli birlik' olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Yurdumuzun her köşesinden şehadete yürüyenler, bundan sonra da yurt topraklarında ebediyen kardeşliğin tohumunu attılar. Aziz şehitlerimizin huzurunda bir kez daha söz veriyoruz; bıraktıkları kardeşlik mirası ebediyen taşınacaktır" dedi. “Çanakkale'de milletin kaderi değişti. Aziz şehitlerimiz; ruhunuz şâd olsun. Bıraktığınız emanet emin ellerdedir, emin ve sağlam omuzlardadır. Bu omuzlar, Seyit Onbaşı'nın omuzları kadar, yüreği kadar sağlamdır. Dizimizde derman kalmayıncaya kadar, omuzlarımız toprağa değene kadar, bu aziz bayrağı bir an bile omuzlarımızın üzerinden eksik etmeyeceğiz. Ölüme hazır bir milletten daha güçlü bir irade yoktur" ifadelerini kullanan Başbakan, şöyle konuştu:



HERKES OMUZ OMUZAYDI


“Diyarbakır'da, İzmir'de, Hakkari, Edirne, Rize ve Muğla'da da o aziz şehitlerin torunları omuz omuza geleceğe yürüyorlar, yürüyecekler. Prizren'e gidin, Üsküp'e gidin, Saray Bosna'da, Irak'ta, Bağdat'ta, Kerkük'te, Musul'da, Basra'da her yerde 'benim dedem de Çanakkale'de savaşmıştı' diyenleri görürsünüz. Çanakkale Savaşı'nda aziz İstanbul'un düşmemesi için Iraklılar, Suriyeli, Filistinli, Balkan kökenli, Kosovalı, Boşnak, Azeriler, hep beraber omuz omuza savaşmışlarsa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bugün de diyoruz ki, 100 yıl sonra o aziz şehitlerin torunları, onların torunlarının kaderi bizim kaderimizdir."



KALPLERİMİZ ONLARLA


“Suriye'nin, Irak'ın, Azerbaycan'ın, Balkanlar'ın kaderi Türkiye'nin merhamet ve şefkat elindedir. Can Azerbaycan'ın, Halep'in, Humus'un şehitleri adına hür Suriye'nin bayrağı buradadır. Irak'ın, bütün Balkanlar'ın, Ortadoğu'nun, Orta Asya'nın, Kafkaslar'ın kalbi Çanakkale savaşlarında bizimleydi. Şimdi de bizim kalbimiz, yüreğimiz onlarla beraber."



Mertçe savaşır mertçe barışırız


Avustralya literatüründeki bir Çanakkale hatırasını paylaşan Başbakan Davutoğlu, “Bir Avustralyalı anlatır. Der ki; 'tam da savaşın orta yerinde kısa bir ara verildiğinde, iki siper arasında bir askerimiz kalmıştı. Bir Türk askeri, karşı taraftan beyaz bir bayrak çekerek ilerledi ve omzuna aldığı düşman askerini bizim mevzilerin tarafına getirdi ve bıraktı.' İşte insanlık dersi bu. Bugün savaş hukukunun her türlüsünü çiğneyerek mazlumları kentlerde katledenler Çanakkale'ye gidip bu insanlık dersini almalıdır" dedi. Davutoğlu, “Karşı taraftakiler... Ecdadımızın yiğitçe savaştığı İngilizler, Fransızlar, Avustralyalılar, Kanadalılar, Yeni Zelandalılar ve daha niceleri. Onlarla kurduğumuz dostluklar dahi, insanlık için bir derstir. Bizim milletimiz savaştı mı mertçe savaşır, barıştı mı mertçe barışır" diye konuştu.



Biz nefes aldıkça...


Türkiye'yi değil namerde, merde dahi muhtaç etmeyeceklerini söyleyen Başbakan Davutoğlu, “Biz nefes alırken, dünyada zalimler rahat uyuyamayacak. Siz nefes alırken, nasıl mazlum milletlere ilham kaynağı olmuşsanız, biz nefes alırken, mazlum milletler sığınmak istediklerinde, bağrımızı onlara açacağız. Nasıl 2 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimizi bağrımıza basmışsak, nasıl Bosna Savaşı'nda Boşnakları, nasıl Kosova Savaşı'nda Kosovalıları, nasıl Halepçe'den gelen kardeşlerimizi bağrımıza basmışsak, Anadolu toprakları, sizin emanetiniz topraklar, mazlumların merhamet diyarı olacak. Kim bu milletin arasına nifak sokacaksa, sokmaya planlarsa onun karşısında Çanakkale ruhuyla tam ve bir bütün içinde ayakta duracağız" diye konuştu.



Sarı siyah izler var


Öğrenim gördüğü İstanbul Lisesi'nden 50 öğrencinin o dönem Çanakkale'de şehit olduğunu hatırlatan Davutoğlu, şehadeti simgeleyen sarı-siyah renklerin sırrını şöyle anlattı: “İstanbul Lisesi'nden Çanakkale'ye savaşmak üzere giden 50 öğrencinin, bir dönem öğrencisinin hepsi Kabatepe'de şehit olunca, bu haber İstanbul Lisesi'ne geldiğinde, geride kalanlar önce Fatiha okurlar, sonra da lisenin kapılarını ve pencere pervazlarını siyaha boyarlar ve hepsi tekrar gönüllü olurlar. Lisenin duvarları sarı renk olduğu için kapılar ve pervazlarla birlikte sarı-siyah renkleri hâlâ İstanbul Lisesi'nin sembol renkleri olur. Beni etkileyen ikinci husus ise lise binasının Düyun-u Umumiye binası olmasıydı. Yani Osmanlı'yı çökerten dış borçların idare edildiği bina. Yani sömürgeci bir ekonominin hüküm sürmekte olduğu bina... O büyük kapıları, kasa kapıları gördüğümüzde, bir imparatorluk iktisaden çökmüş yapısıyla direnirken kahramanca direnen bir milletin fertlerinin aynı mekanda buluşması hepimizin ruhunda derin bir iz bırakmıştı."






#Çanakkale Savaşı
#18 Mart
#destan
#Kurtuluş Savaşı
#Davutoğlu
9 yıl önce