|

Katar'da Türk üssüne İran ne der?

Gerçek Hayat Dergisi yazarı Sevda Dursun bu hafta köşesinde Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği (ORDAF) Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun’a yer veriyor. Katar’daki Türk üssüyle ilgili tarihi ve dikkat çeken açıklamalarda bulunan Kurşun, ilk askeri ittifakın Osmanlı zamanında kurulduğunu belirtiyor.

Yeni Şafak
10:49 - 17/12/2015 Perşembe
Güncelleme: 11:08 - 17/12/2015 Perşembe
Gerçek Hayat

Prof.Dr. Zekeriya Kurşun konuşmasına başlarken Katar'ın tarihine değiniyor.



1871'de ilk istikrarlı askeri üssün kurulmasıyla Bahreyn'de İngiliz nüfusu, Katar'da Osmanlı nüfusu hâkimiyet gösterdi. Bununla birlikte Katar'ın siyasi ve sosyal olarak gelişimi başlamış oldu. İngilizler ve Osmanlı arasındaki bu rekabet birçok taviz karşılığında 1913'te yapılan bir anlaşma ile Katar'ın Osmanlı'ya bağlı özerk bir kaymakamlık olmasına karar verildi. Ancak 1. Dünya Savaş'ından sonra Katar'la birlikte, Körfez bölgesi İngiliz işgali altına girdi. İngilizler 'in hâkimiyeti doğal kaynaklara bağlı olarak zor bir şekilde çekilmiş, bu geri çekilme Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki şeyhlerle arasını iyi tutarak sağlanmıştır. Katar'ın sonraki dönemlerde siyasi anlamda saf dışı bırakılması bu dönemlere dayanıyor.



Katar bir kez daha farklılaşıyor


Katar'ın bağımsızlığından sonra iki temel sorunla karşı karşıya kaldığını belirten Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, ilk sorunun uluslararası arenada varlık göstermek, ikinci sorunun da komşularına karşı güvenli bir ülke kurabilmek olduğunu söylüyor. Katar'ın dünyadaki varlığını göstermeye çalıştığı ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu dönemde Katar'la ilişkilerin yok denecek seviyede olduğunu belirten Kurşun, 1980'li yıllarda Ortadoğu açılıma paralel olarak burada elçiliğin kurulduğunu anlatıyor.



2000'li yıllarda ivme kazanan Türkiye-Katar ilişkilerinde 2003'teki Amerika'nın bölgeyi işgal sürecinin etkili olduğunu söyleyen Kurşun sözlerine şu cümleleri ekliyor;



“…Bugünkü Türkiye-Katar ilişkileri tamamen 2002'den sonra ortaya çıkmıştır. Çünkü 2003 yılında Amerika'nın bölgeyi işgali sürecinde, ABD askeri Suudi Arabistan'ın içinden harekât yapamayacağı için, Katar bir ABD üssü haline dönüşecektir. İşte bu süreç içerisinde ABD'nin Türkiye ile de stratejik ortaklıklar geliştirmesi, tabii olarak, Türkiye'nin Katar'la da yakınlaşmasına bir başka neden teşkil edecektir."





Prof. Dr. Zekeriye Kurşun tarihsel süreçte Katar ile Türkiye arasında herhangi bir olumsuz tavrın olmadığını söylerken, Katar'ın Ortadoğu politikasında Türkiye'yi yanına almasının sebebi olarak, Körfez'deki sıkışmışlıktan ve Avrupa'ya göre müstemleke olmaktan kurtulmak olduğunun altını çiziyor. Bunun için Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kurşun, Türkiye açısından da Katar'ın ülkemiz tarihinin derinliğini temsil ettiği için diğer Arap ülkelerinden ayrılarak üzerinde politikalar geliştirilen isabetli bir ülke olduğunu söylüyor.



Katar'da askeri üssün kurulmasıyla ilgili Sevda Dursun'un sorusunu cevaplayan Zekeriya Kurşun, üslerin her zaman savaş amaçlı kurulmadığını, karşılıklı menfaatlerin öne çıkıp, hem bölgedeki denge unsuru hem de muhtemel çatışmaların bir önleyici unsuru olacağının sinyallerini veriyor.



Katar'da 2003'te Amerika'nın Al Udeid hava üssü kurulduğunu ancak o dönemde Türkiye'nin de üssü bulunsaydı Irak'ın durumunun çok farklı olacağını anlatan Kurşun, Türk üssünün bulunmasının körfezdeki en büyük tehlike olan İran korkusunu da hafifleteceğine dikkat çekiyor. Böylelikle Avrupa ve Amerikan üslerinin de azalacağını ifade ediyor.



Katar ayağınızı basabileceğiniz son nokta


Zekeriya Kurşun, iki ülke arasındaki en büyük yakınlaşmanın Arap Bahar'ında olduğunu söylüyor. İslam ülkeleri arasında ayağımızı basabileceğimiz son nokta olduğunu söylerken bu ilişkiden rahatsız olan ülkeleri, Soğuk Savaş dönemindeki bölge hâkimiyeti rekabetiyle, başta Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Mısır ve İran olarak sıralıyor.





LNG anlaşması, psikolojik rahatlamadır


Projenin uzun yıllara dayanması hatta Suriye'de LNG istasyonlarının geliştirilip depolanması Rusya'yı kızdırmış ve Suriye'ye destek vererek bu projeyi baltalamak istemişti. Ancak bugün Türkiye Katar'dan gaz alma talebinde bulundu. Türkiye'nin, Katar'daki varlığını oradaki gazdan istifade etme üzerine bina edemeyeceğini, bu durumun sadece iyi ilişkilerin bir sonucu olduğunu söyleyen Kurşun cümlelerini şöyle sonlandırıyor;



“…Oranın en büyük tüketicisi, endüstri devleri ülkeler. Siz oradaki üretimin daha üstüne çıkıp zaten gaz alamazsınız. Dolayısı ile bütünüyle alternatif bir alan değildir. Fakat bu psikolojik bir rahatlatmadır. Rusya'ya karşı alternatiflerin olduğunu gösterme gayretidir. Belki de bu ilişki Katar'la gelecekte kurulacak ilişkilerin de boyutlarının daha ileriye taşıması için bir vesile olabilir."





#Gerçek Hayat Dergisi
#Katar
#Türkiye
#Türkiye üssü
8 yıl önce