|

Körfez krizi

Suudi Arabistan’ın başını çektiği Bahreyn, BAE ve Mısır’ın dahil olduğu yedi ülkenin dün Katar ile diplomatik ilişkileri kesme kararı gündeme bomba gibi düştü. Karar, yakın zamanda taraflar arasında başlayan, İran ve Müslüman Kardeşler Teşkilatı eksenli gerilimin sonrasında geldi. Katar ise kararı iftira kampanyası olarak değerlendirerek amacın ülkeyi vesayet altına almak olduğunu savundu.

Yeni Şafak
04:00 - 6/06/2017 Salı
Güncelleme: 04:08 - 6/06/2017 Salı
Yeni Şafak
Katar Şeyhi El Tani ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz
Katar Şeyhi El Tani ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz

Son bir ayda Körfez Ülkeleri ile Katar arasında yeniden baş gösteren gerilim yeni bir boyuta taşındı. Başta Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olmak üzere Yemen, Libya ve Maldivler, Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiklerini ilan etti. Dün sabah saatlerinde Suudi Arabistan Resmi Haber Ajansı SPA’da yayınlanan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, ülkenin milli güvenliği için Katar ile tüm diplomatik ilişkilerin kesildiği, deniz ve hava sınırlarının da kapatıldığı bildirildi.Suudi Arabistan’ın ilgili kararını Bahreyn, BAE ve Mısır’ın benzer kararları izledi. Dört ülke de Katarlı diplomatların ülkelerinden 48 saat içinde ayrılmasını isterken, Katar vatandaşlarına ise 14 günlük süre tanıdı. Dört ülkeye gün içinde Yemen, Libya ve Maldivler de destek verdi. Katar, yedi ülkenin aldığı diplomatik ilişkileri kesme kararını “meşru hiçbir zemine dayanmadığını” belirterek, “egemenliğinin ihlal edildiği” cevabını verdi.

HAVA, KARA VE
DENİZDEN YASAK

Katar ile diplomatik ilişkileri kesme kararı alan Suudi Arabistan’dan yapılan açıklamada, milli güvenlik vurgusu yapıldı. Açıklamada, “Doha’nın açık ve gizli gerçekleştirdiği ciddi ihlaller, terör örgütlerini barındırarak teröre destek vermesi, basın yayın organlarında terör örgütlerinin propagandasını yapması, Katif ilindeki İran bağlantılı terör eylemlerini desteklemesi, aşırıları barındırması, Yemen’deki Husi militanları desteklemesi sonrasında Suudi Arabistan’ın bu kararları almak durumunda kaldığı” iddialarına yer verildi. Katar aynı zamanda, Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen’de Husilere karşı oluşturulan Uluslararası Koalisyon’dan da çıkarıldı. Yerel medya, Suudi Arabistan hükümetinin, Katar’daki Al Jazeera kanalının yayın lisansını iptal işlemlerini başlattığını aktardı. Suudi Arabistan hükümeti, Katar’daki Al Jazeera kanalının yayın lisansını iptal etme ve ülkedeki ofislerini kapatma sürecini başlattı. Katar’ın tek kara yolu çıkışı olan Suud sınırı da kapandı.


BAE DE RİYAD’I
TAKİP ETTİ

BAE resmi haber ajansı ENA’da yayınlanan Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Bahreyn ve Suudi Arabistan’ın Katar ile ilişkileri kesme kararının desteklendiği, BAE’nin de Katar ile tüm diplomatik ilişkileri kestiği belirtildi. Ülkede bulunan Katarlı diplomatların 48 saat içinde, Katar vatandaşlarının da 14 gün içinde ülkeyi terk etmesi gerektiği, BAE vatandaşlarının da Katar’a seyahatinin yasaklandığı bildirildi. Açıklamada, Katar ile deniz ve hava sınırlarının da kapatıldığı kaydedildi.

DARBECİ
SİSİ DE KATILDI

BAE ve Suudi Arabistan’ın desteğiyle Mısır’da kontrolü sağlayan darbeci Sisi rejimi de Katar’a yönelik diplomatik saldırıda ön safta yer aldı. Mısır Dışişleri Bakanlığı “düşmanca tutumları” nedeniyle Mısır’ın Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiğini bildirdi. Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Katar’ın “El Kaide ve DEAŞ fikrini yaydığı, Sina Yarımadası’ndaki terör örgütlerini desteklediği, ayrıca Mısır ve diğer Arap ülkelerinin iç işlerine karıştığı” savunuldu. “Mısır yönetimi, düşmanca tavırları, Müslüman Kardeşler Teşkilatı (Ihvan) yöneticilerini ülke topraklarında barındırması ve Mısır milli güvenliğini tehdit eden terör örgütlerinde destek vermesi nedeniyle Katar ile diplomatik ilişkileri kesmeyi kararlaştırmıştır.”Açıklamada, Katar’ın ulaşım ve taşıma araçlarına Mısır’daki havaalanları ve limanların tümünün ülke milli güvenliği için kapatıldığı da kaydedildi.

4 ülkenin Katar’la diplomatik ilişkilerini kesmesinin ardından Yemen de benzer bir adım attı. Yemen, Katar’ın uluslararası koalisyondan çıkarılması kararını da desteklediğini belirtti. Suudi Arabistan merkezli Al Arabiya televizyonu, Maldivler’in de Katar’la diplomatik ilişkilerini kestiğini aktardı.

İFTİRA KAMPANYASI

Katar Dışişleri Bakanlığı, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır’ın kendisi ile diplomatik ilişkileri kesmesine ilişkin yaptığı ilk açıklamada, “Karardan üzüntü duyuyoruz. Körfez ülkelerinin Katar’la ilgili kararı gerekçesiz ve haksız bir karar. Katar’a karşı alınan bu karar geçersiz kalacaktır. Ortaya atılan iddialar gerçek dışı. Bu diplomatik kesinti, Katar vatandaşlarının hayatını etkilemeyecek.” ifadelerine yer verdi. Katar’ın bir süredir “amacı devlete zarar vermek olan ve tamamı uydurma olan bir iftira kampanyasına maruz kaldığına” işaret edilen açıklamada, Katar’ın Körfez İşbirliği Konseyi’nin (KİK) aktif bir üyesi olduğu, KİK’te alınan kararlar ve sözleşmelere bağlı kaldığı, diğer ülkelerin egemenliğine saygı duyan, ülkelerin içişlerine müdahale etmeyen, görevi olduğu üzere terör ve aşırılıkla mücadele eden bir ülke olduğu vurgulandı. Açıklamada ayrıca, kararların Mısır ile eş zamanlı ilan edilmesine dikkat çekilerek, amacın Katar’ı vesayet altına almak olduğu kaydedildi.

İsrail dört köşe

Körfez’deki kriz en çok İsrail’i sevindirdi. İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman, “Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki kriz, Arap ülkeleriyle iş birliği yapmak için İsrail’e büyük fırsat sunuyor. Arap ülkeleri bile bu bölgedeki riskin İsrail değil, terörizm olduğunu anladı.” dedi.


Havayolları karşılıklı seferleri durdurdu

Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri Katar ile diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyurduktan sonra büyük havayolu şirketleri Katar’la uçuşları durdurdu. Bunun karşılığında Katar Havayolları da Suudi Arabistan’a uçmuyor. Emirates ve Flydubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Katar ile diplomatik ilişkileri kesme kararı nedeniyle yarın itibariyle Doha- Dubai arasındaki uçuşları durduracak. Bunun yanında Etihad Airways de bugün itibariyle Doha ile olan uçuşları yeni bir karara kadar durdurma kararı aldı.

Kriz nasıl gelişti

Katar Resmi Haber Ajansı (QNA), 23 Mayıs gecesi Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’ye atfedilen “ABD’ye karşı ve İran’ı destekleyici” açıklamalar yayınlamıştı. Açıklamalar kısa süre içinde medyada geniş şekilde yer almıştı. Bundan birkaç saat sonra açıklama yapan Katar hükümeti İletişim Dairesi Direktörü Şeyh Seyf bin Ahmed Al Sani, QNA sitesinin siber saldırıya uğradığını duyurmuştu. Katar Dışişleri Bakanlığının açıklamasında da QNA’nın siber saldırıya uğradığı ve yayınlanan haberlerin gerçeği yansıtmadığı, medya organlarından bu açıklamaları dikkate almalamaları talep edilmişti. Katar’dan gelen açıklamalara rağmen BAE ve Suudi Arabistan basınında Al Sani’ye atfedilen açıklamalar kullanılmaya devam etmişti. Son olarak 3 Haziran’da BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe’nin e-posta adresi hacklenmiş ve bilgiler basına sızmıştı.

Diplomasi
trafiği

Kriz diplomasisi akşam saatlerinde de devam etti. Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alevi bin Abdullah, Katar’ın Başkenti Doha’ya giderek mevkidaşı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir araya geldi. Görüşmede iki ülke arasındaki ilişkiler ile bunları güçlendirme yolları ele alındı. Suudi Arabistan Kralı Selman’ın Danışmanı Faysal bin Abdulaziz Al Suud ise Kuveyt’e gitti. Danışmanla görüşen Kuveyt Emiri el Sabah ardından Katar Emiri Al Sani’yi aradı. Sabah, görüşmede krize ilişkin “durumun yatıştırılması ve tansiyonun yükseltilmemesi” mesajı verdi.

ABD’nin
askeri üsleri

Katar, ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM), bölgedeki operasyonları yönettiği el-Udeid hava üssüne ev sahipliği yapıyor. Üste 10 bin civarında Amerikan askeri personeli görev yapıyor. Üs son olarak DEAŞ’e yönelik saldırıların harekat merkezi olarak görev yapıyor.


TRUMP YEŞİL IŞIK YAKTI

Körfez’de yaşanan sıcak gelişmeyi uzmanlar Yeni Şafak’a yorumladı. Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Birol Akgün, “Suudi Arabistan’ın uzun süredir Katar’la sorunları vardı. Katar’a yönelik çok sert kararları daha önceden almak istiyordu. Ancak Amerikan yönetiminden net bir cevap alamadığı için orta yollu çalışıyordu. En son Trump’ın Arabistan ve İsrail ziyaretlerinden sonra, Katar’a yönelik alınan bu kararları, Amerikan yönetiminin yeşil ışık yakması olarak değerlendiriyorum. Bu adım ile ABD ve İsrail, soğuk savaş dönemindeki ittifak ilişkilerini tazelemek istiyor. Meşru halk hareketlerini destekleyen Katar’ın pasifize edilmesiyle körfez siyaseti ABD ve İsrail politiklarına tam bağımlı hale gelecek. Katar’a yönelik alınan karara Türkiye’yi de çekmek isteyeceklerdir ” yorumunda bulundu.


SEBEBİ MONARŞİYİ KORUMAK

Katar krizinin ortadoğu’daki mevcut sistemi korumak amaçlı olduğunu belirten Ortadoğu Uzmanı Gazeteci Resul Serdar Ataş, “Körfez monarşileri İhvan ve Hamas gibi meşru siyasal İslam hareketlerini tehdit olarak gördüğü için bitirmek istiyor. Türkiye ve Katar ise bu hareketlerin meşru olduğunu, adil ve özgür seçimlerle temsil hakkı verilmesini savunuyor. Temel fikir ayrılıklarından biri de bu. ABD ise bir yandan İran’ı kuşatmak diğer yandan da bölgedeki meşru halk hareketlerini bitirmeye çalışıyor.” yorumunda bulundu.

TÜRKİYE ÇÖZER

Türkiye’nin pozisyonun etkili olacağını belirten Ortadoğu Uzmanı Cahit Tuz, “Körfez’deki mevcut diplomatik krizin çok uzun süreceğini düşünmüyorum. Taraflar uzun süreli bir siyasi çatışmaya giremezler. Çünkü Suudi Arabistan Yemen krizi, ülkesindeki ekonomik kriz başta olmak üzere önemli sorunlarla uğraşıyor. Katar da ekonomisi çok güçlü ülkelerden biri. Belli bir seviyeden sonra ilişkilerin düzelmesi için anlaşma zemini oluşacaktır. Bu noktada da bölgede çözüm üreten Türkiye’nin arabuluculuğuna ihtiyaç duyulacaktır. Böylece Türkiye’ye alan açacak. Türkiye’siz kesin bir çözüm düşünülemez. Bu sistemin başarıyla uygulanabilmesi için demokrasi ve kurumsal istikrar tecrübesi olan Türkiye’ye ihtiyaç duyulacaktır. körfez krizini bölge geleceği açısından sağlam adımlar atmalıyız” dedi.


KATAR’I CEZALANDIRIYORLAR

Katar hükümetinin güçlü olduğunu vurgulayan SETA Uzmanı Can Acun, “Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Suudi Arabistan Arap Baharı sürecinde de çok ciddi fikir ayrılıkları yaşamıştı. Daha sonra bir şekilde dondurulmuştu. Şimdi de farklı gerekçelerle soğutulan kriz yeniden ısıtıldı. Katar değişimi destekleyen siyasi hareketleri destekliyor. Bu nedenle de Katar’ı cezalandırmak istiyorlar. Özellikle Suudi Kralın oğlu Muhammed Bin Selman Katar karşıtlığıyla biliniyor. Mevcut yönetime darbe ihtimali de çok güçlü. Çünkü Mısır’da da halk iradesiyle seçilen Mursi’ye karşı yapılanları gördük. Katar hükümeti tabii ekonomik ve siyasi olarak daha güçlü. Bu nedenle istediklerini kolayca elde edeceklerini düşünmüyorum” açıklamasını yaptı.

Türkiye: Karardan üzüntü
duyuyoruz

Türkiye, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krize ilişkin, söz konusu ülkelere kendi aralarındaki görüş ve yaklaşım farklılıklarını diyalog yoluyla çözmeleri temennisinde bulundu. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, “Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır’ın bu sabah Katar ile diplomatik ilişkilerini kesme ve Katar’a yönelik bazı yaptırımlar uygulamaya koyma kararı aldıkları öğrenilmiştir. Bu karardan büyük üzüntü duyuyoruz.” ifadesi yer aldı. Bölgenin çeşitli ülkelerde devam eden krizler nedeniyle derin bir istikrarsızlıktan geçtiği vurgulanan açıklamada, “Böyle bir dönemde bölgesel dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’nin stratejik iş birliği içinde olduğu, bölgesel barış, güvenlik ve istikrar bakımından önemli bir role sahip bulunan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyelerinin kendi aralarındaki görüş ve yaklaşım farklılıklarını diyalog yoluyla çözmeleri en halisane temennimizdir.” denildi.Açıklama, şunlar kaydedildi: “Terörizmle mücadele başta olmak üzere bölgemizin karşı karşıya olduğu tehdit ve sınamalarla, ancak birlik ve beraberlik içinde mücadele edilebileceği unutulmamalıdır. Türkiye, bölgesinin sorumlu bir aktörü ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Zirve Dönem Başkanı olarak dost ve kardeş ülkeler arasında yaşanan bu anlaşmazlığa en kısa sürede çözüm bulunması hususunda üzerine düşeni yerine getirmeye hazırdır.”

Ekonomik
etkileri

Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Libya ve Yemen Katar’la diplomatik ilişkilerini kesti. Bu hamlenin gıda, havacılık, ticaret alanları başta olmak üzere Katar ekonomisi ve bu ülkede iş yapan şirketlere ciddi etkileri olabilir. Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır da Katar’a uçuşları durdurduklarını ve hava sahalarını Qatar Airways uçaklarına kapattıklarını açıkladı. Doha üzerinden Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlama iddiasıyla büyüyen Qatar Airways diplomatik ilişkilerin kesilmesinden en zararlı çıkacak kuruluş olabilir. Çevre ülkelerinin hava sahalarının yasaklı olması büyük bir sorun oluşturacak. Uçuş rotaları değişmek zorunda kalacak ve uçuşların süreleri kaçınılmaz olarak artacak. Avrupa’ya yolculukların süresi 5-6 satten 8-9 saate çıkacak. Yakıt masraflarının artması dışında, yolcuların duyduğu memnuniyetsizlikle başka havayollarını tercih etmesi ise kaçınılmaz.

Gıda krizi büyüyebilir

Çöl iklimi nedeniyle gıda yetiştirmekte zorlanan Katar’da her gün yüzlerce kamyon sınırı geçiyor ve Katar’a gıdanın yüzde 40’ının bu yolla girdiğine inanılıyor. Katar’ın karadan tek sınır komşusu Suudi Arabistan sınırı kapatacağını açıkladığı için Katar havadan ve denizden gıda ithalatına mecbur kalacak. Bu durumun da enflasyona yol açacağı ve gıdanın çok daha pahalı hale gelmesiyle halkın kraliyet ailesi üzerinde lider ve siyaset değişikliği baskısı kurabileceği söyleniyor. 2015 verilerine göre Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri 310 milyon dolarla Katar’ın en büyük iki gıda ihracatçısı konumunda.



DÜNYA’DAN TEPKİLER
Kremlin’den istikrar
ve barış vurgusu

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Suudi Arabistan başta olmak üzere bir dizi Arap ülkesinin Katar ile diplomatik ilişkilerini kesme kararı almasına ilişkin olarak, “Körfez bölgesinde istikrarlı ve barışçıl bir atmosfer olmasını isteriz” dedi. Peskov “Rusya elbette Körfez ülkeleri ile olan ilişkilerine değer veriyor. Onlarla yoğun yatırım ve ekonomik ilişkilerimiz var. Şüphesiz ki bu iyi ilişkilerin desteklenmesini ve Körfez bölgesinde istikrarlı ve barışçıl bir atmosfer olmasını isteriz” ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ise taraflara diyalog çağrısı geldi. Tillerson, “Tarafların, birlikte oturup farklılıklarını konuşmasını destekliyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi dağılmamalı” dedi.

#​Suudi Arabistan
#Katar
#Bahreyn
#Müslüman Kardeşler Teşkilatı
#İran
7 yıl önce