|

Misak-ı Millî gelir Kürt sorunu biter

Tarihçi Mustafa Budak, Derin Tarih dergisinin ocak sayısı için kaleme aldığı yazıda, Misak-i Millî sınırlarının yeniden gündeme gelmesiyle Kürt sorununun çözümünün kolaylaşacağını belirtti. ''Kürt sorununun devası Misak-ı Milli''de'' başlıklı yazıda Budak, Türk dış politikasında bu doğrultudaki hedefi görmek için Dışişleri Bakanı Davutoğlu''na bakmanın bile yeterli olacağını kaydetti

İstihbarat Servisi
00:00 - 3/01/2013 Perşembe
Güncelleme: 23:39 - 2/01/2013 Çarşamba
Yeni Şafak
Misak-ı Millî gelir Kürt sorunu biter
Misak-ı Millî gelir Kürt sorunu biter

İslam''ın son karakolu Osmanlı Devleti yıkılırken yeni bir ruh ve yeni bir heyecan uyandı ''kurtuluş'' ümitleri adına. Son Osmanlı Meclis-i Mebusan''ında 28 Ocak 1920''de resmî olmayan bir oturumda kabul ve 17 Şubat 1920''de ise dünya parlamentolarına ilân edilen Misak-ı Milli, işte bu ''kurtuluş'' umudunun adıydı. Toplam 6 madde olup imanın 6 şartından kinaye ''Millî Mücadelenin Amentüsü'' diye de adlandırılan Misak-ı Milli, Türkiye''nin kuruluşunun da ana mayası oldu. Derin Tarih dergisinin ocak sayısında yer alan ''Kürt sorununun devası Misak-ı Milli''de'' başlıklı dosyada, Misak-ı Milli''nin Türkiye''nin kuruluşundaki önemi ve muhtevasının yanısıra, 80 yıllık bir problem olarak Türkiye''nin gündeminden düşmeyen Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayabilecek yönlerine işaret ediliyor. ''Ortak din İslam ve ortak vatan Anadolu'' faktörü Türkiye''nin toprak bütünlüğünü ve sosyal barışını tehdit eden Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıracaktır'' denilen dosyada, ''Sırf bu nedenle bile 1920''lerin başında yeni bir milletin inşası sürecinde ideal olarak benimsenmiş olan Misak-ı Millî üzerine yeniden düşünmeye değer'' tespiti yapılıyor.

ORTAK PAYDA İSLAM

İstanbul Üniversitesi Ebebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Budak''ın kaleme aldığı dosyada, Misak-ı Millî esaslarının Erzurum ve Sivas kongrelerinde Mustafa Kemal Paşa tarafından belirlendi, ancak bunun doğru olmadığı ifade ediliyor. Misak-ı Millî Beyannamesi''nin, 18 Ocak 1919''da başlayan Paris Barış Konferansı''nda Osmanlı Devleti''nin geleceğinin görüşüldüğü bir dönemde, işgal altındaki bir hükümetinin barış şartlarını ortaya koyduğunu kaydeden Budak, beyannamenin son Osmanlı Meclis-i Mebusan''ında 28 Ocak 1920''de resmî olmayan bir oturumda kabul ve 17 Şubat 1920''de ise dünya parlamentolarına ilân edildiğini anlatıyor.

Sınırların içinde Musul da var Halep de

Misak-ı Millî esaslarının Türkiye''nin hem toprak bütünlüğünü hem de sosyal barışını tehdit eden Güneydoğu/Kürt sorununun çözümünü kolaylaştıracağını belirten Budak, ''Bu esaslar bugün geleneksel Türk dış politikası için millî meşruluk kaynağıdır. Özellikle Musul''un kaybedilmiş olması Türkiye için bir ''millî ukde'' hükmündedir'' ifadelerini kullanıyor. ''2000''li yıllardan beri Irak''ta yaşanan gelişmeler sürecinde Türkiye''nin gösterdiği ''Kerkük hassasiyeti'' bu açıdan değerlendirilmelidir'' uyarısında bulunan Budak, Türk dış politikasında Misak-ı Millî hedefini görmek için sadece Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu''na bakmanın bile yeterli olacağına işaret ediyor. Yeni Türkiye sınırlarının somutlaşmış halinin 23 Haziran 1919 muhtırasında ortaya konduğunu belirten Budak, şunları dile getiriyor: ''23 Haziran muhtırası batıda Gümülcine, kuzeydoğuda Batum, doğuda Nahçıvan, güneydeyse Akdeniz''den itibaren doğuya doğru, Lazkiye''nin kuzeyinden, İbn-i Hani burnundan başlamak üzere Halep, Deyr-i Zor ve Miyadin''i içine alıp Musul, Kerkük ve Süleyman livalarını kapsayan ''yeni Türkiye sınırları''nı belirlemiştir.''


11 yıl önce