Milli Görüş Hareketi’nin önemli isimlerinden şair, yazar ve ressam Mustafa Yazgan, dün sabah vefat etti.
Cenazesi, öğle vakti kılınan namazın ardından Karamürsel Yeni Mezarlığı’na defnedildi.
Necip Fazıl Kısakürek’in talebelerinden olan Mustafa Yazgan
, İslam davası uğruna son nefesine kadar verdiği mücadele ile biliniyor. Necip Fazıl’la dava uğruna üç sefer Anadolu’yu gezen yazarın, 1972 yılında yazdığı Sessiz Çığlık romanı, İslami kesimin ilk aşk romanı niteliğinde.
1940, Gaziantep doğumlu olan Yazgan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni 5. olarak kazanıp, oradan mezun oldu. Türkiye ve Ortadoğu Kamu Yönetimi Enstitüsü’nde asistan olarak görev yaptı.
1965’ten sonra Anadolu sathında konferanslara başladı. Aynı tarihlerde çeşitli yayın organlarında ilmi, fikri, aktüel yazılar yazdı. Ülkemizde Ahlaki Çocuk Yayınlarını başlatan ilklerden olan yazarın bugüne kadar 30 küsur kitabı ve bini aşkın makalesi yayınlandı.
“Bizde emeklilik yok, ölünceye kadar koşturmak var”
diyen Yazgan’la 6 yıl önce Diriliş Postası’nda yaptığım röportajda şu ifadeleri kullanmıştı. “İnanır mısınız, 75 yaşa geldiğimin farkında değilim. Çünkü öyle bir davaya sevdalanmışız ki, bunu samimiyetle kendine dava edinen kişi yaşlanmaz. Denenmiş, karşınızda işte.”
Maddi, manevi, ahlaki, tasavvufi, her türlü mükemmeliyet
içerisinde yetişerek eserler veren Mustafa Yazgan, edebiyat dışında birçok alanda da çalıştı.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda özel kalem müdürlüğü ve Batı dilleri çevirmenliği (1966-1967), Milli Prodüktivite Merkezi’nde uzmanlık (1967-1968), Türk Taşıt İşverenleri Sendikası’nda uzmanlık (1968-1969), Şanlıurfa Ortaokulun’da İngilizce öğretmenliği (1970-1971) görevlerinde bulundu.
Bir süre yayıncılık da yapan Yazgan, ardından Sanayi Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda müşavirlik (1977-1980) yaptıktan sonra yeniden yayıncılığa döndü. 12 Eylül 1980 askeri yönetimince tutuklanarak Mamak Askeri Ceza- evi’nde 9 buçuk ay hapis yattı. Yazgan, 1982 yılında Ankara’dan ayrılarak Kocaeli’ne yerleşti. Kısa bir süre MSP’de politika yapan Yazgan, daha sonra tüm zamanını yazı ve yayın faaliyetlerine ayırdı.
