Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve 365 oda ve borsa başkanı ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda biraraya geldiği istişare toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
Cumhurbaşkanlığında mevcut teşkilatlanma yapısını farklı bir Türkiye için yeterli bulmadığımızdan dolayı yeni teşkilatlanma yapısıyla birlikte çok daha farklı bir adım atalım istiyoruz. Ekonomiyi yakından takip edecek, ekonominin tüm taraflarıyla istişarelerimizi eskisi gibi sürdürecek, dertlerinizi, şikayetlerinizi, öneri ve tavsiyelerinizi yine dinleyecek, bunları istişare edecek, bunlara birlikte çözüm üreteceğiz.
Son 1,5 yıldır Türkiye, içeriden ve dışarıdan belli operasyonlarla, girişimlerle hedef alındı. Sanmayın ki bunlar şahsıma, hükümete ya da belli bir partiye yöneliktir. Bu operasyonun veya operasyonların tamamı Türkiye’ye, ekonomiye ve bağımsızlığa yönelik operasyonlardır. Daha önce yapılan operasyonların arkasından ‘Bu adımların arkasında bir üst akıl var’ dedim. Sordular ‘üst akıl kim?’ Dedim ki ‘onu siz araştıracaksınız. Kim olduğunu biliyorsunuz.' Türkiye’nin bağımsızlığına İstiklal Marşı’nda ifade edildiği gibi o namahrem elin uzanmasına asla müsaade etmeyeceğiz.
Bir yıl önce 17 Aralık’ta yargı içindeki bazı odaklar harekete geçti. Bazı operasyonlar yaptılar. Bahane yolsuzluk iddiasıydı. 17 Aralık’ta eğer bu oyunu görmeseydik, 25 Aralık operasyonunu yapacaklardı. Her şey hazırdı, Başbakan nasıl alınacak, bakanlar nasıl alınacak, bürokratlar, iş adamları nasıl alınacak bunların planı hazırdı. Bizimle ilgili iddianameler hazırdı. Bunların hepsi elimize geçti. Hatta bizim alınmamızdan sonra kurulacak hükmet, başbakan, bakanlar dahi tek tek hazırlanmıştı. Bunların bütün belgeleri, delilleri tek tek ortaya çıktı, şu anda elimizde.”
Gezi bir darbe girişimiydi ama bunu başaramadılar. Mısır’da Ukrayna’da işe yaradı ama Türkiye’de işe yaramamadı. 17-25 Aralık darbe girişimiydi. 17 Aralık sonrasında ne dedik inlerine gireceğiz. İnlerine girdik ve giriyoruz. Yolsuzluk kılıfı, yolsuzluk maskesi darbe niyetinin üzerini örtmeye yetmedi. Eğitimden, hizmetten, himmetten bahseden yapının birtakım kirli cinayetlere, faili meçhul cinayetlere dahi bulaştığını işte bugünlerde görüyoruz. Daha da fazlası çıkacak, zincir bunu gösteriyor, daha şaşırtıcı şeyler de görecek duyacaksınız.
Paralel yapı hiçbir zaman yalnız hareket etmedi. Böyle bir darbe girişimini planlayacak zekaya da sahip değil. Paralel yapı maşa olarak kullanıldı. Birtakım çevreler özellikle de güneydeki (İsrail) sevdikleri ülke yönetimi bunları bir maşa olarak kullandı ve hala kullanıyor. Yetmedi muhalefet partileri yani eski Türkiye’nin aktörleri bu yapıya destek çıktı. İş ve medya dünyasından, siyasetten destek verenler oldu. Kim ne yaparsa biz inlerine girdik, daha da gireceğiz. Devlet içinde dahi onursuzca kendisini gizleyip bu şebekenin maşalığını yapan kurumları kuruşları haince koruyanlar var. Bütün bu oyunları bozmak lazım. Bunların meselesi Türkiye’nin bağımsızlığıyla."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çarşamba akşamı ikametine dönerken yazar ve düşünce adamı Nuri Pakdil’e Çankaya’daki evinde sürpriz ziyaret gerçekleştirdi. Karşılıklı sohbet ortamında hatıraların yad edildiği ziyarette Pakdil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çorba ikram etti. Sohbetin önemli bölümünde, düşünce ve edebiyat dünyasına damga vuran Necip Fazıl Kısakürek ile ilgili anıların konuşuldu. Espirilerin de eksik olmadığı sohbette Erdoğan’ın evdeki konuklar arasında yer alan Yazar Rasim Özdenören’e, “Nuri Abiyi neden evlendirmediniz?” diye şaka yaptığı, Özdenören’in de “Biz çok istedik ve uğraştık ama başaramadık” dediği öğrenildi. Bu sohbete Nuri Pakdil’in de “Gökte nikah kıyılmazsa yerde nikah kıyılmazmış. Nasip işte. Biz nişanlandık ama kısmet olmadı, ayrıldık” sözleriyle eşlik etti.
Yaklaşık üç saat süren ziyaret vesilesiyle Erdoğan’ın, usta edebiyatçı Pakdil’e özel baskılı Kur’an-ı Kerim hediye ettiği öğrenildi. Erdoğan, ev ziyaretinde AK Parti'li Mahir Ünal, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, başdanışmanlardan Savaş Barkçin, Mustafa Varank ve Sefer Turan da hazır bulundu. Evdeki konuklar arasında Yazar Necip Evlice ve Kitapçı Fatih Yurdakul’un da sohbetin tanıkları ve katılımcıları arasında yer aldıkları öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Emine Erdoğan dün akşam Üsküdar Belediyesi’nce düzenlenen “Hattat Hasan Çelebi’ye Saygı Gecesi”ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada Osmanlıca’nın okullarda ders olarak okutulmasına karşı çıkanları eleştiren Cumhurbaşkanı şunları kaydetti: İsminin başında profesör olan, ama Osmanlıcanın bir yazı dili olduğunu bilmeyenler var. Ben şu soruyu sormak isterim: Dünyada hangi millet vardır ki, medeniyetinin üzerine inşa edildiği yazıyı okuyamaz? Dünyada hangi millet vardır ki dedesinin mezar taşını okuyamaz, iftihar ettiği şairleri, yazarları, alimleri ilk kaynağından öğrenemez?
Bu toprağın evladı, dedesiyle, ecdadıyla, kendi öz medeniyetiyle irtibat kurmaya yönelik her gayret karşısında azıcık da olsa heyecan duyar. Ne diyorlar, ‘El uzaya gidiyor, biz Osmanlıcayı tartışıyoruz’ diye meseleyi sulandırmaya çalışanlar var. Eğer sen, yüzlerce yıllık hafızanı, birikimini siler atarsan, işte sadece bazılarının uzaya gidişini seyredersin. Daha nice asırlar seyretmeye devam edersin. Kimse Osmanlıcanın öğrenilmesinden korkmasın. Bırakalım çocuklarımız o eskimeyen yazıyla yeniden buluşsun.
