Yusuf Kaplan, Hayrettin Karaman, Hasan Öztürk, Merve Şebnem Oruç ve Abdullah Muradoğlu'nun yazılarının en dikkati çeken bölümleri:
Kaba güçle ayakta duruyor
Bu ülkede Müslümanlar iktidarda ama İslâm’ın hayatımızdan hızla çekildiği, ayağımızın altından kayıp gittiği gözleniyor…Ürpertici bu… Bunu, bu ürpertici gerçeği iktidardaki insanlar da -en azından bazıları da- görüyor, endişeleniyor ve nereye sürükleniyoruz böyle, diye soruyor… Eğer İslâm’ı kaybedersek, hiç bir şeyi kazanamayız… Eğer İslâm’ı kaybedersek, hiç bir şeyi koruyamaz ve insanlığın önünü açacak yeni bir dünya sunamayız insanlığa. Eğer İslâm’ı kaybedersek, bir Gazâlî, bir İbn Arabî, bir Yunus, bir Mevlânâ, bir Sinan, bir Itrî, bir Fatih veya Yavuz çıkaramayız… Eğer İslâm’ı kaybedersek, sadece biz kaybetmiş olmayız, bütün insanlık kaybeder… BATI ÇÖKERKEN…
Hayret ettim çünkü...
Artık bunu yadırgamıyor
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı çarşamba günü 4 saat sürdü ve bitti. Eski teamüller yerle bir oldu. Artık yeni teamüllerden söz ediyoruz.Türkiye 15 yıllık Ak Parti iktidarında çok büyük tabuları yıktı. Ve o tabular yıkıldığında gördük ki “korkular” üzerine inşa edilmiş nice zamanları yaşamak zorunda kalmışız. Ak Parti iktidarı dedimse burada Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın liderliğinin altını çizmekte de yarar var. Çünkü, bazen test etti, bazen sabretti, bazen “isteseler de istemeseler de alışacaklar” diyerek direndi. Nihayetinde “normalleşme” olağanüstülükler bir bir aşılarak gerçekleşti. Bakın, başörtülü bakan var, milletvekili var, asker var, polis var… Ve kimse artık bunu yadırgamıyor.
Gülen’e bağlayan yegane kişi değildi
15 Temmuz darbe girişiminin ardında FETÖ’nün olduğuna dair Türkiye kamuoyunda hemen hiçbir şüphe yok. Son dönemde ‘kontrollü darbe’ iddiasına savrulan CHP cephesinde dahi bu konuda bir kabul var. Fakat bu gerçeği yurt dışına anlatmada ciddi bir sorunumuz var. Halihazırda FETÖ’ye kol kanat germede birbiriyle yarışan, yurt dışındaki faaliyetlerinin ve yapılanmalarının önünü açan, FETÖ liderini iade etme noktasında hiçbir adım atmayan Batı cephesine 15 Temmuz gerçeğini anlatmak, ispat etmek, zaten tam da bu nedenlerle önem arz ediyor. Nitekim tek meselemiz FETÖ tehdidini yurt içinde bertaraf etmek değil; dışarıdaki gücünü de kırmamız, Türkiye’ye karşı oluşturduğu mevcut tehdidi engellememiz ve yeni tehditler üretmesinin önüne geçmemiz gerekiyor.Darbenin Türk Silahlı Kuvvetleri içinde planlanıp uygulamaya alınmadığının, bizzat FETÖ lideri Fethullah Gülen’in emirleri ve organizasyonuyla gerçekleştiğinin en belirgin delilleri Sincan’da devam etmekte olan “Akıncı Üssü davası”nda yer alıyor.