ABD'de daha şimdiden bu yeni gelişmenin nasıl 'tatlı kârlara' dönüştürüleceği tartışması başladı. Bazı sektörler, insanın gen haritasının çıkarılmasının ekonomide, 1970'lerde bilgisayar teknolojisinin devrimine benzer bir sonuç doğuracağı ve gelecek 20 ile 30 yılın genomik (genetik ekonomisi) çağı olacağı görüşünde birleşiyor.
Biyoteknoloji sektörünün, başlangıçtaki büyük umutlara rağmen daha sonra tutturduğu "ağır aksak" tempoyla yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattığına dikkat çeken başka bazı uzmanlar ise son buluşla hayal güçleri tahrik edilen yatırımcılara "itidal" çağrısı yapıyor.
"Aşırı coşanlar" ile "temkinliler" arasındaki görüş ayrılıkları ne olursa olsun, insan gen haritasının çıkarılmasının biyo-teknolojiye yatırım yapanlara yeni ufuklar açacağı kesin kabul ediliyor.
Araştırmalardan, yeni ilaçlar üretmek için süren çabaların biyo-teknoloji sektörüne yoğun bir sermaye akışı sağlayacağı kaydediliyor. Uzmanlar, ihtimal dahiline giren olasılıklardan kanser ilacının bulunması halinde sadece ABD ekonomisinin yaklaşık 47 trilyon dolarlık bir kazanç elde edeceğini hesaplıyor.
Ayrıca demografik eğilimlere göre, 1998 yılında tüm dünyada 550 milyon olan 65 ve üzerindeki insan sayısının 2020 yılında 1 milyara çıkacağını hesaplayan uzmanlar, yaşlanan dünya nüfusunun daha fazla ilaç ve tedavi harcaması yapacağını, bunun da genetik bilimindeki gelişmelere dayanan biyo-teknoloji şirketleri için yeni kârlar anlamına geleceğini ifade ediyor.
Öte yandan bazı bilim adamları, buluşun suiistimale açık olduğunu ve dünyayı bir genetik ayrımcılık tehlikesinin beklediğini belirtiyor. Bu arada İngiltere'deki yerel bir gazetenin yazarı Dr. Tom Shakespeare, "Kimin bizim gen haritamızı tümüyle bilmeye hakkı var?" sorusunu yöneltirken, bu bilginin, işveren, sigorta şirketleri ve devlet tarafından doğru ve hakkaniyet içinde kullanılıp kullanılmayacağından kimsenin emin olamayacağını belirterek, "Eğer bu tür kişi ve kurumlar söz konusu bilgiyi bireylere karşı, onların haklarını çiğneyecek şekilde kullanırsa ne olacak?" diye sordu.
İnsanlar üzerinde genetik mühendislik çalışmaları yapılmasına karşı kampanya yürüten sivil toplum kuruluşu adına açıklama yapan Dr. David King ise "Eğer bilgilerin gizliliği sağlanamazsa bazı kurum ve kişiler ellerindeki bilgiyi kendi menfaatleri için kullanmaktan alıkonulamazsa sonuç tam bir genetik ayrımcılık olacaktır" uyarısında bulundu.