|

Tescilli bir katil ARİEL ŞARON

İSRAİL'İN Filistinliler'e yönelik katliam harekatının başındaki isim olan Ariel Şaron tescilli bir katil. Birçok cinayete imza atan Şaron, çoğu kadın ve çocuk 991 kişinin öldürüldüğü Sabra ve Şatilla katliamlarının sorumlusu.

Yeni Şafak
00:00 - 1/04/2002 Pazartesi
Güncelleme: 18:38 - 17/05/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

ŞARON Başbakan seçildikten 4 ay sonra Mescid-i Aksa'yı ziyaret ederek Filistin'de 'İntifada'yı ateşledi. Şaron Maariv gazetesine verdiği demeçte ise Lübnan işgali sırasında kuşatılan Yaser Arafat'ın öldürülmemesinden pişman olduğunu söyledi. İsrail Başbakanı Ariel Şaron, tarihte 'Beyrut Kasabı' olarak yerini alırken geçmişinde birçok katliama imza attı. Şaron, ilk katliamını 1958'de gerçekleştirdi.12 Ekim 1958 gecesi Şaron komutasındaki "Birlik 101" adını taşıyan 500 kişilik birlik Kibya adlı Filistin köyüne baskın düzenleyerek 67 kişiyi öldürdü, 75 kişiyi de yaraladı. Şaron en büyük katliamı ise 1982 yılında işledi. Şaron, Savunma Bakanı olduğu dönemde İsrail ordusu Lübnan'ı işgal etti. Şaron, mülteci kamplarının 'yerle bir edilmesi' emrini verdi. Sabra ve Şatilla mülteci kamplarında barınan 1000'e yakın Filistinli mülteci Şaron'un emrindeki askerler tarafından öldürüldü. Şaron, bu saldırı sırasında askerlerine 'herkesi öldürün' emrini verdi. Filistin Kurtuluş Örgütü ve Yaser Arafat Lübnan'ı terketmek zorunda kaldı.

BELÇİKA YARGILAMAK İSTEMİŞTİ

Şaron, Sabra ve Şatilla katliam emirlerinin bazılarını kabul etti ve bunları 'hata' olarak niteledi. 1983 yılında hakkında soruşturma açıldı. Şaron, Sabra ve Şatilla katliamlarından 'dolaylı olarak sorumlu' bulundu ve bakanlık görevinden azledildi. İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un, katliamdan kurtulan Filistinli mülteci bir kadın tarafından açılan dava nedeniyle Belçika'da 'savaş suçlusu' olarak yargılanması sözkonusu oldu. Davada ilginç gelişmeler yaşandı ve Şaron yargılanmaktan kurtuldu. Lübnanlı eski Elektrifikasyon Bakanı Elias Hubeyka, arabasına yerleştirilen 10 kilogramlık bombanın patlaması sonucu öldürüldü. Hubeyka'nın Şaron aleyhine ifade vermeye hazırlanırken öldürülmesi, kafalarda soru işaretleri bıraktı. Hubeyka'nın MOSSAD tarafından öldürülmüş olabileceği iddia edilirken, Belçika Senatosu Adalet Komisyonu Başkanı Josy Dubie, Hubeyka için, "Sabra ve Şatila katliamı konusunda söyleyecekleri vardı ve kendisini tehdit altında hissediyordu" dedi.

HEP KIŞKIRTI

İsrail'deki aşırı çevrelerin gözde ismi olan Şaron, Başbakan seçilmesininden 4 ay önce Kudüs'teki Harem-i Şerif'i ziyaret etti. Şaron'un bu ziyareti Filistinliler tarafından büyük tepkiyle karşılanırken Filistin'deki 'İntifada'nın yeniden ateşlenmesine neden oldu. İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Filistin Hareketi'nin lideri Yaser Arafat'a karşı büyük bir düşmanlık besliyor. Şaron, geçtiğimiz aylarda Maariv gazetesine yaptığı açıklamada ise1982 yılında İsrail'in Lübnan'ı işgali sırasında Filistin liderini öldürmemek için bir anlaşma bulunduğunu anlatarak, İsrail'in o dönemde kuşattığı Filistin lideri Yaser Arafat'ın öldürülmemesinden pişman olduğunu söyledi.

14 YAŞINDAYKEN ÇETEYE GİRDİ

Şaron, 1928'de doğdu. 14 yaşında silahlı siyonist çetelere katıldı. Ordu bünyesinde özel komando birliği kurarak ülke güvenliğinin korunmasında etkin görev üstlendi. Arial Şaron 1967'deki 6 Gün Savaşı'nda yer aldı ve 1972'de ordudan ayrıldı. Aradan 1 yıl geçmeden 6 Ekim 1973'de Yom Kippur Savaşı'nda orduya çağrıldı. Knesset'e 1973'te seçilen Şaron, 1 yıl sonra istifa ederek dönemin Başbakanı İzak Rabin'e güvenlik danışmanı oldu. 1982 yılında Savunma Bakanı oldu. 1984-1990 yılları arasında Ticaret ve Endüstri Bakanlığı yapan Şaron, Yerleşim Bakanı olduğu doksanlarda Batı Şeria ve Gazze'de 1967 işgali sırasında alınan bölgeleri yerleşime açtı. 1998 yılında Dışişleri Bakanı oldu. Şubat 2001'de seçmenlerin ancak %60'nın oy kullandığı seçimlerde iktidara geldi.

'Eriha'yı işgal edememek bana büyük acı veriyor'

Yaptığı icraatlar ve konuşmalarla hep tepki toplayan Ariel Şaron, The Guardian gazetesinde yayınlanan bir yazıda ise şu incileri döküyordu:

  • İşgal altındaki bölgelerde kim taş atıyorsa, onun sürülmesinden yanayım.

  • Yaser Arafat bir cani ve yalancıdır. O bir düşmandır.

  • Biliyorsunuz ki Kur'an'da Kudüs bir kere bile zikredilmez. Tüm dünyadaki Yahudiler dua ederken yüzlerini Tapınak Tepesi'ne dönerler. Ama dua eden bir Arap buraya arkasını döner.

  • İsrail nüfusunun normal hayatlarını sürdürmesini engelleyen, Yahudi çocuklarına dokunan herkesi bu topraklardan çıkarmalıyız. Detaylara girmek istemiyorum, ama temel nokta terörizmi bu topraklardan çıkarmalıyız.

  • Acı verici tavizlerden söz ettiğimde, Nablus, Eriha ve diğer yerleri bir daha işgal edemeyeceğimizi kastediyorum. Benim için bu çok acı verici bir tavizdir. Çünkü tüm bu yerler Yahudi insanlarının kökenlerinin doğduğu yerlerdir.

  • Sürekli cani olarak gösterilmem hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Olup biten herşeyden sonra Araplar'ı kahvaltıda yiyen bir şahsiyet olarak nam saldım. Ama bu temelsiz bir düşüncedir. İnsanlar savaşlarda öldürülürler. Ama ben hiçbir zaman bir tutukluya kötü davranılmasına izin vermedim, kimsenin onurunu kırmadım"


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    22 yıl önce