Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, özetle şunları söyledi: Biz sözü unutmak için değil, yapmak için verdik. Görevimiz bütün o beyannamede söylediğimiz hususları yerine getirmek. Benim ağzımdan çıkan her söz teminat olarak söylüyorum, önümüzdeki 3 ay içinde yerine gelecektir. Seçim stratejisi grubumuz vardı, onlara ödevler verdik ve şimdi 3 aylık, 6 aylık bir yıllık ve 4 yıllık programlar çıkartıyoruz. 3 ay içinde kanuni düzenleme gerektirmeyen bütün vaatler yerine gelecek.
Kanun açısından bir düzenleme gerektiren konular için ise Meclis takviminin işlemesi gerekiyor. Asgari ücret, öğrenci bursları, polis ve askerlere verilen taahhütler, çiftçilere, esnafa, gençlere verilen sözler; yasal düzenleme gerektirmiyorsa, 3 ay içinde gerçekleştirilecek. Söz verdik mi öğrenci, gencimiz bilecek ki bu devlet öyle bir devlet ki onun başbakanı söz verdi mi gereğini yapar.
Orta ve uzun dönemli büyük yapısal reform sürecini başlatacağız. Dünya ekonomisi hızla değişirken, dünya şartları değişirken reform her günün ihtiyacıdır. Birçok düzenlemeyi hem siyasal hem ekonomik reformlar, bunu da ilk aşamasını ilk 6 ayda tamamlayacağız, yargı reformu başta olmak üzere yargı reformunun bazı unsurları ilk 6 ayda bitecek. Şu icraatları 3 ayda, şu reformları, icraatları 6 ayda, şu yapısal reformları da bir yılda diye projeleri takvime bağlayacağız. Şimdi kendimize ev ödevi yaptık.
(Yeni anayasa ve başkanlık sistemi) Mesele, Sayın Cumhurbaşkanımızın yetkisinin artırılması, eksilmesi meselesi gibi tartışılmamalı. Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamı arasında her an problem çıkarmaya ayarlı bir yapı var. Sayın Cumhurbaşkanımızla benim ilişkimin doğası gereği sistem yürüyor. Meselenin cumhurbaşkanlığı makamının gücünü artırmak ve onun üzerinden bir güç mücadelesi olarak görülmemesi ve sükunetle tartışılması lazım. Biz, şu veya bu modeli dayatmak için bir şey gündeme getirecek değiliz.
317 milletvekilimiz var, referandum sağlamak için sayımız yetmiyor. O zaman mutlaka bir uzlaşıyla bu olacak. Tansiyonu düşürüp, yeni anayasayı bu çerçevede tartışılabilir bir ortam hazırlamalıyız. Şahsi hesaplarımızı bir kenara koyalım, 50 sene sonra da yaşayabilecek bir anayasa, 100 sene sonra da o gün torunlarımızın gurur duyacağı bir anayasayı birlikte yazalım, o anayasa ister başkanlık sistemi, ister parlamenter sistem...Birlikte bir şey oluşturursak doğru yere gideriz.
Bizim kanaatimiz samimi olarak, iyi tanımlanmış güçler ayrılığı prensibine dayalı bir başkanlık sistemidir. Bunu da samimiyetle söylüyoruz. Fakat bunun için bugünün tartışması değil bu. Bugün bizim için şu anda acil olarak vatandaşımızın bize yüzde 49,5 oy verme sebebi acil sorunları çözmek, vatandaşın önünü açmak ve büyük bir reform hamlesini başlatmak. O reform hamlesinin omurgasında anayasa var. Kendi halkına, vatandaşlarına güvenen bir anayasa. Başkanlık sistemini de bu çerçevede tartışmamız gerektiğini düşünüyorum.
Davutoğlu, “Önümüzdeki dönemde, inşallah etkin bir yönetim bağlamında önemli bazı kararlar ve büyük yapısal reformları içeren adımlar atacağız. Hükümeti kurduktan sonra mini kabine şeklinde bir mekanizma düşünüyorum. Birisi ekonomi alanında, yani ilgili bakanların ve bürokratların katılıp dünya ekonomisindeki gelişmeleri ve Türkiye'ye yansımalarını konuşabileceğimiz bir yapı. Geçen sene bunu bir iki kere yaptık" dedi.
AK Parti'nin korku siyaseti yürüttüğü iddialarına yanıt veren Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefeti öz eleştiri yapmaya davet ederek, “Biz, öz eleştiriyi yaptık. Şimdi 'korku siyaseti' diye iddia eden partilerin, oturup kendilerini 'niye biz bu oyları kaybettik' diye öz eleştiriye tabi tutmaları lazım. Kendilerini böyle bir öz eleştiriye tabi tutmadan, AK Parti'nin başarısına gölge düşürmeye kalkarlarsa, daha çok yenilgi tadarlar. Benim HDP'ye, MHP'ye, CHP'ye tavsiyem; 'korku siyaseti' gibi kavramlar üretmek yerine, otursunlar başlarını iki ellerinin arasına alsınlar. Onlar siyaset yapmaktan korktular, korku siyaseti falan değil. Siyaset yapmaktan korkmasalardı, bizimle hükümet kurarlardı. Türkiye'de korku siyaseti yok, siyaset korkusu var" diye konuştu.
Suriye sorununa kapsamlı bir çözüm bulunması gerektiğine dikkati çeken Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Suriye içinde çözüm için entegre bir strateji varsa ve bu entegre strateji içinde BM ve bütün ülkeler bir rol almışsa, biz de o rolü alırız. Bu anlamda kara, hava fark etmez. Nihayet herkesin elini taşın altına koyduğu bir durumdan bahsediyoruz ve Suriye'ye huzur ve sükun gelmesi herkesten önce Türkiye'nin menfaatine" dedi. Suriye politikasına yönelik eleştirilere de yanıt veren Başbakan, “Emin olun ki, yüzyıl sonra dahi Suriye'nin genç nesilleri kendilerine ellerini uzatan Türkiye'yi minnetle anacak. Tersi bir tavır takınmış olsaydık, aynen Cezayir'e rahmetli Özal'ın gidip özür dilemesi gibi, bizden birilerinin Suriye'ye gidip özür dilemesi gerekirdi" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, dün partisinin MYK ve MKYK'sını topladı. Davutoğlu ilk olarak MYK üyeleriyle bir araya geldi. 25 dakika süren toplantının ardından Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplandı. Toplantı sürerken gazetecilerle bir araya gelen AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, son kongrede kurulması kararlaştırılan Siyasi Erdem ve Etik Kurulu'nun oluşturulduğunu açıkladı. Kurulun, partinin faaliyetlerini, parti kurucu değerleri ve ilkeleriyle, temel hedef ve politikaları açısından izlemekle görevli olduğunu belirten Çelik, Kurul'a belirlenen isimler açıkladı: Prof. Dr. Raşit Küçük, Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, Dr. Ömer Bolat, Şeref Malkoç, Güldal Akşit, Cemil Tunç, Halide İncekara.
Toplantıda Başbakan Davutoğlu'na MKYK tarafından hükümeti kurma konusunda oy birliği ile yetki verildiğini açıklayan Çelik, çözüm süreciyle ilgili sorulara da cevap verdi. Bir gazetecinin, “Süreçte HDP ve İmralı'nın muhatap alınmayacağına dair bilgiler var, neler söyleyeceksiniz?" şeklindeki sorusunu ise Çelik, “HDP sürekli muhataplığı kendine indirgemek istiyor. Böyle bir şey yok. Sözü olan partiler aşiret liderleri, STK'lar muhataptır. Sorunuzun İmralı ile ilgili kısmı, herhangi bir şekilde siyasilerin görüşmesi söz konusu değil. İhtiyaç duyulursa devletin çıkarları açısından bu görüşme yapılır" cevabını verdi.
AK Parti'nin seçim vaadinde bulunan asgari ücret ile ilgili ilk adım bugün atılıyor. Davutoğlu'nun bugün ekonomi dünyası ile biraraya geleceği bildirildi. Ekonomik konularının değerlendirileceği toplantının ana gündemi asgari ücret konusu olması bekleniyor. Sendikalarında bulunacağı görüşmeye iş dünyasını temsilen isimler de katılacak.
