|

Yahudilerin işini bitirdiği Dior baş tasarımcısına Türkiye daveti

Şükrullah Dolu
00:00 - 12/09/2011 Pazartesi
Güncelleme: 23:57 - 11/09/2011 Pazar
Yeni Şafak
Yahudilerin işini bitirdiği Dior baş tasarımcısına
Yahudilerin işini bitirdiği Dior baş tasarımcısına

Adı John Galliano...

1960'da Cebelitarık'ta doğdu, çocukluğu İspanya'da geçti, Londra'daki Central Saint Martins'de moda okudu. 1984 yılında kendi markasını oluşturmaya başladı. Romantik temaları yeniden yorumladığı koleksiyonları, moda eleştirmenlerinden büyük övgü alınca 1987'de 'Yılın İngiliz Moda Tasarımcısı' ödülüne layık görüldü. Daha sonra aynı ödülü üç kez almayı başaran Galliano, böylelikle İngiliz modasında bir ilke daha imza attı. Buna rağmen 1992'de Londra'yı terk edip, moda endüstrisinin en büyük merkezlerinden biri olan Paris'e yerleşme kararı aldı. Paris'te de moda otoritelerinin dikkatini çekmeyi başaran Galliano'nun dehasını anlayan ilk moda patronu, Givenchy, De Beers, Donna Karan, Kenzo, Christian Dior ve Louis Vuitton gibi 50 lüks tüketim markasını bünyesinde barındıran ve yaklaşık 60 alt şirketten oluşan LVMH Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Bernard Arnault oldu. 1995'te LVMH'nin bünyesine dahil olan Galliano'nun önce Givenchy'nin, ardından da Christian Dior'un kreatif direktörlüğüne getirilmesiyle Dior önemli başarılara imza attı. Bunun üzerine patron Bernard Arnault, “Dünyanın En Sıradışı Modacısı” olarak tanımlanan John Galliano'nun ismini de marka yapma kararı aldı ve bu markanın yüzde 9 hissesini de Christian Dior'a baş tasarımcı yaptığı John Galliano'ya verdi. Küresel krize rağmen lüks tüketim olduğu için işler gayet güzel giderken bu yılın mart ayı başında ünlü tasarımcı adliyeye düştü. İddia edildiğine göre John Galliano, Yahudi Cemaati'nin yoğun olarak yaşadığı Paris'in Marais bölgesindeki bir barda Yahudi bir çiftle tartışmış ve Yahudiliği aşağılayan sözler sarfetmiş. Bunun üzerine 1996'dan beri Dior'un kreatif ekibinin başında yer alan ve günümüzün en etkin tasarımcılarından sayılan John Galliano tutuklandı. Olayın duyulduğunun ertesi günü, moda evi CEO'su Sidney Toledano, Bernard Arnault'un (Forbes Dergisi'ne göre 41 milyar $ serveti ile Avrupa'nın en zengin adamı gösterilen Arnault, Yahudi zenginler listesinde de yer alıyor) sahibi olduğu Dior Modaevi'nin antisemit (Yahudi düşmanı) söylemlere hoşgörü ile yaklaşmasının mümkün olmadığını açıkladı. Ayrıca soruşturma tamamlanıncaya dek John Galliano'nun görevden uzaklaştırıldığı haberini verdi. Ünlü modacı, olay sırasında alkolün ve kullandığı reçeteli ilaçların etkisi altında olduğunu, yaşananları hatırlamadığını söylemişti. Ancak yargılanmaktan kurtulamadı ve geçen hafta açıklanan karara göre Galliano, 6 bin euro para cezasına çarptırıldı ve kendi adını taşıyan markadaki hissesini de kaybetti. Danimarkalı Jyllands Posten Gazetesi karikatüristi Kurt Westergaard'in Peygamber Efendimiz'le ilgili çizdikleri “Düşünce özgürlüğü” kapsamında değerlendirilirken, tasarımcı John Galliano'nun alkolün ve kullandığı reçeteli ilaçların etkisi altında olduğunu belirtmesine ve özür dilemesine rağmen cezaya çarptırılmasını anlamak mümkün değil. 41 milyar dolarlık serveti bulunan patron Bernard Arnault, dinini ticaretine alet etmiş olamaz mı? Açık söyleyelim, komplo kokusu geliyor. Fakat onlardan adalet bekleyecek kadar saf değiliz. Onu yine biz yapacağız. 1500'lerde İspanyolların zulmüne uğrayan Yahudilere kucak açan bizler, Yahudilerin kariyerini bitirdiği İngiliz John Galliano'ya da sahip çıkarız. Buradan John Galliano'ya açık davetiye gönderiyor ve Türk moda sektörüne de duyuruyoruz. İsrail Dışişleri Bakanı katil PKK'lılarla görüşmeyi planlayadursun, biz Yahudi mağduru John Galliano ile dünyada 'Barış modası'nı başlatmayı gündeme alıyoruz. “İnsanı yaşat ki devlet-medeniyet yaşasın” anlayışının takipçileri olarak hem John Galliano'yu yeniden hayata döndüreceğiz hem de onun yeteneğinden istifade edeceğiz. Başta Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) olmak üzere tüm ilgili kuruluşları en kısa zamanda bir basın toplantısı yaparak Galliano'yu Türkiye'ye davet etmeye çağırıyorum. Marka çıkarmak isteyen, dünya markaları ile yarışmaya hazırlananlara bundan daha iyi meydan okuma olabilir mi? Davet haberinin dünya moda-marka çevrelerinde nasıl bir pozitif etki yapacağını anlatmaya bile gerek yoktur sanırım. Evet, fasoncu kalmak isteyenler ve gerçekten marka olmak isteyenler kararını versin. Çünkü ben B planımı açıklayacağım.


13 yıl önce