|

Zor bir süreç ama ödülü büyük

15 Temmuz gecesi Esenler’de eşi şehit olan kendisi de bir bacağını kaybeden Vahide Şefkatlioğlu: 1,5 ay boyunca eşim aynı hastanede tedavi altında sanıyordum, kimse tankın altında can verdiğini söylememişti. Ağrılarım nedeniyle kırmızı reçeteli ilaçlar kullandım. Zor bir süreç ama mükafatı çok büyük.

Fatih Özer
04:00 - 13/07/2019 Cumartesi
Güncelleme: 02:31 - 13/07/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
Vahide Şefkatlioğlu
Vahide Şefkatlioğlu

Hain darbe girişiminde vatan mücadelesi için Vahide Şefkatlioğlu eşi Mehmet Şefkatlioğlu ile birlikte Esenler'de sokağa çıktı. Vahide ve Mehmet Şefkatlioğlu cuntacıların kullandığı tankın altında kaldı. Eşi Mehmet Şefkatlioğlu tankın altında can vererek şehit düştü. Vahide Şefkatlioğlu ise bir bacağını kaybetti. Aradan geçen yıllara rağmen bir an olsun pişman olmadığını söyleyen Şefkatlioğlu, “Bugün aynı şey olsa tek bacağımla gider vatanımı savunurum” dedi.

BAYRAK DENİZİ GİBİYDİ

Dışarı çıktıkları an hangi yöne gideceklerini bilemediklerini, insanların akın akın havalimanına doğru gittiğini anlatan Şefkatlioğlu, “Herkesin elinde bayrak. Bayraklar dalga dalga yayılıyordu, adeta bayrak denizi gibiydi. Birden ateş edildi. Eşim 'bariyerlerin üstünden atlayalım' dedi. Ben, 'sen atla, ben yapamam, altından geçerim' dedim. O bacağını tam bariyere attı. Ben de elimi bariyerin altına koyup eğildim. Tam o sırada tank üstümüzden geçti” diye konuştu.

ZOR SÜREÇ AMA MÜKAFATI BÜYÜK

“Sadece Allah dediğimi hatırlıyorum” diyen Şefkatlioğlu, “İki ay boyunca yoğun bakımda yattım. 1,5 ay boyunca eşim aynı hastanede tedavi altında sanıyordum, kimse o tankın altında can verdiğini söylememişti” ifadelerini kullandı. Şefkatlioğlu, o günden bu güne aradan geçen üç yılı ise şu sözlerle aktardı:

“Zor bir süreç ama mükafatı çok büyük, hiç gocunmuyorum. Ben o gece sokağa ülkem için, evlatlarımıza güzel bir hayat bırakmak için çıktım. Türk milleti ülkesini bırakıp bir yere gidecek millet değil. Peygamberimizin torunlarının kanları var o kadar savaşlar yaşandı nasıl bırakalım.”

Bin kolum feda olsun


  • 15 Temmuz darbe girişiminde cuntacılar tarafından iki kolundan vurulan ve sol kolunu kaybeden Üzeyir Civan vatan sevgisinden vazgeçmedi. Cuntacıların köprüyü kapatması üzerine vatan mücadelesi için Sabiha Gökçen Havalimanına gitmek üzere evden ayrıldıklarını belirten Civan, “1980 darbesini yaşamış biri olarak girişim sonuçlarını iyi biliyordum. Yaşanılan sıkıntıların ve idamların bir daha yaşanmaması için kendimi sokağa attım” dedi.
  • YAYLIM ATEŞİ AÇTILAR
  • Civan, “Havalimanına gitmek için Orhanlı Gişelerine geldiğimizde gişelerin halk otobüsleriyle kapatıldığını gördüm. Havalimanına gitmek isteyen askerler yol kapalı olduğu için geldikleri araçlardan inerek yol kenarında bulunan toprak alana mevzi alarak halka ateş açıyorlardı. Halk kurşunlardan korunmak için araçlarını siper etmişti. Bir süre sonra askerler vatandaşları vurmaya başladı” dedi.
  • İSLAM’IN SON SANCAĞI YERE İNMEDİ
  • Civan, şöyle devam etti: “O gece sokağa çıkmadan önce hayatımızı nasıl yaşıyorsak şimdi de aynı şekilde yaşıyoruz. O günkü hissiyatımızı biz hiçbir zaman kaybetmedik. Bir kolum halen yerinde duruyor. Gerekirse onu da bırakırım. Ama bu toprakları kanımın son damlasına kadar savunurum. Bir kolumu benden aldılar ancak vatanımızı alamadılar. Bir değil bin kolum olsun yine ülkem için feda ederim. O alçaklara sesleniyorum, hevesleriniz 15 Temmuz gecesi kursaklarında bırakıldı. İslam’ın son sancağını yere inmedi.”

Bu vatanı kimseye bırakmayız


  • 15 Temmuz gecesi Çengelköy’e giden Kadıköy-Kartal Metro Hattı İstasyon Amiri Mustafa Uygun cuntacıların silahından çıkan kurşunların hedefi oldu. Karnından girip, omuriliğinde parçalanan kurşun, Uygun’u yatağa mahkum etti. Türk bayrağı ile donattığı odasında darbe gecesi yaşadıklarını anlatan Uygun, “Ne olduğunu anlayamadan üzerimize acımadan ateş açmaya başladılar. Bir anda yere yığıldım. Ayaklarımı hareket ettiremiyordum” dedi. Hastaneye kaldırıldığını ve 3 ameliyat geçirdiğini belirten Uygun, “Omuriliğimdeki hasar nedeniyle felç oldum. Ama umudumu hiç kaybetmedim” diye konuştu. Uygun, “Bir kez daha böyle bir girişim olsun tekerlekli sandalyeyle de olsa yine de sokağa çıkar mücadelemi veririm. Bu vatanı kimseye bırakmayız. Hiçbir hain vatanımızı bizden alamaz. Al bayrağımızı hiç kimse yere indiremez” diye konuştu.

Hayatımın en büyük zaferi


  • Darbe girişiminde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbeciler tarafından G-3 mermisiyle bacağından vurulan Sabri Gündüz bir bacağını vatan savunması için feda etti. Darbe girişimini öğrendiği an arkadaşıyla birlikte köprüye gittiğini söyleyen Gündüz, “Cuntacılara bırakacağımız bir avuç toprağımız yoktur diyerek sokağa çıkmaya karar verdim. 10 aylık bebeğimi beşiğinde öpüp eşimle helalleştim. Köprüye geldiğimizde ilk grupta yer alıyordum. Etrafımdaki insanlar birer birer yere düşerken, göğsümüzü siper edip kurşunlara karşı dik durduk” dedi.
  • 47 KEZ AMELİYAT OLDUM
  • Hastaneye girdiği an ki manzarayı hayatı boyunca unutamayacağını söyleyen Gündüz, “Sedyelerin tamamında yaralılar vardı. Sedye bulamayan yaralılar yerde yatıyordu. O kadar çok kan vardı ki. O anki manzarayı hayatım boyunca unutamayacağım” ifadelerini kullandı. Hastanede kaldığı süreçte yaşadığı zorlukları anlatan Gündüz, şöyle devam etti: “O gece sokağa çıkmasaydım yaşamanın bir anlamı kalmayacaktı. Benim için hayatımın en büyük zaferidir. Bir yılım hastane odalarında ve geçirdiğim ameliyatlar ile geçti. İlk 3 ayda 32 ameliyat geçirdim. Neredeyse 3 günde bir ameliyat oldum. Toplam ameliyat sayım 47’ya ulaştı. Yaşadığım acılar nedeniyle bazen doktoruma ayağımın kesilmesini istedi. O kadar şiddetliydi ki acılar dayanmak çok zordu. Yapılan tedaviye olumlu cevap veremediğim için bacağım kesildi.”


#​15 Temmuz
#Esenler
#Vahide Şefkatlioğlu
5 yıl önce