Pierre Loti'nin 100 yıl önce aşık olduğu ve onun ismiyle anılan Pierre Loti Tepesi “Sevgi paylaştıkça yücelir ve çoğalır” sloganıyla bu kez çok farklı bir etkinliğe sahne oldu. Pierre Loti Aziyade Restaurant'ta 6 Fransız, 5 Türk ressam biraraya gelerek Haliç ve İstanbul'u resmettiler. Projenin başlangıcı Fransız gazeteci Lionel Serik'in 3 yıl önce babasının ölümüyle kökenlerinin Antalya'ya uzandığını öğrenerek, Antalya'ya gelmesine dayanıyor. Daha sonra İstanbul'a gelen Serik, Paris Kültür Ataşesi Hasan Yavuz ve Eyüp Belediyesi ile işbirliği içerisinde Pierre Loti'nin başlattığı sevgi ve barış rüzgarlarını resim sanatıyla günümüze yansıtıyor. Projenin bir ayağı da Fransa'ya uzanıyor. İstanbul'da düzenlenen bu etkinlikten sonra Türk ressamların da 2011'de Fransa'ya gidip d'Oleron adasını resmetmeleri düşünülüyor. Hatta öyle ki Pierre Loti'nin doğduğu kent Rochefort ve aşık olduğu Eyüp için kardeş belediyecilik çalışmalarına başlanmış bile.
Etkinliğin mimarlarından Fransız Gazeteci Lionel Serik ile küçük bir röportaj yaptık. Böyle bir projenin gerçekleştiriliyor olmasından neler hissettiğini sorduğumuzda, “Pierre Loti'nin başlattığı hikayenin devamı gibi hissediyorum. Tarih gelecek demektir” cevabı Eyüp'ün ne kadar güzel bir olaya ev sahipliği yaptığını hatırlatıyor. Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu ise “Pierre Loti ülke olarak çok tanıdığımız biri değil. Ama kendisi Kurtuluş Savaşı döneminde Türkiye'nin tezlerini Avrupa'ya aktarmış ve Türklerin anlaşılabilmesi için çok uğraşmış bir isimdir. Bu yüzden projeyi Pierre Loti Tepesi'nde gerçekleştirdik” diyor.
Projeye katılan Fransız ve Türk ressamlara izlenimlerini sorduk, aldığımız cevaplar şöyle: Bu projenin içinde olmaktan mutluluk duyduğunu söyleyen Fransız Ressam Daniel Bergagna, “Pierre Loti'ye bakar gibi, Haliç'e bakar gibi hissettim.” İstanbul'a ilk defa 15 yıl önce gelen Bergagna, izlenimlerini şöyle paylaştı: “Şu anda yaptığım resim şimdi gördüklerimle alakalı değil. 15 yıl önce hafızamda kalan görüntüyle alakalı. Bundan 15 yıl önce geldiğimde güneş batmakta, gökyüzü kızıl ve geri planda minareler.” Dominiue Barreau'nun da reddedemeyeceği bir teklifti bu proje. Çünkü Barreau, Haliç'i çizmenin İstanbul'a çok güzel bir perspektif kazandırdığını düşünüyor. Proje vesilesiyle İstanbul'u tanıyan ve İstanbullularla tanışma fırsatı bulan Barreau'a göre, “Uzaktan gördüğüm İstanbul manzarası yakın plandaki yeni binalar bana İstanbul'un tarihi hakkında bilgi veriyor.” Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyesi Selçuk Fergökçe, yaptığı tualde “Kırmızı” vurgusu taşıyor. Bunu kendisine sorduğumuzda, “Bugün var olan durum için ne kadar kan akıttık, bir düşünelim. 90'lı yıllardaki bakışımız çok farklıydı” diyor.
