|

6 kadın ilk eserlerini anlattı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ilk eserlerini vermiş genç kadın yönetmen ve yazarların duygularına yer verdik. İlk eser demek bir bilinmeyene yolculuk demekti her biri için. Ama öte yandan büyük heyecanlara yelken açmaktı. İlk kitaplarına imza atan kadın yazarlardan Gülşen Funda, ilk kitabının imzasını gücünü aldığı annesine vermiş.

Halime Kirazlı
00:00 - 8/03/2022 Salı
Güncelleme: 23:31 - 7/03/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Gülşen Funda
Gülşen Funda

Dünyada ve ülkemizde kadınların iş gücüne ve mesleklere dağılım oranı farklı akademik çalışmalara konu oldu. Bu çalışmalarda ortaya çıkan sonuç, kimi zaman çalıştıkları alanların yetersiz olduğu, kimi zaman sayılarının artmaması, bazı durumlarda ise ayrımcılığa uğramaları yönünde. Fakat yıllar içinde kadınlar iş ortamlarında sayıca artarak başka kadınlara da ilham oldu. Biz de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, ilk eserlerine imza atan genç kadın yönetmen ve yazarlara neler hissettiklerini sorduk.

İlkler pusuladır

  • Döndü Toker, profesyonel anlamda ilk filmini çektikten sonra yapması gereken daha fazla şey olduğunu görmüş. İlk eserin kendisinde oluşturduğu etkiyi şu sözlerle anlatıyor: “İlkler her zaman zordur ama çok da öğretici ve yol göstericidir aynı zamanda. İlkler bir pusuladır. Ne yapmak istediğinize ve ne yapacağınıza dair büyük bir fikir verir.” Kadın ya da erkek insanın türlü zorluklar yaşamasının doğal olduğunu söyleyen Toker, “Farklı çıkarların olduğu sinema sektöründe kadınsanız tabii ki ekstra zorluklar var. Ama bu erkek olanlar zorluk yaşamıyor demek değil” diye ekliyor.

Yeni filmlerin heyecan kaynağı

Yönetmen Merve Kotan, en önemli şeyin ilk adımı atabilmek olduğunu söyleyerek, “Hayalini kurduğumuz projeyi düşünüp, o projenin büyüklüğü ve yükü altında eziliriz bazen. Sanki asla ulaşamayacakmışız gibi hissederiz. Geriye dönüp ilk gerçekleştirdiğim projelere baktığımda, o imkân ve imkânsızlıkları düşünüp heyecanlanıyorum. İlk film benim için yeni filmlerin enerji kaynağı” diyor.

Misafir ağırlıyor gibiydim

  • Filmini izleyince, zihninde dönen ihtimallerin netleşmesinden duyduğu rahatlamayı anlatan yönetmen Elif Demirhas, “Defalarca izledim. En başta kusur arıyordum. Bu duygu yerini sevgiye bıraktı. Sevdiklerime izletirken de izlemeye devam ettim. Yeni evimde misafir ağırlıyor gibiydim, herkesin farklı yorumlarını duymak çok keyifliydi. Annem filmin gönüllü yemek sponsorlarından biriydi. Filmi ilk izlediğinde uzun saatler harcadığımızı bildiğinden, karşısında kısa bir film bulunca çok şaşırdı” diye konuşuyor.

Annem kendisi için yaşamazdı

İlk kitaplarına imza atan kadın yazarlardan Gülşen Funda, ilk kitabının imzasını gücünü aldığı annesine vermiş. Bunu “Yalnızca kendisi için yaşamadığı için güçlüydü annem. Kendi suyunu içmeyen ırmaktı, kendi meyvesini yemeyen bir ağaç, kendini aydınlatmayan bir ay: yine de kendine önem atfetmez, ‘Beni görüyor musun?’ diye sormaz; dünyayla göz gözedir, gülümser ve sükut eder yalnızca” diyerek açıklıyor.

İlk günüme not: Sakin ol

  • Merve Çakır, daha üç ay önce “Üç Yüzlü Ejderhanın Anlamsız Hikâyesi”yle ilk kitabını çıkarmış. Çakır, ilk eser heyecanını, “Yazmak benim çocukluk hayalimdi. Bunu gerçekleştirdiğim için mutluluk duyuyorum. Bu konudaki en büyük destekçim ailem. Kitap çıktığı zaman gözlerindeki mutluluk ve gururu görebiliyordum” diyerek anlatıyor. “Bugünden yazmaya ilk başladığın güne dönsen ve kulağına bir şeyler fısıldasan ne olurdu” sorusuna ise kısa ve öz bir cevap veriyor: “Sevgili Merve, sakin ol.”

Zıtları yaşıyordum

“Gör İhtarı” isimli kitabın yazarı Nisan Erdem de ilk eser sahibi bir yazar. Erdem, “Binbir duygunun ve anının içinden baktığım için gerçekte olmadığı kadar uzun, heyecanlı ve bana çok şey öğreten bir yol oldu. Eseri 2018-2021 yılları arasında kaleme aldım. Israrla çıkış arıyordum, çok mutluydum, çok üzgündüm, çok hayal kırıklığı doluydum, çok umutluydum… Birbirine zıt ‘çok’ları yaşayan bir Nisan’dım” diyerek anlatıyor duygularını.

#Gülşen Funda
#Nisan Erdem
#Döndü Toker
#Elif Demirhas
#Merve Kotan
#Merve Çakır
2 yıl önce